O güne dek bilmezdi, birine bütün kalbinle muhabbet besleyip yine de onu incitmek istemenin mümkün olabileceğini.
Sevginin ve aşkın karmakarışık halleri üzerine aldığı ilk hayat dersiydi bu
Senden, aşktan başka bir şey istemem cihanda
Vuslat da bir hicran da bir bana bu dünyada
Aşkın olmadan bir hiçtir bütün varlığım
İster vuslatı seç ister hicranı sen bana
Sayfa 18 - hece yayınları, üçüncü basım, mart ikibinondokuz, pdf
Jürg Willi, "Aşk bir insan için acı çekmek anlamına geliyorsa, çok seven biriyle karşı karşıyayız demektir" der. Eğer arkadaşlarıyla olan konuşmalarının ana konusu sevgilisiyse, bütün cümleleri onunla başlıyorsa, lafı durmaksızın sevgilisine getiriyorsa gereğinden çok seviyor demektir. Bu kişiler çoğunlukla kendilerini sevilmeye fazla layık görmeyen, kendilik değeri çok yüksek olmayan bireylerdir. Kendilerini ötekine adayarak, kendilik değerlerini dolaylı olarak yükseltmeye çalışırlar. Bazılarıysa, duygularını açıkça ifade etmekten çekinir. Hatta kendileri de duygularından tam olarak haberdar değildir. Duyguları açığa çıktığında kontrolünü kaybedeceğinden, karşısındaki insana bağımlı olacağından korkar. Kırılganlığından kendisini korumaya çalışır. Böyle insanların kimileri için ayrı bir çekiciliği de vardır. Kapalı kalmış olan cevherin özgürleştirilebilmesi için gerekli olan anahtarı bulabilmeyi hayal ederler ya da zaten sahip olduklarını düşünürler. Böylece soğuk ve mesafeli duran, ama içsel olarak çok kırılgan ve duyarlı olan sevgiliyi kazanabilecek, onun kaybetmiş olduğu gerçek aşka olan inancını yeniden bulmasını sağlayacaktır. Bu tür insanlar bundan etkilenirler etkilenmesine, ama yine de kendilerini bu ilişkiye bırakmazlar. Böyle bir ilişki patolojisi yaşayan erkekler hayatına Don Juan, kadınlarsa femme fatale olarak devam eder.
Aslında herkes güvenli bir bağlanma yaşamak, anlaşılmak, onaylanmak, ömür boyu birlikte olabileceği kişiyi bulmak ister. İnsanlar bir yandan tekrar tekrar ve umudunu yitirmeden hayatının aşkını ararken, bir yandan da boşanmalar, sadakatsizlikler, aile içi kavgalar, aseksüel evlilikler etrafımızı kapladı. Mutsuz, yetinemeyen, kendine ve karşıdakine güveni azalmış bir insan topluluğu halini aldı dünya.
.....
İnsan neden bir yandan ilişkiye girmekten hiç bıkmaz ve hep yeniden denerken, bir yandan da bütün deneyimlerine rağmen bu kadar çok başarısız oluyor?
“O güne dek bilmezdi, birine bütün kalbinle muhabbet besleyip yine de onu incitmek istemenin mümkün olabileceğini. Sevginin ve aşkın karmakarışık halleri üzerine aldığı ilk hayat dersiydi bu “…
"Aşkın bütün halleri derece derece bir ilgi ve alaka meselesidir çünkü. Bazı âşıklar akıllarının bir kısmını, bazıları yarısını, bazıları da tamamını sevgiliye yönlendirir ve bu orana göre biz onlara deli, yarı deli, zırdeli gibi isimler koyarız. Oysa burada yitirilen akıl değil, belki irade ve hükmetme derecesidir. Bu durumda duygular öne çıkar, akla baskın olur."
Aşkın bütün halleri derece derece bir ilgi ve alaka meselesidir çünkü. Bazı âşıklar akıllarının bir kısmını, bazıları yarısını, bazıları da tamamını sevgiliye yönlendirir ve bu orana göre biz onlara deli, yarı deli, zırdeli gibi isimler koyarız. Oysa burada yitirilen akıl değil, belki irade ve hükmetme derecesidir. Bu durumda duygular öne çıkar, akla baskın olur.
Cüz'f Tahawüllerden Münezzeh Purusha
Bhagavad-Gitaya göre, "Kainatta biri yokolucu, diğeri yokedilemez iki Pumsha Bvardır: tiki bütün varlıklarca paylaşılmaktadır, ikincisiyse değişimin ötesinde dir. Ancak bir başka Pumsha daha vardır. O en yücedir (uttama) ve Paramatma ola rak adlandırılır, o ölümsüz Rabdir ve üç aleme (zuhurun
Onın bizzat Brahmayla aynileştiğini gördük. Bunu, öğretisi bu noktada da daha pekçokları gibi (biçimdeki büyük farklılıklara rağmen) temelde hint geleneğiyle ay nı olan İslam maneviyatından (esoterisme) aldığımız bir ifadeyle, "Ulvi Özdeşlik" olarak adlandırabiliriz [Guenon, vahdet-i vücud ve ayn-i cem' mefhumiarmlifade etmek
"Kendilik" ve "Benlik" Arasındaki Temel Ayrım
Vedanta'nın beşer varlığına dair öğretisini layıkıyla kavrayabilmek için, her Vşeyden önce, (sadece insanla sınırlanmayıp) bizatihi Varlığın ilkesi olan "kendilik" ve cüz'f (individuel) "benlik" arasındaki ayrımın mümkün olduğu kadar berrak bir şekilde