Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
“Ha anladım, öbür taraf. Dünyanın tersi!” demişti. “Yani, burada olan şeylerin tersi oluyor orada.” “Ne gibi?” “Ne bileyim; ağaçlar çiçek açacağına, çiçekler ağaç açıyor; otomobiller uçuyor, okullarda ders yerine eğlence var. Öğrenciler eğlenmekten zaman bulabilirlerse, gizli gizli kitap okuyorlar. Her çocuğun günde en fazla iki saat çalışma hakkı var. Zorunlu Eğlence Saatleri’nde kitap okumak, matematik problemi çözmek, tarihi konularda bilgilenmek falan yasak.” Meltem suratını ciddileştirerek susmuş ve, “Anlıyorum,” demişti. Öteki tarafın nasıl bir yer olduğunu hayalinde canlandırmaya çalışmış, sonra da İlyas’ı soru yağmuruna tutmuştu. “O zaman, bulutlar gökyüzünde değildir orada, değil mi?” “Elbette ki değil. Yerdeler. Zaten yağmur da yerden yukarı doğru yağıyor. Yağmurdan sonra, yürürken ayağın yerdeki gökkuşaklarına takılıyor. Hastaneler gökkuşakları yüzünden düşüp, kolunu bacağını kırmış insanlarla doluyor. Allah’tan yerlerde bulutlar var. Düşünce, bu yumuşak şeylerin üstünde buluyorsun kendini. Tabii şanslıysan. O zaman incinmiyorsun.”
140 syf.
·
Puan vermedi
·
9 günde okudu
Asil Asel
Filme konu olmuş bu hikaye büyük bir aşkla başlar ve sonrasında büyü bozulur.İlyas sadakatsiz ,hırslı ,inatçı Asel ise kocasına bağlı ,mazlum ,sabırlı bir karakteri temsil ediyor.Öyle ki İlyas Asel ‘in ruhunun temizliği ve kendisine olan bağlılığını bir kusur gibi görüp bu özelliklerin onu evden uzaklaştırdığını bile söyler. İlyas hayatının hiç bir alanında dikiş tutturamaz ne ailesine ne de işine sahip çıkabilir ,tabii ilahi adalet tecelli edip Asel’e geri döndüğünde hiçbir şey eskisi gibi değildir.Hikayenin sonunda kim neyi hak ediyorsa ona layık olur iyiler iyilerle eşleşir ,zalim ve kötüler yalnız kalır. Roman Tiyen -Şan dağları ve Isık Göl çevresinde geçiyor ,Cengiz Aytmatov ‘un yaptığı ustaca betimlemeler sayesinde Tanrı Dağlar’ından esen sert rüzgarın iliklerime kadar işlediğini hissettim ,Isık Göl ‘e yalnızca güzün ve kışın gelen görenlere mutluluk getiren güneyli beyaz kuğuların gölün üstünde süzülüşünü izledim.Klasikleşen bu hikayeyi kitap severlere tabii ki tavsiye ederim.Keyifle okunacaklardan…
Selvi Boylum Al Yazmalım
Selvi Boylum Al YazmalımCengiz Aytmatov · Ketebe Yayınları · 20219,6bin okunma
Reklam
Bana bir gün İlyas-ı Habır isimli bir Mardinlinin hikâyesini anlatmıştı. İlyas’ın Roma’da bir restoranda çalışan akrabaları varmış. Onları ziyarete gitmiş. Akrabaları her gün çalışmaya gidince o da sokağa çıkıyor, Roma’da bilmediği yollarda dolaşıp duruyormuş. Bir gün yolu park gibi nefis bir yere düşmüş. Orada çiçekler, ağaçlar, göller arasında
Sayfa 404 - Doğan Kitap
Şefkatli karısının dikkatli bakımına, bir an üzerinden ayrılmayan gözlerine rağmen sürekli rahatlık, hareketsizlik, gamsızlık yavaş yavaş hayat makinesini körletmişti. İlya İlyiç zahmet çekmeden, can çekişmeden, kurulmamış olduğu için duran bir saat gibi bitivermişti. Kimse son anlarını görmedi, son iniltilerini işitmedi. Birincisinden bir yıl sonra bir inme daha gelmiş ve iz bırakmadan geçmişti. Yalnız İlya İlyiç zayıflamış, sararmış, az yemek yer, bahçeden başka bir yere gidemez olmuş, gittikçe daha sessiz, daha dalgın bir hale düşmüştü. Zaman zaman da ağlıyordu. Ölümün yaklaştığını hissedip korkuyordu. Birkaç defa bayılıp kaldığı da oldu. Bir sabah Agafya Matveyevna ona her zamanki gibi kahvesini getirdi ve onu sakin sakin uyuyormuş gibi ölü buldu. Yalnız başı yastıktan biraz aşağı düşmüş, eli herhalde ağrı duyduğu için kalbinin üstünde gerilip kalmıştı.
