Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.37.17
Bir süredir kitap okurken sıkılıyodum ve zorlanıyodum daha eğlenceli çerezlik bi kitap arıyodum ve aradığımı buldum bayılarak okudum eğer reading slump tan çıkmak istiyosanız kesinlikle eğlenerek çok kısa sürede okuyabilirsiniz. Bu kitabın Loki sevmeyenleri sevdireceğine eminim. Filmlerden bildiğimiz kötü yalancı asi Loki nin kişiliğinin nasıl bu hale geldiğini okuyoruz ve ben açıkçası Loki'ye hak verdim sizin de vericeğinize eminim kesinlikle tavsiye ederim özellikle de fantastik mitolojik kitap severlere
Bir türlü öğrenilemeyen şeyler var şu dünyada. Ama bu kadar konuşulduğuna göre en önemlisi kadının yeri. Kadınlar bir türlü yerini ve kadınlığını bilmiyor. O zaman bir anlatalım bakalım.
Kadınlar hala eğitim alma derdinde. Okuyup da ne olacaklarsa artık. Toplum içine karışmak için bahane arıyorlar resmen. Halbuki otur evinde, doğur çocuğunu, çocuklarının anası, evinin kadını ol. Ne işin var senin aşı bulmakla, harika kitaplar yazmakla, müthiş bir gazeteci olmakla, sporda harikalar yaratıp hatta çok yakın zamanda denizlerin dibine dalmakla. Elinin hamuru ile erkek işine karışmak ne demek!
Yetmiyor gibi bir de "benim bedenim, benim kararım" diye bir şey çıktı. Böyle şey olabilir mi? Senin bedenin olduğunda hemfikiriz ama kararı biz vereceğiz. Sen itaat edeceksin. Ah Soraya. Sen de itaat etmeliydin.
Giyim kuşam ise bambaşka bir dert. Ben belli ki nefsime hakim olamıyorum. Aklım hep bir şeyde. İnternet yaygınlaştığından beri Google amblemini görünce ereksiyon olan bir türün mensubuyum. Sen dikkat edeceksin.
Bunlar da yetmedi. İnanır mısınız, bilmem ama hamile hamile dolaşan kadınlar var. Söylemek istemiyorum, dilim varmıyor ama sokakta kahkaha atan kadın gördüm. Yemin ederim. Artık buna bir dur demek gerek.
Tante Rosa onca seneden sonra, öyle çapkın işveli halinle bana bakarak beni sadece sen anlayacaksın. İyi ki varsın Rosa.
Mutlu Aile Çöplüğü
Emine Sezer'in Mutlu Aile Çöplüğünde yakın dost olan Orhan,Erdal ve Şebnem'in ilişkilerini yakından izliyoruz.
Orhan, baba parasıyla herseye sahip olabilen asi,dikbaşlı bir genç.
Erdal köyden kaçıp büyük şehire okumaya gelen çalışkan,idealist bir karakter.
Şebnem ise anne babasının gözünde yok hükmünde bir evlat.Babası ailesine sürekli küfür eden,döven sevgisiz bir baba.Annesi tüm bu eziyetlere rağmen kocasına bağımlı bir kadın.
Şebnem kalbinde Erdal'ı taşırken Orhan'la evlenir.
Kadın ve erkeğin farklı bakış açılarından bakıyoruz bu evliliğe.Bu evlilikte Orhan'ı yiyip bitiren şupheler,kıskançlık ve Şebnem'in mutlu görünmek zorunda oluşuna şahit oluyoruz.Herkes kendince haklıdır hissettiklerinde.
Erdal'ın yıllar sonra geri dönmesi herşeyi değiştirir.Artık herkes daha açıktır.
Bu evlilikte kaç kez zoraki gülümsedi Sebnem?
Kaç kez sorumluluklarını zorlayarak yerine getirdi?
Mutlu olmak için kendini seven adamla evlenen Şebnem doğru mu yapmıştı?
Kocasına annesi gibi bağımlı mıydı Şebnem?
Bi kadın ayaklarınin üzerinde durabilir mi?Bir de çocuğu varsa...
Dısardan görüldügü gibi olmayan bir evliliğin icerisinde yaşananları çok iyi aktarmiş yazarımız.Bir solukta okunabilinecek bir kitap.Severek okuduğum bir kitap oldu.
Sevdadan, Emekten ve Bir Cümle Güzel ile Acıdan...
