Sanatın rolü hayatımızı zenginleştirmektir. Bir insanın birey olarak kendi hayatındaki yaşantılarının, duygularının çeşitliği sınırlıdır. Ama sanat sayesinde başkalarının duygularını ve yaşantılarını paylaşır ve böylece yaşantı dünyası çok daha zenginleşmiş olur.
Dünyada o kadar çok izlenecek film, okunacak kitap, gezilecek yer var ki insan, hayatı boyunca bir çoğunu yapamayacağı için üzülüyor. Romalılar bu durumu "Ars longa vita brevis" diyerek özetlemiş. "Sanat uzun, hayat kısa".
Romalılar, "vita brevis, ars longa" demişler, yani hayat kısa, sanat uzun. O çağda bir bakıma insan ömrünün yaşama deneyiyle kavrayacağı gerçek, insan eli ve beyni vasıtasıyla ortaya konan eserlerden alınacak derslerden daha zayıf bir etki alanına sahipti. Bugün belki hayat uzun, sanat kısa dememiz gerekebilir. Çünkü yaşama deneyiyle elde edilecek zihnî ve ruhî zenginlik, aşikârdır ki insan eserlerinden daha büyük bir etki gücüne sahip.
Depremleri, su baskınlarını, çevre kirlenmesinin belâlarını, suikastlarla, savaşlarla, trafik kazalarıyla ve gözümüzü dünyaya çevirir çevirmez baş döndürücü bir hızla artan olaylarla bağlantılı kılmak ve bütün bunlardan "asl" ile ilgili sonuçlar elde etmek, havf ve reca içinde secdeye varmak alelâde bir insan için, ortalama bir zihin için bile mümkün duruma gelmiştir.