“Burası özel bir mezarlıktır” demiş. “Buraya gömülen insanlar mezar taşlarının üstüne gerçek yaşlarını değil, hayatta mutlu oldukları günleri yazarlar. Kimi 21 gün mutlu olmuş, kimi 37 gün. 52’yi geçen çıkmadı daha.” Bekçiye teşekkür edip ayrılmışlar. İlyas bir süre sonra Mardin’e dönmüş. Uzun bir ömür sürmüş, sonra bir gün hastalanmış. Ölüm döşeğinde oğullarını başına toplamış ve demiş ki: “Size bir vasiyetim var. Mezar taşıma aynen şöyle yazacaksınız: İlyas-ı Habır bitti / Anasından doğru kabre gitti.”Mardinli arkadaşım, bu gün görmemiş, hayatta bir gün bile mutlu olmamış adamcağızın hikâyesini anlattığında hep beraber gülerdik. Frankfurt uçağında, kendi kendime gülmemeye dikkat ederek bu hikâyeyi düşünüyor, bir yandan da onu kendi hayatıma uyarlamaya çalışıyordum. Acaba ben mezar taşıma kaç gün yaşadığımı yazdırırdım? Hayatımda mutlu günlerim olmuştu elbette, ama mesele sadece mutluluk değildi. Önemli olan yaşadığını, hayatın bir anlamı, bir değeri olduğunu hissetmekti. Elinde çiçekler tutan beyaz gelinlik giymiş bir kızın mutluluğu gibi bir şey değildi bu. Daha derin bir varoluş sorunuydu. Dünyaya gelmiş olmamın bir anlamı var mı, bu yaşlı gezegene ya da üstünde yaşayan insanlara küçücük bir katkım oluyor mu gibi tuhaf soruların cevabıydı. Bu açıdan bakınca profesörle geçirdiğim günleri mezar taşıma yazdırabilirdim. Acı çekmeme rağmen bir değerim olduğunu hissettirmişti bana. Ve bunu sadece karşımda şapkasını çıkararak yapmamıştı.
Ştolts Oblomov'un bu hayat hamlelerini elden geldiği kadar sürdürmeye çalışırdı. Oblomov'un şiire olan sevgisini bu yolda kullanmış, bir buçuk yıl kadar onu düşünce ve bilgi sevgisiyle yaşatmıştı. Dostunun gençlik coşkunluğunu şiir dünyasından daha olumlu çabalara çevirmek istemiş, gelecek için onu daha olumlu, daha verimli bir hayat
Reklam
293 syf.
·
Puan vermedi
İslâmda İnanç Esasları ; Adı üstünde İslâm dinindeki İnanç Meselelerinin Varlığı, Tanımı, Gerekliliği, Özellikleri , Kader,İman,Vahiy, Nübüvvet ,İlahi Kitaplar, Melekler , Ahiret ' e ait Her bir meseleyi anlatırken o konuyla alakalı birçok Ayeti Kerime Ve Hadis'i şeriflerle desteklemesi Ardından o itikâdi mesele ile ilgili kalbe ,akla gelebilecek herhangi bir şüpheli sualin Temelsiz bir antitez olduğunu Maddeler şeklinde izâhatı ( en çok bu kısımları okurken keyif aldım diyebilirim) Her bir Ana başlığın alt başlıklarda ayrılması okuyucuya meseleyi anlayabilmek için çok büyük bir ayrıcalık olmuş Kavramı sadece akademik dilde veya ayet hadisle açıklamakla kalmayıp Dindeki önemine, Vicdan, ahlâk, toplum gibi etik değerlerin ancak dinin kılavuzluğu ve mânevi müeyyidenin desteği altında doğru yolu bulup izleyebileceğine okuru kalben, aklen ,ilmen iknâ etmiş Materyalist akımlar Ve diğer inanç sistemindeki ifrât ve tefritlere objektif kendi alanındaki Terim anlam tanımlamalarla (bakınız misal gaye ve nizam delili İlham delili, Yaratılmışlık delili vb) noksâniyetlerini açığa çıkarması, İslâm dininin diğer semâvi dinlere nazaran evrenselliğine, İtidal dini oluşuna, Gerekli ve tam izâhatlar yapılmış itiraf ediyorum ders kitabı olarak değilde üzerinde durarak öğrenerek keyifle okudum...
İslam'da İnanç Esasları
İslam'da İnanç EsaslarıBekir Topaloğlu · Çamlıca Yayınları · 2016190 okunma
536 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
35 günde okudu
Soğuk Savaş Dalavereleri
Paris, siyasetin kirli çıkar çatışmaları ile düştükten sonra, ikinci dünya savaşının o acımasız fırtınası milli kimlik farketmeksizin bütün aileleri yıkıyor… Sonrasındaki enkazın üzerinde ise soğuk savaş adını verdikleri dalvereler başlıyor ve savaş baronları hep ama hep sömürü düzeninin devamını ve masum uluslar üstünden ceplerini doldurmayı düşünüyor. Günümüzde değişen birşey yok. Nehir roman üçlemesinin kısaca özeti bu. Okunası bir seri. Tavsiye ederim.
Dipten Gelen Dalga-2
Dipten Gelen Dalga-2İlya Ehrenburg · Evrensel Basım Yayın · 2005119 okunma
Bana bir gün İlyas-ı Habır isimli bir Mardinlinin hikâyesini anlatmıştı. İlyas’ın Roma’da bir restoranda çalışan akrabaları varmış. Onları ziyarete gitmiş. Akrabaları her gün çalışmaya gidince o da sokağa çıkıyor, Roma’da bilmediği yollarda dolaşıp duruyormuş. Bir gün yolu park gibi nefis bir yere düşmüş. Orada çiçekler, ağaçlar, göller arasında
262 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.