Yitik Lale

Mavi Lale

Nazan Bekiroğlu
Ben şimdilerde on altıncı asırlardan kalma çini bir pencere alınlığında, tam sağ alt köşeye imza düşürülmüş mavi bir Osmanlı lalesi neler düşünür, onu merak etmedeyim. Lale mühürlü, kendi tarihçesinin farkında mı her zaman merak edilebilir bir kağıdın sathında. Ben. Yani modern zamanların mavi laleleri kavramakta zorlanan bilinci örselenmiş, ben demekten hoşlanan çocuğu. Sağ avcumun içinde ters bir lale, kusursuzluğuyla kem nazarları çağıran Selimiye‘nin mazisinde ters huylu bir kadın olmasam da. Bir sahaf dükkanının derinliğinde ilk sahifesi yitik bir Lale Risalesini okumaya bir türlü başlayamıyorken ben, yine ben; bir laledana daldırılmış tek sap lalenin uyandırdığı aşinalığın sızısında.
224 sayfa · İlk Yayın Tarihi: Temmuz 2014
Reklam

Yorumlar ve İncelemeler

Yıldızların aydınlığı gecenin karanlığındandır
224 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
13 günde okudu
Sindire sindire okuduğum bir diğer #nazanbekiroğlu kitabı. Yüreğimi ısıttığını söylemem lazım hele o bazı cümleler. Şey demiş bir yerde " Bugüne seslenmezse mazi yerinde kalabilir pekala. Mazi yerinde kalabilir pekala, iyi de, bu inanılmaz cazibe, peki bu ne demek oluyor? Bütün imtidat teorileri bir yana, neden mazi bütün acıları yokmuş gibiye indirgiyor? Aslında, ne kadar mutsuzduk. Ama buradan bakınca ne kadar mutluyduk, böyle görünüyor. Zaman mi, ki kandırıp duran gözbağcı, her şeyi güzelleştiriyor? Zaman mı ölümlü bir rüyaya döndürüyor?" Sahi, mutsuzduk madem niye geçmiş tatlı geliyor bu kadar. Özlenesi? Yanımızdakileri, şuan yanımızda olmayanları özlediğimizden olabilir mi…
Mavi Lale
Mavi LaleNazan Bekiroğlu · Timaş Yayınları · 20201,580 okunma
Kalbin dili yok ama kalbe giden en kestirme yol yine de dilden geçiyor.
224 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
21 günde okudu
Öncelikle okuduğuma hiç pişman olmadığım, olmayacağım bir kitap ve tanıştığıma hiç pişman olmadığım, olmayacağım bir yazar. Kalemini bu kadar iyi kullanması beni çok etkiledi açıkçası. Kitabın içeriği de bir o kadar etkileyiciydi. Kitabı okurken kendinizi mayıs ayında doğayla iç içeyken bir anda rüyalar alemine dalarken bulacak, tarihi şahsiyetlerle kol kola yürüyeceksiniz. Bir çiçek ne hisseder hissedecek, kiraz ağacıyla sohbet edeceksiniz. Bazen bir kapı, bir gül, bir lale, bir menekşeye dönüşecek, bazen de Züleyha olup aşkı tüm hallerde yaşayacaksınız. Sonra bir annenin değişimine şahit olacaksınız. Tolstoy'un Anna Karenina'sının ruh haline bürünecek, Don Kişot olacaksınız. Dante ile kahramanı Kuzen Bette'yi tartışıp, Diriliş'in yazılış amacını daha iyi idrak edeceksiniz. Kimi yerde Puşkin gibi kimi yerde Hüseyin Cahid gibi düşüneceksiniz. Matrix, Melekler Şehri gibi filmleri kitapla birlikte yeniden izleyeceksiniz. Oscar Wilde'yi, Giotto'yu, Hafız Osman'ı ve daha bir çok ünlü kişiliği yazarın gözünden tekrar tanıyacaksınız. Velhasıl kelam kitap bitince doymuşluk hissini bütün bedeninizde hissedeceksiniz. Kitabı okumanız ve okutturmanız dileğiyle...
Mavi Lale
Mavi LaleNazan Bekiroğlu · Timaş Yayınları · 20201,580 okunma
224 syf.
·
Puan vermedi
Bu kitap da çok şey var. Mesela neler mi var? İlk başta Divan Edebiyatından bir parça var. Hz Yusuf ve Züleyha var. Şair Nigar Hanım var. Bir cümle ile de olsa Proust ve yitik zamanı var. Şems var,
Mavi Lale
Mavi LaleNazan Bekiroğlu · Timaş Yayınları · 20201,580 okunma
224 syf.
