Çocuklar dünya karşısında yenik büyüyordu. Babalarından başka doğru bilmeden yaşlanıyordu erkekler. Çarşılar evleri çoktan teslim almıştı. Kızlar şarkısını kimseye söyleyemiyordu. Sokaklardan esen güneş değil, geri çekilme duygusuydu. Annelerin sütünde ışık yoktu. Kaba adamların kalın sesi örtmüştü ülkeyi. Güzellik, insanların gelecek düşlerinden çoktan çıkmıştı. Kimsenin ortak türküsü yoktu ve kimse türküsünü bir başına söyleyemiyordu. Bir yere gitmeden, gelecek birisini bekliyordu herkes. Koro halinde susuluyordu ve yalnızca yüksek sesle konuşanlara inanır olmuştu insanlar. İncelik yalnızlığa dönüşe dönüşe bitmişti. Şiddetin coğrafyasında elbette gökyüzü bir lükstü ve ancak yağmur yağınca anımsanıyordu. Gittiği en büyük uzaklık evinden işi olanlara, ne aşk, ne özgürlük, ne barış anlatılabilirdi. Seni korumak için karşı durdum tüm bunlara. Dünyayı senden geçirerek sevdim. Geri çekilmem yakışmazdı seni sevmeme.
Sayfa 7 - Kırmızı Kedi Yayınevi
İzmir gibi
Seveceksen İzmir gibi sev beni... Ilık meltemler dolaşsın içinin sokaklarında . Mademki içindeyim ısınayım sıcaklığınla... Özgürlük essin dağlarında deniz koksun nefesin. Ve sesin, bir ege türküsü gibi inkâr ettiğim ne varsa inandırsın beni...
Reklam
Şafak Türküsü
1 beni burada arama anne kapıda adımı sorma saçlarına yıldız düşmüş koparma anne ağlama kaç zamandır yüzüm tıraşlı gözlerim şafak bekledim
Boşluğun alın yazısı;
Adam ,maviligin ıssız türküsü....
Ama ölmek çok uzundu: bir ömür sürüyordu. İnsan hep bekliyor, bekliyor, bekliyordu: umut gelecek, aşk gelecek, çocuk gelecek, itibar gelecek; güneşli günler, iğde kokuları, büyük zaferler ve fetihler gelecek...
Sayfa 46 - Ketebe yayınlarıKitabı okudu
Reklam
930 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.