aysel git başımdan
ben sana göre değilim
ölümüm birden olacak, seziyorum
hem kötüyüm, karanlığım, biraz çirkinim
aysel git başımdan
istemiyorum
seni seviyorum
Aristo, asırlar önce "En bedbaht millet kaleleri ayakta iken kültürü ve ahlakı harabe olan millettir." demişti. Kültürel yozlaşma beraberinde tabii olarak kültürün ve ahlakın harap olmasını getirir. Atilla İlhan'ın şu sözleri bize ait olanların nasıl horlandığının, hayatımızdan koparılıp atıldığının bir örneğidir." Lisede Sophokles okuduk. Klasik Türk Musikisine sövmeyi, Divan şiirini hor görmeyi, buna karşılık kötü çevirilmiş Batı klasiklerine körü körüne hayranlık göstermeyi öğrendik. Sanki Sinan, Leonardo'dan önemsiz, Celalettin Rumi, Dante den küçüktü. İtri ise Bach'ın eline su dökemezdi. Aslında kültür emperyalizminin ilmiğini kendi elimizle boynumuza geçiriyorduk."
Dikiş tutmayan ilişkilere müptela olanlar bilirler,her giden kalın bir kireç tabakası bırakır kalpte. Gözyaşı öyle gözden aşağı akınca kireç yapmaz,gömleğin yeni ile siler,iki üç kere sümüklerini çekersin.O kolay olanı. Fakat gözden içe doğru akınca çok pis oluyor,çaydanlık gibi bembeyaz oluyor insanın içi...Sen daha çocukluğunun tozunu atamamışken,bir de kireç bağlıyorsun,ne fena. O tortudan İlla kurtulman lazım;yapamazsan tadı tuzu olmuyor gönlünde demlediğin yeni aşkların. Keder sökücü cümleler kurup içine bas geceden kalbini.'Geçti' diyebilirsin,'benim için güzel bir deneyimdi,ayrılıklar da bir tecrübe,dilerim mutlu olur' diyebilirsin. Bir Atilla İlhan alabilirsin araya; 'çünkü ayrılık da sevdaya dahil'...De bunları.Temizle kalbini. Yılmadan,bıçağın ucuyla falan, canını acıta acıta da olsa da uğraştığında ta içine çöreklenmiş o tortuyu kaldırabilirsin. Yoksa dediğim gibi aşk, kalpte demlenir; içini temizlemezsen içemezsin...
"Ne vakit bir yaşamak düşünsem
Sus deyip adınla başlıyorum
İçim sıra kımıldıyor gizli denizlerin
Hayır, başka türlü olmayacak
Ben sana mecburum bilemezsin..."
Atilla İlhan
kulaklarımdan kan fışkırıncaya kadar yine senin emrindeyim
utanmasam
gözlerimi damla damla kadehime damlatarak
kendimi yani şu bildiğin atilla ilhanı zehirleyebilirim
Cumhuriyetin ilk yıllarını yaşamış olan Atilla İlhan;”Kendimizi cumhuriyetle o kadar özdeşleştirilmiştik ki, lise sıralarında.
göstereceğimiz başarının cumhuriyet
de güçlendirileceğine inanıyorduk.
Karnemizde zayıf olursa,sanki Cumhuriyette zayıflayacaktı”.
Cumhuriyete böyle sarılmış gençtik.
Seven bir kalp her şeye daha bir güzel bakar. Üstelik baktığı yerdeki güzellikleri görür. Seven insana fırtınalı gün, günlük güneşlik gelirmiş derler. Her olumsuzlukta bir güzellik görür seven bir kalp. Dolayısıyla birini sevmek bize hayata karşı daha olumlu bireyler olabilmeyi öğretir.