·
Puan vermedi
Cümleleri kurma biçimi, onları alıp farklı formlarda farklı bakış açılarıyla önümüze sunma şekliyle Nazan Bekiroğlu diğer yazarlardan ayrılmaktadır bana göre. Bu yüzden çok ayrı bir yeri vardır benim gözümde. Üslûbu farklıdır onun. Daha çok şiir tadı alırız deneme ve romanlarında. Hatta o kadar ki elinize alıp sesli bir biçimde okumaya kalksanız bir müddet sonra düz yazı değil de şiir okuyormuş hissine kapılırsınız. Tabi duygu yüklü yapısı da sizi bambaşka hislerle sarmalar. Kitapla ilgili yazımız: 1cay1kitap.com/mavilaleyitiklale
Mavi Lale
Mavi LaleNazan Bekiroğlu · Timaş Yayınları · 20201,580 okunma
9/10
224 syf.
9/10 puan verdi
·
7 günde okudu
“Her biten şeyin ardından geriye kalan ; hüzünlerin leylâsı.” Tamam dendiğinde hiçbir şeyin aslında başlamayışı.. Bitti zannedilen yerde kelimenin yolculuğunun başlayışı.. Cümle kapısından geçemeyen bir kalp.. Kimsenin yüzünün kalbine uymayışı..İkiyüzlülük, riya.. İnsanların kalbini okuyuşlar.. bunun bedelini ödeyişler.. Diriliş..insan doğuştan mı suçludur yoksa onu suça iten şartlar mı? Anna Karenina..sadakatsizliğin fenalığı.. Don Kişot.. güzel olan her şey gerçek, gerçek olan her şeyin güzel oluşu.. Oscar Wilde, Madame Bovary, Shakespeare, Namık Kemal ve dahası… Nazan Bekiroğlu'ndan okuduğum ilk kitap. Bu kitabı okuyup sevebilmek için biraz bilgi birikimine ihtiyaç var. Yazdığı deneme yazılarına daha eleştirel bakıp yorumlamak adına.. Denemelerinin yanı sıra kitapta yer alan hikayeler de çok hoştu. Şiirsel bir anlatımı var. Çok akıcı. Yazarın diline hayran kaldım.
Mavi Lale
Mavi LaleNazan Bekiroğlu · Timaş Yayınları · 20201,580 okunma
224 syf.
5/10 puan verdi
·
34 saatte okudu
"Hani okumasan da olurmuş" dediğimiz kitaplar vardır ya hayatımızda... Ahh işte o kitaplardan biri de bu... Okumak bir şey katmıyor, Okumamak ise hayatından bir şey eksiltmiyor. Öyleyse ne diye okudum ki? Ahhh Bi bilsem... 2019 'un son günlerinde beni hayal kırıklığına uğratan eserlerden biride bu oldu. Son söz olarak size tavsiyem arkadaşlar: Her incelemeye aldanmayın...
Mavi Lale
Mavi LaleNazan Bekiroğlu · Timaş Yayınları · 20201,580 okunma
Geri dönüşe başlamadan ilerlemenin imkanı yoktur.
224 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
12 günde okudu
Yazarla ilk tanışmam Mücella adlı romanıyla olmuştu. O kadar sıcak, o kadar sevecen karşılamıştı ki beni türü farkı olsa bile bu kitaptan da aynı karşılamayı bekliyordum. Yanılmadım. Beklentilerimi fazlasıyla karşıladı. Deneme türünde olan bu eser beni alıp başka diyarlara götürdü. En başta türünden dolayı sıkılırım belki diye düşünüyordum fakat tam tersi sınavlarım olmasına rağmen ders çalışmayı bırakıp kitabı okumak istedim. Kitabın içeriğinden de bahsetmek isterim. Geçmişe gidip Ahmet Hamdi ile, Namık Kemal ile sohbet ediyorsunuz onları anlamaya çalışıyorsunuz. Padişahların dertleriyle dertleniyorsunuz. Sonra bir bahar sabahına uyanıp çiçekleri seviyorsunuz. Duvarda resmini gördüğünüz kıza aşık oluyor, aslını görünce reddediyorsunuz. Bazen de ev hanımı olduğunuz için işsiz sayılıyorsunuz. Kimi zaman padişahın sır katibi oluyorsunuz. Padişahın kalbini yaşıyor, onun yerine ölüyorsunuz. Kimi zaman da Dostoyevski'nin temel problemlerini tartışıyorsunuz. Kısacası bu kitapta kendinizi bulmaya çalışıyorsunuz. Kitabı okurken eminim çok şey hissedecek, çok kez düşüneceksiniz. Şimden okuyacak olan herkese keyifli okumalar.
