Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Köprü ve otoyollara zam Neyse ki arabam yok. Suyun altına girip yıkanacağım Zam musluğu açılmadan evvel. Kirlerimden arınıp iyice Memlekette daha sağlıklı yaşadığımı hisseceğim Kahvede çayın tanesi hala on lira Ekmekle aynı fiyata. Ben her zaman dört bardak çay İki ekmek yerdim. Ekmeği yarım isteyemem çayı azaltmalıyım. Senin kazandığını da
Kiracıyım Bir Acıya
Sen ey kendiyle yetinen! Fosforun yeri gece, Ne yapar gecesiz ateşböceği? Belki anlamsız ve delice Kumrunun inanılmaz yuvası Bir direğin tepesinde. Ama boşluktur biraz da bir kuşu biçimleyen,
Reklam
Sen ey kendiyle yetinen! Fosforun yeri gece, Ne yapar gecesiz ateşböceği? Belki anlamsız ve delice Kumrunun inanılmaz yuvası Bir direğin tepesinde. Ama boşluktur biraz da bir kuşu biçimleyen,
Kır Abbas, fırından yarım ekmek aldı. Bakkaldan 100 gram helva ... Helvayı ekmeğin içine bastı. Ayak üstü yiyiverdi. Caminin dibindeki çeşmeden bir su içti. Bir de su döktü. «Alış verişimiz bitti kasabaylan!..Ödeştik! .. » dedi.
Sayfa 118 - Remzi kitapevi
Sen ey kendiyle yetinen; Fosforun yeri gece, Ne yapar gecesiz ateşböceği? Belki anlamsız ve delice Kumrunun inanılmaz yuvası Bir direğin tepesinde. Ama boşluktur biraz da Bir kuşu biçimleyen,
Anadolu’nun bu son ağıtçısı her seferinde ölünün kapıdaki ayakkabılarına bakarak iç geçirdi, rahmetlinin henüz yorgan döşek gezen kokusunu içine çekti, mevtanın elbiselerini kucaklayıp bir yakınından hikayesini dinledi. Ölenin kim olduğunu, neler yaşadığını, hangi zorluklarla büyüdüğünü, neden öldüğünü, hangi muradını tamamlamadığını, içinde hangi
Reklam
Çocukluğunu Yaşamamış İnsanlar Konfederasyonu'nun iki numaralı bildirisi uyarınca ekmek almaya yolladığımız, fakat bir türlü geri gelmeyen çocuklarımızın anısına üç dakikalık saygı duruşunda bulunmak üzereyken çalar saatin canhıraş zili bizi yeni mesai gününe yetişmemiz için uyandırdı. Yarım kalan rüyalarımızı çoktan unuttuğumuz için kayıp çocuklarımızın hiçbirinin eksikliğini hissedemedik.
Dostum güvercin
Kör bir hücre, içinde ruhum idam. Hayallerle kaplıdır dört duvarlı zindan, Sıcak bir rüzgar eser küçük pencereden, Eriyen Salkımlar bedenimi delmez, Ayaklarım buz. Yüreğim soğuk. Beynim kızgın ateş.. Her sabah sesiyle uyandığım, Dostum ziyaret eder beni, Güvercinim Ekmek ortağım.. Öyle güzel çırpınır ki kanatları, Sanki Ahmet kayanın sesi
Lahm et demek, macun ise hamur kıvamına getirilen şeydir. Lahm ile macun bir araya gelip lahmacun olmuş. Bizim etli ekmek gibi. İki kelime de Arapçadan. Bu da yarım asır önce Eminönü’nde lahmacun satan esnaf.
Sen ey kendiyle yetinen; Fosforun yeri gece, Ne yapar gecesiz ateşböceği? Belki anlamsız ve delice Kumrunun inanılmaz yuvası Bir direğin tepesinde. Ama boşluktur biraz da Bir kuşu biçimleyen,
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.