Ne Atilla İlhan olabilirim, ne de Nazım Hikmet. Ne sana mecburum diyebilirim, ne de seninle hayatı güzelleştirecek kadar yakınındayım. Ama seni okuduğumda huzur, mutluluk, heyecan, içimde bir yerlerde uzanan bir el, göğüsümde bir sıcaklık, parmaklarımın ucunda birkaç kelime, sonsuz bir merak, kendini ifade edebilen bir kadın, hassas bir insan ve özel bir sır görüyorum.