Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
"Özgürlük kurşunlanıyor. 'Öldürme' hakkı en önde gelen hak bu ülkede. Tembellik erdem olmuş. Milliyetçilik suç. Muhafazakarlık bir tarih hatası. Tanrı otuz yaşın üstünde. Genç olmak tek din. 'Ah-lak' kirli ayaklardan farksız, işe burun kıvırma moda. 'Aşk' penisilin almayı gerektiren bir hastalık. Evde annenin yüreği kan ağlarkan bitli ve çıplak bir oğlana çiçek uzatmak 'Aşk'. Sevgi yabancılar için, aile için değil.
Aşk kapısız ve penceresiz bir hapishane olabilir; insan girip çıkmakta serbesttir ama hangi beklenti uğruna? Şafakla özgürlük de gelebilir, dehşet de. İnsanın sırtında deli gömleği varsa aklın bir yararı olmaz. İşte böyle; böyleydi, böyle olmayı sürdürecek.
Sayfa 50 - Notos Kitap YayıneviKitabı okudu
Reklam
Aşk
Aşk , sanırım insanın en kolay olduğunu sandığı en çetrefil yaşantılarından birisi. Gündelik hayatın en kolay yaraladığı bir duygu. Her zaman biricik olduğundan, hiçbir deneyimin "ustalık" kazandıramadığı bir güzel acemilik. Başlarken de biterken de acı verir.İnsana insan olduğunu duyumsatan en büyük imkândır.Zaaflarımızı büyüten bir erdemdir. Güçsüz düşürür bu yüzden. Kendisine özgürlük isterken sevdiğinin üstüne kapanan bir paradokstur. Her şeyin ayaküstü yaşandığı bir dünyada, bu karmaşık duygu da ne yazık ki payını almış ve ikinci cümleden sonra yüke dönüşmüştür. İnsanı hoyrat kılan bir sonuçtur bu. Hemen her ilişkimize yansıyan bir sığlığa, bir saygısızlığa götürür bizi.
Sayfa 139 - Kırmızı KediKitabı okuyor
Olgun düşünceleri boşuna aramayın. Bu çağın rüzgârı her şeyi ham bırakır. Okul akla özgürlük verir ama, Düşünceleri dengesiz ve düzensiz bırakır. Batı’da (ilâhi) aşk, lâik düşünceler nedeniyle ölmüştür. doğu’da ise akıl, tutarsız düşünceler nedeniyle köleleşmiştir.
Sayfa 210Kitabı okudu
Kimse aradığını bulamadı aşkta. Ya yarım kaldık ikimize ya fazla geldik birbirimize. Âşık olmak istediklerimizle âşık olduklarımız birbirini tutmadı. Kimimiz olanla yetindi, kimimiz yetinemedi kendi yalnızlığıyla bile... Biraz da cesaretti aslında aşk. Gözünü budaktan sakınmamaktı. Ve kabullenmektir olanı da olmayacak olanı da... Aşka soyunmuşsan yorgun bir hayatın içinde, göze almalıydın getirirken götüreceklerini. Sakın unutma, kuşa özgürlük veren kanatları ise onu tutsak eden ayaklarıdır. Bunu bilmeli ve cesaretle kabullenmeli insan. Cesaret Aşkın yelkenidir sevgili. Yok o cesaret sende! Korkaksın sen! Üzgünüm, benim senin kadar korkak olmaya cesaretim yok.
Sevgiliye
Dünya kan uykularda. Böyle bir yalnızlıkta seni düşünmek kadar büyük özgürlük yok. Kalabalık,, yağmalıyor insanı. Senden uzak aldığım her soluk, ihanete dönüyor, Sadece sevmek değil bu. Bütün bir dünyasın. Göz-yaşıyla, şiirle, şarkıyla, şarapla, mumla... "Üç nokta beş harf' düştüğüm güzellik. Suyumu kanatlandırdın, taşımı buluta çevirdin, sözümü menevişledin... Sana şükürler olsun ey göklerin ve yerlerin sahibi. Derin uçurumlar üzerinden sevdin beni.
Reklam
Zygmunt Bauman, henüz aramızdan ayrılmadan yazdığı bu kitapta, işini gücünü, kapıyı çalmak üzere olan ölümü boş verip bizi uyarmayı görev biliyor. Şunları söylüyor: Kamusal insan çökmüştür. Politik kategorileri psikolojik kategorilere indirgeyen bir mahremiyet ideolojisi yükselmektedir. Bir yanda özgürlük ihtiyacı diğer yanda aidiyet açlığı; bir yanda yalnızlık diğer yanda topluluğun içinde erime korkusu... “Senin hayatın, senin seçimlerin, senin kimliğinin parçası...” insana dair en çok duyduğumuz sözlerdendir. Herkes kendi kimliğine yakın olanları “biz” olarak niteleyip, onları kardeşleri olarak görürken diğerlerini dışlıyor. Hiç tanımadığı insanların hayali cemaatine üye olduğuna inanıyor insanlar. Yalnızlıktan kurtulabilmek için küçük pohpohlamalar, yakınlaşmalar, hayali cemaatine mümkün olduğunca kendisi hakkında ifşaatta bulunma, herkes gibi olmaya çalışmaktan başka bir yol kalmıyor.
Biliyorum, bütün zindanlar benim Özgürlük senindir aşk ülkesinde…
Ozgürlük, kimseye bir zararın olmadan canının istediğini yapabilmektir. Ahlak, o da kimseye bir zararı olmadan yaşayabilmektir, dürüstlük, içiyle dışı bir olabilmektir, aşk, bir saat bile sürecek olsa, bir insana coşkuyla, arzuyla sarılabilmektir. Yaşam, her anı her saniyeyi yaşayabildiğin kadar iyi yaşayabilmektir. Sen, bir kadın olarak, bu toplumda gelinecek en iyi yerdesin, ama hâlâ eksik, hâlâ yarım, hâlâ pek ok seyi çözememişsin. Ben yalnızca seni istiyordum, yalnızca seni seviyordum, tık diyeceği yere kadar, öylece seninle gitmek istiyordum, iyi olacaktı. Şimdi artık yaşamlarımızda yaşanmamış bir şeyler var...
Sayfa 186Kitabı okudu
özgürlük sekiz harfti ve yoktu yaşam beş harfti ve elimden tutuyordu aşk üç harfti ve buydu ah iki harfti ve her yerde uluyor uğulduyordu
Sayfa 35
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.