Babam mı? Yine aynı baba, anamı ayrı dövüyor, beni ayrı. Utanıyor, sinirleniyor, ağlıyor, kırıp döküyor, bakmaya bile tahammül edemiyordu, iğreniyordu, tükürüyordu ve sonunda babam, atam geldi iğrenerek kucakladı hayvanların yanına ahıra götürdü. Önceden hazırlamış, boynuma ipi geçirecek asacak! Olsun be baba isteğimde buydu, ipi boynuma geçirirken ellerine baktım hiç titremiyordu. Sonra dışarı çıktı, ipi çekmeye başladı, nefes alamıyordum, sonunda kurtuluyordum, hayvanlar sanki anlamış gibi gözlerime bakıyorlardı, nasıl şefkatli bakış? Acaba onlar da seviniyor muydu kurtulduğuma ? Süreyya, bugün senin bayramın Süreyya.........
O sarayda bulunca Tanrılaşan erleri
Artık gözüm arkaya bir daha dönmeyecek.
Hepsi sussa da “Kür şad” uzatarak elini;
“Hoş geldin oğlum ATSIZ, kutlu olsun! ” diyecek.
Buna rağmen, çok defa bir arkadaşın ölümüne saatlerce hüngür hüngür ağladığını, bir kurban kesme merasiminde boğazlanan hayvanın deprenişlerini görmemek için başını çevirdiğini ve harp sahalarında düşman cesetlerine gözleri sulanarak baktığını yakından görenler arasındayım.