Nazan Bekiroğlu
Nazan Bekiroğlu
Mavi Lale
Mavi Lale
Mavi Lale
Mavi LaleNazan Bekiroğlu · Timaş Yayınları · 20201,580 okunma
221 syf.
8/10 puan verdi
Mavi lale..'yitik lale' Bekiroğlu'nun bende altıncı kitabı. Belki biraz geç kalınmış bir kitap.Size bambaşka bir ufuk çiziyor Nazan hoca.Kâh Osmanlı Lalesi neler düşünür diyor kâh Anna Karenina,Don kişot,diriliş... Tarihteki kadınlardan, herşeyden bir parça buluyorsunuz. Atilla ilhan, Puşkin ve de Fuzuli ve dahi nicesi... Okunmalı illa okunmalı. Not: Bir oturuşta okunacak bi kitap değil. Sindire sindire okunmalı :)
Mavi Lale
Mavi LaleNazan Bekiroğlu · Timaş Yayınları · 20201,580 okunma
224 syf.
10/10 puan verdi
·
23 saatte okudu
MAVİ LÂLE - yitik lâle / NAZAN BEKİROĞLU - Nazan Bekiroğlu’nun kendine has o üslubu beni büyülüyor diyebilirim. Gerçekten o kadar güzel kullanıyor ki kelimeleri adeta kendimi başka diyarlarda ya da hayal aleminde geziniyormuş gibi hissediyorum. Kalemini çok sevdiğim yazarlardan biridir kendisi. Mavi Lâle, Nazan Bekiroğlu’nun deneme kitaplarından biri. Bu kitabıyla birlikte Nazan Bekiroğlu’ndan ikinci deneme kitabımı okumuş oldum. Kaleminin o ustalığını bu kitapta da göstermiş. Bence iki bölümdü bu kitap. İlk bölümde farklı farklı öyküler ikinci bölümde denemeler vardı. Ben en çok öykü kısımlarını sevdim diyebilirim. Her bir öyküde her bit karakterde değişik duygular hissettirdi bana. Özellikle üç bölümlük bir öyküsü vardı çok hoşuma gitti keşke onu tek başına bir kitap yapsaymış bile dedim. Bunun haricinde ikinci bölümde birçok farklı konuda deneme yazmış. Deneme okumayı seviyorum ama Nazan Bekiroğlu’nun yazdığı denemelerini (Kelime Defteri kitabında da aynı şeyi yaşadım) okumadan önce bence biraz bilgi sahibi olunması gerekiyor. Dostoyevski’den filmlere oradan Osmanlı’ya kadar bir sürü konuda deneme ele almış. Örneğin benim okuyacağım bir kitapla ilgili denemesi varsa o denemeyi çok detaylı okumadım, göz gezdirdim. Önce o kitapları okuyup sonra bu denemeleri okumak istedim. Düşüncelerim bu şekilde.
Mavi Lale
Mavi LaleNazan Bekiroğlu · Timaş Yayınları · 20201,580 okunma
224 syf.
9/10 puan verdi
Kitabi universite yillarinda okumustum.hayatimda iz birakan kitaplardan. Suslu anlatimi seviyorsaniz tavsiyedir.cumlelerin akisi harika, siirsel bir uslubu var.avucumun icindeki ters lale unutamadigim yazilardan.yazarin bilgisine hayran kalmistim.Bilgisini anlatim bicimine daha da hayran kaldim.tavsiye ederim
Mavi Lale
Mavi LaleNazan Bekiroğlu · Timaş Yayınları · 20201,580 okunma

Yazar Hakkında

Nazan Bekiroğlu
Nazan BekiroğluYazar · 23 kitap
3 Mayıs 1957 tarihinde Trabzon'da doğdu. İlk ve orta tahsilini aynı kentte yaptıktan sonra Atatürk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü'nü bitirdi (1979). Dört yıl lise öğretmenliği yaptı. KTÜ Fatih Eğitim Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Eğitimi Bölümü'ne öğretim görevlisi olarak girdi. (1985). Orhan Okay yönetiminde sürdürdüğü Halide Edib Adıvar'ın Romanlarının Teknik Açıdan Tahlili konulu doktorasını tamamladı (1987). Aynı bölümde öğretim üyesi olarak çalışmaya başladı. Şair Nigar Hanım konulu çalışmasıyla doçent oldu (1995). 