Amentü
İnsan eşref-i mahlûkattır derdi babam bu sözün sözler içinde bir yeri vardı ama bir eylül günü bilek damarlarımı kestiğim zaman bu söz asıl anlamını kavradı geçti çıvgınların, çıbanların, reklamların arasından geçti tarih denilen tamahkâr tüccarı kararmış rakamların yarıklarından sızarak bu söz yüreğime kadar alçaldı damar kesildi, kandır
Sayfa 177 - Tiyo YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Yazmam Daha Aşk Şiiri
Oydu bir bakışta tanıdım onu Kuşlar bakımından uçarı Çocuk tutumuyla beklenmedik Uzatmış ay aydın karanlığıma Nereden uzatmışsa tenha boynunu Dünyanın en güzel kadını bu oydu Saçlarını tarasa baştan başa rumeli Otursa ama hiç oturmazdı ki Kan kadını rüzgârdı atların Hep andım ne yaşanır olduğunu En çok neresi mi ağzıydı elbet Bütün duyarlıklara ayarlı Öpüşlerin türlüsünden elhamra Sınırsız denizinde çarşafların Bir gider bir gelirdi işlek ağzı Ah şimdi benim gözlerim Bir ağlamaktır tutturmuş gidiyor Bir kadın gömleği üstümde Günün maviliği ondan Gecenin horozu ondan
Âmentü...
İnsan eşref-i mahlûkattır derdi babam bu sözün sözler içinde bir yeri vardı ama bir eylül günü bilek damarlarımı kestiğim zaman bu söz asıl anlamını kavradı geçti çıvgınların, çıbanların, reklamların arasından geçti tarih denilen tamahkâr tüccarı kararmış rakamların yarıklarından sızarak bu söz yüreğime kadar alçaldı damar kesildi, kandır
Sayfa 177 - Tiyo YayınlarıKitabı okudu
Bütün Urfa adeta galeyana gelmiş, Üstadı, Seyda'yı göndermeyiz derken, diğer yandan hükümet kanadı, vali, emniyet müdürü ve içişleri bakanı "ölüm döşeğinde de olsa, çöp arabasıyla da göndereceksiniz" diye emir üstüne emir yağdırıyorlardı. Bakanın bu sözü kendisine iletildiğinde gözleri bir an sonsuzluğa ayarlanan Bediüzzaman'ın dudaklarından şu söz döküldü; O kendi sonunu söylemiş. Evet şu garip hikmete bakın ki, o sonsuzluğa ayarlanıp oradan bakarak konuşan bu Allah dostunu çöp arabasıyla da, başka arabayla da o otel odasından hiçbir güç alıp götüremedi. O, oraya, ο peygamberler şehrine öyle durup dururken gelmemişti. 86 yıllık çile ve ızdıraplarla geçen ömrünün son üç gününü burada notalayıp, Refik-i Alasına buradan uçmak istemişti. Nihayet 23 Mart 1960 da
Bediüzzaman Said Nursî
Bediüzzaman Said Nursî
Urfa'dan, İpek Palas'tan Hakka yürümüştü O yürüdü ama başka yürüyenler de vardı. Ama herkes kendi kaderine yürüyordu, herkes hayatı Yaşarken haddi zatında kendi sonunu da hazırlar. Onu hasta yatağındayken, Çöp arabası ile bile olsa alıp getirin diye emir veren Bakan, aradan epey bir süre geçtikten sonra Genelkurmay Başkanlığı binasından kendini atarak intihar etti. Kaldırımda can çekişirken etraftan koşanlar hemen kucaklayıp bir araba aramaya başladılar ve o sırada yoldan geçen çöp arabası imdatlarına yetişti. Bakanı çöp arabasına yerleştirip hastaneye doğru yol almaya başladılar. Ama hastaneye varamadan bakan arabada ölmüştü. Sonsuzluğa ayarlı bakışlar, hak konuşur, hakkı söyler, bir kere daha ispat edilmişti.
Kuşlara ve güle ayarlı sesin...
Reklam
209 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.