Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Bütün kölelerin dillerinde tek bir dua vardı (artık neye ve kime inanıyorlarsa ona ettikleri) aslında tekrar tekrar okunan: "Tanrım, sahibimi merhametli kıl!"
‘Gözünde ne dünyanın cezbedici lezzeti vardı ne de zindana atılma korkusu. O koca yüreğinde bir tek arzu taşıyordu. O da Rabbinin rızasıydı. Rabbi ondan razı olsun da, o her zorluğa göğüs gererdi.’
Reklam
Ey Türk Gençliği aşağıda paylaştığım yazıyı çok dikkatli okuyun
YENİ DÜNYA DÜZENİNİ TÜRKLER KURUYOR Batı emperyalizminin yeni dünya düzeni palavrasını beyin savaşları komutanı Mustafa Kemal Atatürk'ün bir askeri boşa çıkarttı. Dünyanın yönetimi yeniden Türklere geçtiğine göre biz neler yapacağız ona odaklanma zamanıdır. Her alanda gelişen Asya güçleri Rusya ve Çin dayatmacı batı emperyalizmine karşı
Büyü
Yahudi âlimleri, Allah'ın Resûlüne büyü yaptılar. Sihir, İslâm tâbiriyle haktır, yâni vardır. Onu yapan da küfre girer. Fakat devrimizde ne kimsede onu yapabilecek ilim var; ne de din perdesinden geçinip böyle şeyler tecrübe etmek isteyenlerin maskaralıklarında en küçük kıymet... Allah'ın Resûlü rahatsız oldular. Sihri, Allah Sevgilisinin taraktan düşen saç tellerine düğümler atarak yapmışlardı. Buna karşı, Kur'ânın sonundaki (Muavezeteyn) isimli iki sure nazil oldu. Meleğin delâletiyle, düğümlü saç tellerinin atıldığı kuyu bulundu, açıldı, saç telleri çıkarıldı ve bu sûreler okunup tellere üflendi. Tellerden on bir düğüm... Her âyetin okunuşunda, tek tek sabun köpüğü gibi çözülen düğümler... (Muavezeteyn) sûrelerinin âyetleri on birdir. Allah'ın hikmetiyle tesir eden büyü, Allah'ın inayetiyle silinip gitti.
Sayfa 279 - Büyük Doğu YayınlarıKitabı okudu
Gençken yapmak istediğim pek çok şey vardı, Poppy gibi uzun ve gönüllülüğe dayalı gezilere çıkmak istemiştim. Bir ce­ maate atandıktan sonra bu düşünce imkânsız hale gelmişti. Eğer özgür olsaydım, Etiyopya’daki kıtlık için bir şeyler yapmaya ça­ lışabilirdim. Bir sene yaz aylarını Belarus’ta İngilizce öğreterek geçirebilirdim. Belki de Kenya’da bir kuyu açardım. İstediğim zaman, istediğim yere gidebilirdim. Herhangi biriyle. Pekâlâ, herhangi biriyle gitmezdim çünkü gözlerimi kapatıp Pokot’un tozlu ovalarını ya da Belarus ormanlarını düşündü­ ğümde, kaybettiğim geleceklerin hayallerinde yanımda sadece tek bir kadın vardı. Kısa boylu, zayıf, siyah saçlı ve kırmızı du­ daklı bir kadın. Bazılarında benimle su taşıyordu, bazılarında çocuklara yeni defterler götürüyordu. Belki de toplantılarda bir­ likte yürümek için parmaklarımızı birleştirirken güneş gözlükle­ riyle bana bakıyordu. Belki de hamakta üstüme uzanıyordu, ha­ mağın teninde bıraktığı elmas şeklindeki izleri görebiliyordum. Kim bilir, belki de sert bir yatakta birbirimize doğru kıvrılmış- ken soğuk bir yatakhaneyi paylaşıyorduk.
Tek bir göz yuvasında fırıl fırıl dönecek.Kalın, ince, pembe, beyaz, mor tekdudak aralanıp yerleretütsülenmiş, küflenmiş, küskün, titrek, kelimeler dökecek. Onları yerden topla. Derin bir kuyu kaz. İçine at. Ne varsa... ne varsa... ne varsa... Hepsini içine at.
Reklam
Günümüzde başarılı olmanın tek gerçek başarı olarak pompalandığı ve kısa yoldan başarılı olmuş insanlara maruz kalındığı düşünülünce, hayatlarımız içinden çıkılması zor, derin bir kuyu olarak görünür bizlere.
Milli
Bu topraklarda tutunmamızın tek yolu millî bir devlettir.
Sayfa 239 - Ötüken Neşriyat
“Tek istediğim ki eğer içimdeki karmaşık ve korkunç o hisse istek denirse, kaybolmaktı. Adeta bir kuyu bulup onun içinde yokluğa karışmaktı.”
Sayfa 89 - Ketebe YayınlarıKitabı okudu
İşte iki insan arasında bazan irkilircesine duyduğumuz bu uzaklıktır ki, «Kuluma şahdamarından daha yakınım diyen Allahın sırlarından bir işaret... Bütün itibarı yakınlıklar arasındaki uzaklığın ifadesi ola- rak, (Mopasan)ın «Yıldızların Bikesliği» adındaki hikâyesine bir zamanlar bayıldığını söyleyen Peyami Safa, asıl Yunus Emre'ye bakmalıydı: Bir garip öldü diyeler, Üç günden sonra duyalar, Soğuk su ile yuyalar: Şöyle garip bencileyin. Meğer ki, gökte yıldızım, Ola garip bencileyin. Garibiz; her yerde, her şeyin içinde ve herkesin ortasında garibiz... Vatanımız burası sanmayın!.. Ve bu gurbet Allah has retinden başka hiçbir şey değil... Her şeye ve herkese uzaklığın da aks-i davası o, Allah... Yakın olan o, ama biz farkında deği liz Öyleyse bazan, hem de ezbere: - Bir Allahım bilir, bir de ben... Derken ne kadar doğruyu söylemiş oluyoruz. En doğrusu: -Yalnız Allah bilir.... Bu kadar!... Benimki de, fertler arası bütün münasebet ve intikal vasıtalarını kaybetmenin, dipsiz bir kuyu içinde tek başıma kalmamın ve ilahi azâmeti, birdenbire şahdamarında hissetmenin haliydi
Sayfa 106Kitabı okudu
637 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.