Gözü korkutulmamış her küçük kız, kamışa imrenmeyi dürüstçe ve sıkılmaksızın dile getirir. Bu imrenmenin tipik olduğunu görür ve neden böyle olduğunu oldukça iyi anlarız; erkek çocuktan daha az şeye sahip olmanın doğurduğu narsistçe bir aşağılık duygusunun, değişik örgensel evre öncesi ruhsal enerji yüklerinden kaynaklanan bir dezavantajlar dizisiyle nasıl pekiştirildiğini görürüz: Bunlar, erkek çocukların sidik yolları erotizmindeki kesin ve açık ayrıcalıkları, röntgencilik içgüdüsü ve mastürbasyon etkinlikleridir.*
Kitabı açıkcası beğenmedim. Kendini okutuyor fakat; içeriği çok yapmacık . Okurken ilk başlarda bazı cümleler di li geçmiş zamanken aynı paragrafta şimdiki zamanlı cümleler vardı . Ayrıca Elif Şafak izlenimi verdi bana . Ülkesini aşağılamak için her fırsatı kollayan ama batıyı yere göğe sığdıramayan bir anlayış . Ayrıca ülkemizdeki herkesi kötü , bencil , çıkarcı vs gibi gösterirken gittiği yerdeki insanları iyi olarak nitelendirmesi aşağılık psikolojisi olarak algıladım. Bazı insanlar maalesef bu duygudan kurtulamamış . Bunlar yazar da olsa bu şekilde. Ve kanımca bu insanların ülkelerini eleştirmek dışında ülkelerinin gelişmesi için bir katkıları bulunmuyor .
Kuru KızAyfer Tunç · Can Yayınları · 20233,456 okunma
Freud'un latent dönemine denk gelen bu döenmde çocukların ilgi alanları değişmiş, oyun oynamak gibi etkinliklerin yerini artık yeni bir şeyler öğrenme, üretme ve bunlarla başarılı olm isteği almıştır..
Genel olarak insanın patolojik davranışları açısından mükemmeldi lakin diğer yandan insan davranışları ve psikolojisine yönelik açık hedefler belirlenmesini saçma buldum.
Aşağılık duygusunu ve kompleksini o kadar iyi anlatmıştı ki, kitap kapağını izletti, kütüphaneden iyi ki almışım dedirtti. Etrafımdaki kompleks sahiplerini tanımlayabilmemde de
Adler'e göre insanlar dünyaya birtakım eksikliklerle gelmektedirler ve insanların bazı bedensel özellikleri daha güçsüzdür. Bu durum onları bulundukları aşağı durumdan üstün duruma geçmek için motive etmektedir.
Burada, bir başka dile ve kültüre neden saldırılır; o dili, kültürü ve insanını, kendi dilimiz ve kültürümüzün, doğrudan kendimizin bir zenginliği, tamamlayanı, yücelteni olarak görmeyiz de şiddetli bir öfkeyle yok etmeye çalışırız? Bu nasıl bir yönetim anlayışı, nasıl bir insan psikolojisidir ki, sahip olmadığı ne varsa, ya da yok ettiği ne
Psikanalizin Teslası olarak anılan Adler,bireysel psikoloji ekolünün kurucusudur. Kendisi kişiliği çevrenin,sosyal belirleyicilerin, belirlediğini savunur. Bunların arasında anne babanın tutumları,aile içindeki bireyler, doğum sırası ve kaç kardeş olduğunuz da yer alır.
Adler aşağılık kompleksinden ilk defa bahseden kişidir. Kendisi her bireyde