Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Şehirlerin en önemli yerlerinden birisi de çöplükleridir. Çöplüklerin şehirler için gerekli değil, bu kadar önemli olduğu hiç aklınıza geldi mi? Bir büyük şehir çöplüğünü görünceye kadar bunu ben de bilmiyordum. Bir çöplük, bence bir şehir demektir.
Her söz bir kapı açar; ama deniz manzarasına ama çöplük manzarasına doğru.
Reklam
"Hayat kötü," diye mırıldandı. "İnsanlar kötü" diye devam ettirdim bende. "Okul iğrenç." "Seçimler yanlış." "Yürekler çöplük."
İçleri çöplük olmuş insanların kalbinde çiçek açmaz.
Bir çöplük, bence bir şehir demektir.
Sayfa 138 - Yapı Kredi yayınlarıKitabı okudu
"Hepimizin bir anahtara ihtiyacı var" Doğru anahtar ile bir kapıyı ardına dek açabilirsiniz. O kapıyı size başkasının açmasını beklerseniz daha çok beklersiniz ...
Reklam
Bu ülkede aptallığın bedeli büyüktür, fakirliğin de öyle.
Sayfa 113Kitabı okudu
Çaldığı milyon­ların yanında, gelecek kaç milyona engel oldu kim bilir? Ama en korkuncu, çalmanın yükselmek, fakirlerin sırtına basarak yük­selmenin de doğa kanunu olduğuna diğer politikacıları, kolluk kuvvetlerini, memurları, öğretmenleri, tezgahtarları, komşula­rı inandırması oldu. Şimdi fakirler bile buna inanıyor ve ülkece yoksul kalışımızın sebebi bu.
Sayfa 215Kitabı okudu
Galiba bana herhangi bir üniversitenin öğretebileceğinden fazlasını öğretti. Dünyanın para etrafında döndüğünü öğren­dim. Değerler, erdemler var tabii; ilişkiler, güven, aşk... ve tüm bunlar çok önemli. Fakat ne yazık ki para daha önemli ve tıpkı, çok değerli su damlacıkları gibi damlıyor. Bazıları kana kana içiyor, bazılarıysa susuz kalıyor. Para olmayınca kuru­yup ölüyorsunuz. Paranın yokluğu, hiçbir şeyin yaşamasına izin vermeyen bir kuraklık yaratıyor. Behala gibi kupkuru bir yerde yaşamadığınız sürece paranın değerini anlamanız müm­kün değil. Binlerce insan her gün yağmur yağmasını bekliyor
Sayfa 146Kitabı okudu
Raphael'in Kararlılığı
"Çanta nerede?" diye bağırdı içlerinden biri. "Çantayı sen mi buldun?" Tek yapabildiğim "Hayır!" diye haykırmaktı. Sonradan, Gardo ve Sıçan bana, pes etmeye yaklaşıp yaklaşmadığımı sordular. Gerçek şu ki, hayır, yaklaşmadım. Kulağa deli saçması gibi geliyor ama bir yanım o çantayı bulmadığına emin gibiydi; diğer yanımsa pes etmemem için yalvarıyordu. José Angelico için yapıyordu bunu belki de... çünkü onun hakkında daha fazla şey biliyorduk artık. Ayak bileğimi tutan elin her an beni bırakabileceğini biliyordum. Hızla başımın üzerine düşebileceğimin, kırılmadık kemiğimin kalmayacağının farkındaydım. Bileğimi tutan el beni savurup duruyor, etrafımdaki her şey dönüyordu; kan vardı, ter vardı, kendi pisliğim vardı... ama "hayır"dan başka tek kelime etmiyordum. Ya bana inanacaklardı ya da her şey orada bitecekti benim için.
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.