Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
"Sorununu erit gitsin! Onu büyük bir minnetle Tanrı'nın bir nimeti olarak kabul et ve onunla yaşa. Ve şaşıracaksın: Bu ne değerli bir armağanmış ve sen daha keyfine varamadın bile. Böylesine değerli bir armağan hiç açılmadan kalbinin bir köşesinde öylesine duruyor."
Bırak birlikteliğinizde mesafeler kalsın. Ve cennetin rüzgarları aranızda kalsın. Birbirinizi sevin, ama aşktan bağlar üretmeyin: Bırak aşk ruhlarınızın kıyıları arasında gidip gelen bir deniz gibi kalsın.
Sayfa 75 - Khalil Gibran'ın Ermiş'inde Almustafa
Reklam
Ruhsal hastalıklar salgın boyutuna ulaştı. Artık öyle birkaç kişi ruh hastası değil; gerçek şu ki bütün dünya bir tımarhaneye döndü. Tüm insanlık bir tür nevroz geçiriyor ve bu nevroz senin kendi narsist durgunluğundan kaynaklanıyor. Herkes ayrı bir birey olma hayalini besliyor;sonra da deliriyor. Ve bu delilik anlamsız, verimsiz, yaratıcı değil.
Sayfa 46
Özgürlük sana meleklerin mertebesine erişme veya hayvanların düzeyine inme şansını tanıyor. Özgürlük bir merdivendir. Bir ucu cehenneme, diğeri cennete uzanır. Aynı merdivendir; seçim senindir ; yönü sen belirleyeceksin.
Sayfa 119
Kendi yalnız başına halin ile aynı frekansı geçtikten sonra dışarısıyla ilgilenebilirsin; o zaman ilişkilerin sana büyük keyif verecektir çünkü onları yalnızlık korkusundan kuramazsın. Tek başınalığını keşfedince yaratıcı olursun, birçok işi birden başarabilirsin, çünkü bunları yaparken kendinden kaçıyor olmazsın. Kendini ifade ediyor olursun; artık bu senin potansiyelinin dışavurumu haline gelir.
Sayfa 196
Manzarayı seyrediyor Kevok. '' Allahım! '' diyor, '' Bu doğadaki tuhaflığın mantığı ne? Şu doğaya bak,hem korkutucu hem de bu denli çekici, bu denli güzel...An geliyor canavarlaşıyor, her şeyi yutuyor,an geliyor bir anne oluyor, her şeyi şefkatle kucaklıyor. Demekki Newroz'u burada karşılamak vardı kısmette. Nasıl da yeni renklerini kuşanmış doğa, nasıl da dirilmiş böyle..Her şeyi önüne almış sürükleyen bu nehir, aylarca bekledikten sonra bütün görkemiyle yeryüzüne çıkan bu çiçekler, yeşeren çimen ,gür otlar...Hepsinin üstüne bu bin bir dilden bin bir türkü söyleyerek ötüşen kuşlar...Her şey sonsuz bir özgürlük içinde ''
Reklam
Aramızdaki zorunlu, kaçınılmaz bir aşk: Olağan, önemsiz aşklarda yaşamamız gerekir.
Jean Paul Sartre
Güzellik insanların gelecek düşlerinden çoktan çıkmıştı. Kimsenin ortak türküsü yoktu ve kimse türküsünü bir başına söyleyemiyordu. Bir yere gitmeden, gelecek birisini bekliyordu herkes. Koro halinde susuluyordu ve yalnızca yüksek sesle konuşanlara inanır olmuştu insanlar. İncelik yalnızlığa dönüşe dönüşe bitmişti. Şiddetin coğrafyasında elbette gökyüzü bir lükstü ve ancak yağmur yağınca anımsanıyordu. Gittiği en büyük uzaklık evinden işi olanlara ne aşk, ne özgürlük ne de barış anlatılabilirdi.
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.