" ... daha hemşirelik kepini giymeden hapse koydular. Fatma Abla senelerce cezaevi kapılarını aşındırdı. Çıkar gelir diyorduk, giyer o bembeyaz üniformasını , sevindirir hepimizi. Gelmedi, gelemedi bahtsızım. O sene açlık grevleri oldu cezaevlerinde, onca yoksul halk çocuğu direndiler, aralarında Gülnaz da vardı. Biz hepimiz Fatma Abla'yla beraber öldük öldük dirildik. Sonra bir sabah HAPİSHANELERİ BASTILAR, güzel çocuklarımızı DİRİ DİRİ YAKTILAR, aralarında Gülnaz da vardı. Benim bu işlere aklım hiç ermez , ama bildiğim bir şey var ki bu ZULÜM yerde kalmaz. "
Duman altında kaldım benliğimi ararken,
Ben kimim dünyada onca yalnız varken?
Ne zaman duracak kalemim durmayı
Istemezken?
Tanımıyorsun asıl kimliğimi,
Bu yazıları okurken.
Sana huzur bana hüzün veriyor,
Birbiriyle çelişen o kadar şey gördüm, türlü türlü laflar duydum ve bakışlarım muhtelif eşyanın, ardında ruhu saklayan sert, ince bir kabuğu andıran yüzeyini öyle bir aşındırdı ki artık hiçbir şeye inanmaz oldum.
Öyle çelişkili şeyler gördüm, türlü türlü laflar duydum , bakışlarım muhtelif eşyanın yüzünü öyle bir aşındırdi ki arkasında ruhun saklandığı şu ince sert kabuk var ya bir kere ; artık hiçbir şey inanmaz oldum.
KONUSU
Al-Rassan’da hüküm süren Ashariteler yüzyıllar önce çöllerden geldiler, ama fethettikleri bereketli toprakların sunduğu hazlar imanlarını aşındırdı. Son halifenin de öldürülmesiyle Asharite İmparatorluğu birbiriyle çatışan dekadan şehir krallıklarına bölündü. Cartada Kralı Almalik, yanında dostu ve danışmanı, aynı zamanda da diplomat,
"Öyle çelişkili şeyler gördüm, türlü türlü laflar duydum, bakışlarım muhtelif eşyanın yüzünü öyle bir aşındırdı ki arkasında ruhun saklandığı şu ince sert kabuk var ya bir kere; artık hiçbir şeye inanmaz oldum. Eşyaların ağırlığı, sabitliği apaçık bir gerçekken, şimdi onlardan da kuşku duyuyorum. Bizim hayatın köşesindeki taş havana parmaklarımla vurup 'Sabit misin, sağlam mı?' diye sorsam, cevap olumlu gelince, onun lafına inanmalı mıyım, inanmamalı mıyım? Ben parçalara bölünmüş, somut bir varlık mıyım? Bilmiyorum."
Pişmanlıkların ihtimalleri doğurduğu ya da hatırlattığı onlarca hayat deneyimi.
Nora yaşadığı onlarca ihtimali unuttu ama kök yaşamına farkındalık kazanarak geri döndü. Hatırlamıyordu ama deneyimlerini içsel olarak hissetti. Edebi yönü tartışılır olsa da kuantum alanında derinlemesine inceleme yapma ihtiyacı peşinizi bırakmıyor. Bazen bir hissi hissetmek ve onu anlamlandırmak güçlü yaşanmışlıklara ihtiyaç duyar. Yaşamının anlamını kaybeden Nora, kendini tekrar bulmak için pişmanlıklar kitabini sayısız aşındırdı. O aşındırmalar belki de okuyucuya ayna tutmak içindi. Hiçbir seçim mükemmel değildir neticede. O son taşlar masadayken mücadeleye devam etmek belki de asıl hikaye.