Ay Karanlık
"Maviye, maviye çalar gözlerin,
Yangın mavisine,
Rüzgarda asi, körsem
Senden gayrısına yoksam,
Bozuksam
Can benim, düş benim,
Ellere nesi?
Hadi gel,
Ay karanlık..."
Bir emek, düşün işçisi Ahmed Arif...
Evimizde abimiz, mahalle de komşumuz, uzak bir diyardaki sevdiğimiz bir dost gibi.
Yaşadığı acıları, halkının sorunları ile meşrebince gayet güzel kelimelere, şiirlere aktarmış bir güzel insan.
Sevdadan, emekten ve bir cümle güzel ile acıdan yana ne varsa aktarabilmeyi başarabilmiştir.
Şiirlerinle zaman ve mekâna kafa tutmaya devam edecek nadir şairlerimizden.
Okumanız şiddetle tavsiye edilir.
İyi okumalar.
Asi Peygamberler ve Sezginin Sonsuzluğu birbirinin devamı iki kitap.Dinleri tasavvuf yaklaşımıyla ele alıyor. Peygamberlerin hayatları ve dinler sorgulanıyor.Bazı sarsıcı bilgilerle karşılaşıyorsunuz. Farklı bir bakış açısı isteyen herkese tavsiye ederim
Aslında aynı zamanda şair, eleştirmen ve editör olan Poe’nun öyküleri üzerinden bir paylaşım yapacağım. Döneminde kısa öykülerin öncüsü olarak anıldığı ve polisiye türünün mucidi olduğu hatta bilimkurgu türüne de büyük katkıları olduğu söyleniyor. Eserleri kadar hayat hikayesi de oldukça farklı. Günümüzde ‘Çılgın Dahi’ ya da ‘Istırap Çeken Sanatçı’ portresiyle betimlenen Poe, hikayelerinde oluşturduğu kurgusal karakterlerle özdeşleştirilmiştir. Edebi yönünden ziyade zekası ile öne çıksa da edebi gücüne biraz haksızlık ediliyor diye düşünüyorum. Çünkü ürettiği ve yazdığı dönemde yaptığı şey inanılmaz cesaret istiyor.
Benim yorumuma gelecek olursak;
Ben emek emek okudum koca kitabı. Daha önce parça parça bazı hikayelerini okuyup beğenince bu kitabı buldum ve hepsini okumaya karar verdim.Bütün hikayelerinin toplandığı tam 968 sayfalık bu kitabı öykü okumayı seven herkese öneririm. Hatta öykü yazma düşünceniz varsa kesinlikle öneririm. Çünkü sıradan kalıpların dışında inanılmaz bir kalemi var. Kıssadan hisse vermekten kaçınan hikayeleri ile sizi oradan oraya sürüklüyor. Okurken keyif almak yerine hep bir huzursuzluk içinde buluyorsunuz kendinizi. Ama birden korkunç bir kurgunun, dehşet verici detayları arasında da güldürüyor. Çok kalın ve büyük bir kitap olması sebebiyle kolay okunmuyor. Aralıklı bir şekilde okumakta fayda var. Zaten öykülerden oluştuğu için sıkıntı olmuyor.
Asi ruhlara ve onların kalemine duyduğum saygıyı bine katlayan Poe’nun cümlesiyle yorumumu bitirmek istiyorum.
‘Bu kitabı, düşlerin tek gerçeklik olduğuna inananlara adıyorum.’
Bu sebeple okuyunuz efendim.
Bu kitabın kesinlikle çocuk kitabı olduğunu düşünmüyorum. Bir çocuk kitabı için fazla şiddet içerdiğini düşünüyorum. Asi küçük kara balığın dünyayı tanımak için çıktığı yolculuğu anlatan minik bir öykü kitabı.
Yalan değil başladığımda,"sanki diğer kitabın üzerine bu sıkacak" diye düşünmüştüm ama son sayfalar nasıl bi girdap oldu, ben o girdapda nasıl kayboldum anlamadım..
Bir parti sırasında kaçırılan iki kızın hikayesini anlatsa da bazen tek bir karakter üzerinden yürüyerek ilerleyen bir kitap olduğu hissine varıyorsunuz ama sayfalar aktıkça olayların seyri değişiyor ve siz de kendinizi kaybediyorsunuz..
Megan,geleceği parlak,her türlü iyi organizasyonun gözbebeği,hayatı prensesler gibi geçmiş şanslı kız..
Nicole asi,isyankar, önemsenmek ve farkedilmek için çabalaması gereken,kendini gösterebilmek için saçmalamakta sakınca görmeyen yalnızlardan..
