"Sinirleri yay gibi gerilmişken gülümsemesi, neşeli görünmesi gerekiyordu, bu sahte neşenin ne çabalara mal olduğunu, kendine hâkim olmak için her gün nasıl kahramanca bir güç harcadığını kimseler anlamıyordu."
" 'Sence bu yarasa seni çok seviyor mu?'
'Sevmez olur mu...'
'Yürekten mi seviyor?'
'Kesinlikle.'
'Öyleyse geleceğine emin olabilirsin. Biraz gecikebilir, ama bir gün mutlaka seni bulacaktır.' "
"Ah unutulmuşluk, terk edilmişlik... Ah yalnızlık!
Meğer ne değerli kavramlarmış bunlar. O dingin hayatlarımız için ne kadar gerekliymiş. Bu satırları yazarken o eski günleri anıyor, yüreğim kanayarak yitirdiğimiz cennete ağıt yakmak istiyorum."
''Kitapçıların ve çiçekçilerin bazı özellikleri olmalıdır Olric. Gelişigüzel insanlar bu mesleklerin içine girmemeli. Kitaplar ve çiçekler özel itina isteyen varlıklardır. Ne yazık, bu meslekler de artık olur olmaz kimselerin elinde, sattıklarıyla ilgileri olmayan kişilerin. Durmadan kitaplara ve çiçeklere eziyet ederler, onlara nasıl davranılacağını bilmezler. Bana kalırsa, bir “kitapları koruma derneği” kurmalı ve kitaplara kötü muamele edilmesini önlemeli...''
Dünya değişiyor dostlarım.
...
Günün birinde yol kenarında toprak anamizin koyu yeşil saçlarını da göremeyeceksiniz.
Bizim için değil ama, çocuklar, sizin için kötü olacak. Biz kuşları ve yeşillikleri çok gördük.
Sizin için kötü olacak. Benden hikayesi.
•••
Şimdi konuşmuyorum, seneler sonra da konuşmayacağım. Hiçbir zaman karşılarına geçip intikam almayacağım. Düştüklerinde iyi olmuş bile demeyeceğim. Benim kelimelerim sesimden çıkıp kimseye çarpmayacak. Keşke bunun anlamını biraz olsun bilseydiniz.
Sabahattin Ali