1998'den itibaren aynı fakültede açılan Türkçe eğitimi bölümünde öğretim üyesi olarak görev yapmakta olan Nazan BEKİROĞLU 4 Mayıs 2001'de profesör olmuştur Şehirli bir ailenin üç çocuğundan en küçüğü olan Nazan Bekiroğlu; kendi ifadesiyle 'ehl-i kalem ve kelam' bir baba ile titiz ve oldukça eğitimli bir annenin, iki de ağabeyin ikliminde epey nazlanarak, korunarak, esirgenerek büyümüştür. Çocukluğunda Türkçesi bozulur diye sokak yasaklanmış ve arkadaşları seçilmiştir, bunun için konuşurken Karadenizliliği hiç hissedilmez. Bekiroğlu, Türk Edebiyatı dergisi röportaj yazarı Belkıs İbrahimhakkıoğlu'na verdiği bilgilerle, kendini ve (birbirini andıran) hikayeleriyle şiirlerini şöyle anlatmıştır. Doğduğu ay (3 Mayıs), ruh dünyası ve ardından şiir ve hikayelerinde hep yer almıştır. Altı yaşına kadar oturdukları, konak yavrusu denilebilecek büyük evde yaşadıkları, hikayelerinin şuur altı malzemesini hazırlamıştır; 'Çini dolap tutamakları, billur kapı kolları, vitraylardan süzülen efsunlu hava, kapı yanında açan filbahri çiçekleri, taş duvarlardan fışkıran yabani incir dalı, kocaman halının göbeğine düşen sarı ikindi güneşi, geceleri yatağa uzanan dalga sesleri ve bu seslerle karışan martı çığlıkları.' Bütün bunların izdüşümleri daha çocukluk yıllarında sanatkar ruhunu yoğuran dünyanın temelini teşkil etmişlerdir. On dört yaşında babasının vefatıyla beraber ailenin ekonomik ve sosyal rengi değişir. Konaktan apartman dairesine geçiş yazarın içe dönük ruh yapısının teşekkülünde ve duyarlılığının şekillenmesinde etkili olmuştur. Daha sonra yüksek tahsil için aileden uzaklaşması bakışlarını dış dünyaya çevirmesini Anadolu'yu ve insanını tanıtmasını sağladı. Öğrencilik yıllarında halk edebiyatı ve Orta Asya estetiğinin peşinde idi. Bunu bir ölçüde ilk hikayelerine de yansıttı. (Hava Hanım Öldü) . Gerek sanatkar, gerekse akademik kişiliğinin gelişmesinde hocası Orhan Okay'dan teşvik ve destek gördü. Kendi ifadesiyle, kendini asıl buluşu mezuniyet sonrası yıllara rastlar. 1979 yılında apartmandan tekrar eski, müstakil ve bahçeli bir eve taşınırlar. Böylece sanatkarımız, ruhunu harekete geçiren atmosfere yeniden kavuşur. Daha sonra bir İstanbul seyahatinde hayatına Osmanlı ve Topkapı girer ve bu saray giderek, adeta bir tutkuya dönüşür. Ama onu çeken Osmanlı'nın zaferleri ya da yenilikleri değildir. 'Saray'ı özellikle insani yanı ile yakalamaya çalışır. Bekiroğlu, edebiyata ve özellikle şiire meraklı bir aileden geliyor. Baba ve anne şiiri duyan ve duyuran insanlar. Babası 'Hedef' adlı bir mahalli bir gazetenin sahibiydi. Basılmamış roman denemeleri ve pek çok şiirleri bulunan, tarihe ve bilhassa Osmanlı tarihine meraklı bir zattı. Bekiroğlu 'güzele ilgi duymayı' babasından öğrenmiştir. Okumayı, kendisine sevdiren babasıdır. 'İçinde Bir Sızı Var' hikayesinde kahraman da babasıdır. Bir zamanlar Tanpınar'ın etkisinde kaldığını şu anda bu etki üzerinden attığını söyler. Hayran olduğu Dostoyevski'den insan ruhunun labirentlerini vermesi bakımından etkilenir. Oscar Wilde'ın insan ruhunun evrensel prensipler doğrultusunda ve çok sade çizgilerle hikayeler yazmasından etkilenir. Nun Masalları döneminde Oscar Wilde gibi hikayeler yazmak ister. Nun Masalları'nın sade görünümünde onun etkisinin olduğunu söyler. Mustafa Kutlu'dan teknik anlamda geleneğe yaslanması yönünden etkilenir. Sezai Karakoç'tan geleneğin dönüştürülerek bugün nasıl kullanılabileceğini öğrendiğini söyler.
30 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.