Ve Livia..o bir adli tıp uzmanı ve mesleğinde uzmanlaşmasının tek amacı bir gün kız kardeşinin cesedi masasına getirilirse ailesinin aradığı cevapları onlara verebilmek ve kardeşine ne olduğunu öğrenmek..
Megan ve Nicole bir akşam kaçırılıyor ve Megan bir gece ansızın çıkıp geliyor ama Nicole tüm aramalara rağmen bulunamıyor..E tabiiisi Nicole bulunamadıkça heyecan tırmanıyor ve acaba acaba derken arama çalışmalarına sizde dahil oluyorsunuz..
Yazarın dilinden bahsetmeye gerek bile yok,oldukça akıcı,yalın ve kurgu çok başarılı olmuş..
Siz Nicole nerde?,Megan TSSB(travma sonrası stres bozukluğu)'yi atlatabilecek mi?, Megan'i kim kaçırdı?, Diğer kaçırılan kızlarla bağlantısı var mi? sorularına cevap ararken emin olun kitabın devamı gelecek..her ne kadar polisiye gerilim olsa da gerilim düzeyi düşük,polisiye seviyesi yüksek bir kitap olmuş..ters köşe kitapları sevenler için ilaç gibi bir kitap olmuş..keyifli okumalar..
408 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
"Neydi gökyüzü? Kuyu, kese, çizgi, balık?"
Birbirinden farklı ama aynı kadere bağlı dokuz çocuk acımasızca istismar edilip kapatıldıkları av kulübesinde altı yıl yaşam mücadelesi verirler. Hava iyiyse korkarlar çünkü avcıları Oğuz hep hava iyiyken ava çıkar, avladığı keklikleri kulübede esir tuttuğu çocukların önüne vahşi bir hayvan besliyormuş gibi atar. Hava kötüyse çocuklar rahattır çünkü Oğuz ava çıkmayacaktır. Ava çıkmıyorsa kulübeye gelmeyecektir ve kulübeye gelmeyecekse maruz kaldıkları istismarın acısına katlanmayacaklardır. Ta ki bir anlık boşluğa gelip her zaman kilitlenen kapı bu defa açık kaldığında güneşi, gökyüzünü, temiz havayı unutan çocukları hayata kavuşturur. Sonra ne mi olur? İşte burdan sonrası, yaşadıkları travmaların onlara geriye bıraktığı kadarıyla hayat mücadelesine girerler. İpek, Ege, Sude, ve Ela'nın içlerinde bulunduğu ölüm kalım savaşı olan yaşamları nasıl sonuçlanacak?
Uzun zamandır okurken beni ağlatan bir kitaba denk gelmemiştim. Kitabın başlarını dişlerimi sıkarak okudum öfkeden. Sonraları karakterlerle heyecanlanıp onlarla umut etmek ve bunları hissetmek inanılmazdı. Ah Ela ah asi kızım benim. Devam kitabının olmasını çok isterdim. Sonrasında neler yaşayacaklarını bilmek güzel olurdu. Hatta biraz daha devam etseydi yine sıkılmadan okurdum. Kurgusal olarak ele alınan kitap, istismara uğrayan çocuk psikolojisini anlatıyor. Sindirerek ve hissederek okudum. Kaleminiz daim olsun. #av kitabını okuyup her çocuktaki farklı psikolojiyi hissetmenizi isterim. Kesinlikle tavsiye ediyorum.
208 syf.
9/10 puan verdi
| Harley Quinn - Kırık Cam |
İlk kez çizgi roman okudum ve güzel bir başlangıç yaptığımı düşünüyorum. Kitaptaki karakterin özellikle kendine has dilini üslubunu çok sevdim.
Harley Quinzel, baş karakter ve onun gözünden okumayı yapıyoruz. Kendisi on beş yaşında ve asi, dobra bir kişilik. Çok fazla zorlukla tek başına mücadele etmiş birisi olması o güçlü yanı çok güzel. Tek başına Gotham Şehri’ne yollanılıyor. Oraya gittiğinde tanıştığı Mama ile yeni bir hayat ve beraberinde heyecanlı bir serüvene adım atıyor.
Çok heyecanlı bir yerde bitti. Sanırım devamı var. Çizgi roman okumaya yeni giriş yapmış bir okur olarak pek bilgim olmasa da sizler bana bu konu da yardım edersiniz diye düşünüyorum.
Keyifle okuduğum eseri türü severlere tavsiye ediyorum.Sıkılmadan, zevkli bir okumaya hazır olun.
