#kahvelikitaplaaryorumluyor
5/5
İçinden bir ses seni aldattığını söylüyorsa duymazdan gelme. Çok üzgünüm. Bunu hiç haketmiyorsun.
Bu kitapta tam olarak her şey vardı.
Neyi savunacağımı, kimin yaptıklarının mantıklı makul olduğunu kestiremedim.
Kendini harcayanı, kötü duruma düşereni, aldatanı, intikam alma hırsıyla yanıp tutuşanı ohooo... İfade
Aşkın sonu hep hüzündür diyenler var ya
Aldanma ooo aldırma
Aşkın sonu hep hüzündür diyenler var ya
Aldanma ooo aldırma
Gitme, sensiz yapamam, Bir şey var
Seni bana, beni sana bağlayan
Aşkım bensiz yapama, Biri var
Senin için deli gibi ağlayan
Ben Romantik bir insan olarak bu kitabı okumuştum. Almanya'daki bir aşkı anlatıyor. Çok güzeldi. Okurken kendimden geçtim. Kendimi o aşkta hissettim. Ama her aşkın da bir sonu var. Bu aşk da Hayatın lanet olası bir sonla bitti. Benimde hayatım işte böyle bitti. Ama yinede ayakta durmayı tercih ettim. Bazen beni ne kadar çok yıksa dahi...
Kürk Mantolu MadonnaSabahattin Ali · Arketip Kitap Yayınları · 2019315,6bin okunma
Sezai Karakoç ve Muazzez Akkaya...
Monna Rosa şiirini okuyanlar dikkat etmiştir her kıtanın ilk dizesinin ilk harfi birleştiğinde "Muazzez Akkayam " ortaya çıkıyor.Şairler aşklarını ne kadar naif yaşıyorlar.Monna Rosa'yı okurken sık sık aklıma Abdurrahim Karakoç da geldi doğrusu.O da sevdiği kadına Mihriban adlı şiirini yazıyor.Sevme ve iki şairin de sevgisini gösterme şekli beni hayran bırakıyor kendilerine.
Mona Rosa'yı okuyan herkes yazılma hikayesini de mutlaka okumalı.
Bende biraz bundan bahsedeyim :)
Sezai Karakoç okul yıllarında okul arkadaşı olan Muazzez Hanıma aşık olur.Kendisini yakışıklı bulmadığı için ona açılamaz.Açıldığı zaman ise de reddedilir.Tatil olduktan sonra Muazzez Hanım yazlığa tatile gider.Sezai Karakoç ise yazlığın karşısında bahçıvan olarak çalışmaya başlar.Ve hergün Muazzez Hanım'a bakar ,aşkını yaşar.
Mezuniyet zamanı Monna Rosa şiirini yazar ve kürsüde okur.
Şiir çok beğenilir ve 3 kez üst üste okunur.Bunun sonucunda Muazzez Hanım Sezai Karakoç'a teklifinin hala geçerli olup olmadığını sorar karşılığında şu cevabı alır "Senin aşkın benim aşkıma yetişemez ."(Bu kısmı yalnış hatırlıyor da olabilirim ama benim bildiğim bu şekildeydi.)
Bunun üzerine Muazzez Hanım bayılır.Ertesi gün intihar haberi gelir.
Sezai Karakoç hiç evlenmemiştir.
Sonu hüzünlü biten bir aşk hikayesi.Dedikleri gibi mutlu sonlar masallarda olur...Maalesef.
Kitap dolu günler.
Herkese merhaba :) Sokak Nöbetçileri ismini özellikle “Karantina” sürecinde çok duymuş ama online ders sonrasında ki sene staj+mezuniyet derken okuyamamıştım ve çok merak ediyorum. Kitap Wattpadd de ünlenip sonradan basıldı. Sabaha kadar elimden bırakmadan okudum karakterlerin geçmişi ve bu geçmişlerin aslında sağımızda solumuzda olduğunu bilmek
Yaşamak ümitli bir iştir, sevgilim. Yaşamak, seni sevmek gibi ciddi bir iştir. " demişti vaktinde Nazım. Bu cümleler elbette Ahmed Arif'e göreydi de aynı zamanda. Büyük bir sabır ve içtenlikle yıllara taşımış Ahmed aşkını. Tükenmeden kimseyi tüketmeden ve pes etmeden... Bilirmiş de bu aşkın sonu yok ancak karşılık bulmak ne ki? Aşk, sadakat ve cesaret yüklü yüreği tek başına kaldırmış bu aşkın bütün acısını. Dost bilmiş, yar bilmiş, ana bilmiş... Ve tabii ki çok sevmiş.
Sayfalar arasında kendimi kaybetmişken Leyla Erbil'i de düşündüm. Bu aşka karşılık veremeyişi onda bir sancı yarattı mı, onun da içi kıpırdadı mı Ahmed böyle kalbini sermişken, diye. Çünkü çok zor olsa gerek, bu kadar büyük bir aşka bakışının dost söyleminde olması.
Okudum çok da sevdim, okurken adeta kendi benliğimden çıkıp bir Ahmed oluverdim. İsterdim ki Leyla Erbil'in mektupları da olabilseydi ancak onlar bulunamamıştı.
Mektup okumak ve aşkı cümlelerde yaşamak isteyenler için güzel bir derleme.
Leylim LeylimAhmed Arif · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 201316,3bin okunma
Rûhun mu ateş, yoksa o gözler mi alevden?
Bilmem, bu yanardağ ne biçim korla tutuştu?
Pervâne olan kendini gizler mi alevden?
Sen istedin, ondan bu gönül zorla tutuştu.
Gün senden ışık alsa bir renge bürünse;
Ay secde edip çehrene yerlerde sürünse;
Her şey silinip kayboluyorken nazarımdan
Yalnız o yeşil gözlerinin nûru görünse...
Ey sen ki kül