Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Yıldırım Bayezid Han, âlimlerin sohbetlerinde bulunur, devlet meselelerini onlarla istişare ederdi. Allahu Teâla'nın emir ve yasak- larını bildiren sözleri canla başla kabul ederdi. Bir gün padişahın mahkemede şahitlik etmesi gerekiyordu. Mahkemede herkes gibi o da ellerini önünde bağlayarak ayakta bekledi. Devrin Bursa kadısı Molla Şemseddin Fenari dik dik pa- dişahı süzdükten sonra şu hükmü verdi: “Senin şahitliğin geçersizdir. Zira sen namazını cemaatle kılmıyorsun. Elinde imkân olduğu hâlde namazlarını cemaatle kılmayan biri yalancı şahitlik edebilir demektir." Bu itham karşısında herkes Yıldırım Bayezid'in hiddetlenmesini bekliyordu. Fakat o boynunu büküp mahkemeyi terk etti. Bu hadiseden sonra sarayının yanı başına bir cami yaptırdı ve namazlarını cemaatle kılmaya başladı.
Yıldırım Bayezid Bir rivayete göre, Rumeli'de kadıların rüşvet aldıkları şayiası ortaya çıkmıştı. Derhâl tahkikat açtıran Bayezid, suçu sabit olanları Yenişehir'de bir eve kapattırdıktan sonra yakılmalarını emretmişti. Kendisini büyük bir hiddetle verdiği bu kararından, başta Veziriazam Ali Paşa olmak üzere ulema ve âlimler güçlükle vazgeçirdiler. Ali Paşa'nın bunların aldıkları ücretin az olduğunu, bu sebeple böyle bir yola tevessül etmiş olabileceklerini belirtmesi üzerine padişah kadılara maaş bağlattı. Bu olaydan sonra devlet işlerinde en küçük bir suistimal dahi görülmedi.
Reklam
Timur'dan Yıldırım Bayezid'e mektup
"Bir karıncadan başka bir şey değilken, niçin filleri kışkırtmaya çalışıyorsun? Heyhat, seni ayaklarının altında çiğneyecekler.”
İranlı tarihçi Şerefeddin'den
Yıldırım Bayezid'in Hanımlarından Olan Devlet Hatun Mevlâna Torunuydu
Meclis-i Meşâyıh öncesi Konya Âsitânesi’ne atamalar Şeyhülislamlık makamının padişaha sunduğu ismin sadır olan fermanla onaylanması sonucunda gerçekleşmekteydi. Meclis-i Meşâyıh sonrası dönemde de bu durum değişmemiş ve âsitâneye atama fermanla yapılmıştır. Bu dönemde yirmi üç Mevlevî şeyhi, Konya Âsitânesi’ne Fahreddin Efendi’nin tayini için padişaha imzalı bir telgraf göndermişler, bu talepleri padişah tarafından da onaylanmıştır. Mevlevî tekkelerine yapılan atamalarda Konya Âsitâne postnişini söz sahibi iken, Âsitâne’ye seçilecek olan şeyhin seçiminde diğer Mevlevihâne postnişinlerinin istekleri de dikkate alınmıştır. Özetlersek; Âsitâne şeyhinin seçiminde Meclis-i Meşâyıh’ın hiçbir dahli olmadığı, sürecin Şeyhülislamlık makamı, Evkâf Nezâreti ve Sadaret arasında geliştiği görülmektedir.
Birinci imparatorluk, Yıldırım Bayezid'in (1389-1402) imparatorluğu, Ankara Savaşında (1402) parçalanınca, Osmanlı Devleti yarım yüzyıllık bir iç mücadeleden sonra genç ve enerjik sultan II. Mehmed zamanında ikinci kez, bu sefer sağlam bir şekilde, kurulmuştur.
Selçuk Şah'ın büyük oğlu Alp Tuğrul Han, çok gayretli, azimli ve kararlı bir kişi idi. Bazen de işi oluruna bırakma yani müdahale etmeme huyu vardı. Tükellü halkı onun neslindendir. Tükellü'nün aslı hep kaderine razı olup işi oluruna bırakır. Tükellü, Moğolca bir kelimedir. Onlar adı Moğol dilinden almışlardır. Sultan Osman Han, Sultan Murad Han, Sultan Melik Şah, Yıldırım Bayezıd Han ve Sultan Orhan; Tükellü asıllıdır. Tükellü halkı daima bey ve han olur. Han ve beylerin çoğu Tükellü asıllıdır. Sultan Süleyman Şah, Sarı Baki Bey ve Sultan Selim Han, Çakır Bey evladındandır. Bunlara Oğuzhanlı derler ve bunlar Kayı evladıdır. Rum şehrine padişah olanlar onların evladıdır. Her şeyin doğrusunu Allah bilir.
Sayfa 161 - Kün Han Oğlu Kayı Han Evladının Beyanı ve Kuzu Yavı Han'ı Hükümetinin BeyanıKitabı okudu
Reklam
Yıldırım Bâyezid esir düştükten sonra kısa bir müddet sonra Akşehir'de öldü. ...oğlu Musa Çelebi tarafından Bursa'ya getirilerek, kendi yaptırdığı caminin yanına defnedilmiştir.
Sayfa 38
Osmanlı tarihinde savaş meydanında tahta çıkan ve yine başka bir savaș neticesinde tahtından olan ilk ve tek padişah Yıldırım Bâyezid'dir.
Sayfa 33
İslam dünyasında ilk Kılıç Kuşanma olayı Abbasilere kadar uzanır. Osmanlı tarihinde usulüne uygun olarak kılıç kuşanan ilk padişahın Yıldırım Bayezid olduğu kabul edilir. Osmanlı hükümdarları tahta çıktıktan kısa bir süre sonra Eyüb Sultan Türbesi'ne gelerek devlet erkânı ve halkın önünde görkemli bir törenle kılıç kuşanırlardı. Taklid-i Seyf adı da verilen bu kılıç kuşanma törenlerinde padişahlar; Peygamberimiz'e, Hazret-i Ömer'e, Halid İbn-i Velid'e, Osman Gazi'ye ya da Yavuz Sultan Selim'e ait kılıçlardan birini kuşanırlardı. Böylelikle hem hükümdarlığını ilan etmiş hem de İslam dünyasının koruyuculuğunu sembolik anlamda üstlenmiş olurlardı.
" Tarih : 10 Eylül 1509 . Yer : Marmara Denizi . Şiddeti : 7.4 . Ölü sayısı : 5.000 . Bu deprem sonucunda Bolu'dan Edirne'ye kadar hasar meydana geldi . Topkapı Sarayı , Ayasofya , Sultan ll . Bayezid Camii , Sultan ll . Mehmed Camii ve Galata Kulesi ciddi hasar gördü . İstanbul surları yıkıldı ."
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.