Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Bir zamanlar yeryüzünde tek bir kıta vardı
Bu kurama göre günümüzden 300 ila 200 milyon yıl önce yeryüzünde Pangea adı verilen tek bir kıta ve Panthalassa adı verilen tek bir okyanus vardı. Dinozorlar çağının başlangıcında yani yaklaşık 200 milyon yıl önce bu süper kıta ayrılmaya başladı. Atlas ve Hint okyanuslarının oluşmasıyla kıtalar günümüzdeki hâllerini aldı.
Bugün endüstriyel tarımda 300 farklı zehir (pestisit) kullanılıyor. Yaygın bilinen marka ve marketlerdeki tarım ürünleri de dahil neredeyse tümünde pestisit var. Örneğin; bir elmaya olgunlaşıncaya kadar 18 kez atılıyor Atlas Dergisi - Sayı 324, Atlas Dergisi
Reklam
Bugün endüstriyel tarımda 300 farklı zehir (pestisit) kullanılıyor. Yaygın bilinen marka ve marketlerdeki tarım ürünleri de dahil neredeyse tümünde pestisit var. Örneğin; bir elmaya olgunlaşıncaya kadar 18 kez atılıyor
Avustralya Yanginları
100.300 kilometrekare Yangında yok olan alanın yüzölçümü. Bu alan, Türkiye’nin toplam yüzölçümünün yaklaşık 7’de 1’ine karşılık geliyor. Yangında yaşamını kaybeden insan sayısı. 30
Arkeolojik kazılarda çok önemli sonuçlara ulaşılmıştır. Bunlardan biri Afrika’dan yaklaşık 1 milyon 300 bin ila 1 milyon yıl öncesinde çıkan Homo erectus’un Orta Anadolu’da Göllüdağ eteklerinde yaşadığı ve değişik tekniklerde aletler ürettiğidir. Böylece Homo erectus’un Anadolu üzerinden Avrupa’ya geçtiği tezi güçlenmektedir. Bir diğer önemli sonuç ise Göllüdağ buluntularının önemli bir bölümünü oluşturan, “levallois” denilen teknikle yapılmış ve bir tasarım gerektiren çekirdeklerin yoğunluğunun, Neandertaller’in (200 bin-40 bin yıl) bölgede yaşadığını göstermesidir.
250 syf.
10/10 puan verdi
·
4 günde okudu
Derginin bu ay kapak konusu Odessa. Ukrayna’nın Karadeniz kıyısındaki bu liman kenti nice sanatçı yetiştirmiş, farklı kültürlere kucak açmış, sayısız hikâyeye ilham vermiş özel bir yer. Atlas, Odessa’nın kıyılarını, sokaklarını gezip renkli yaşantısına karıştı. Atlas’ın bir diğer dosyası Türkiye’nin deniz fenerleri. Karadeniz, Marmara ve Ege kıyılarını dolaşan Atlas benzersiz fotoğraflarla en güzel deniz fenerlerine yer veriyor. “Kılavuz ışıkların” tarihine, denizcilik için taşıdığı öneme ve insanın düşünce dünyasıyla hayal gücüne etkisine mercek tutuyor. Ankara, Bolu ve Sakarya il sınırlarında uzanan “İpek Yolu Koridoru” dokuz belediyenin yer aldığı özel bir proje. Göynük, Beypazarı, Taraklı ve rotanın diğer tarihi kentleri, gezginleri geçmiş çağlara götürüyor. Kastamonu’nun karstik mucizesi Kılıçlı Mağarası, Giresun’un en güzel köşelerinden Kuzalan Tabiat Parkı derginin diğer başlıkları.
Atlas - Sayı 300
Atlas - Sayı 300Atlas Dergisi · Doğan Burda Dergi Yayıncılık · 201812 okunma
Reklam
186 syf.
7/10 puan verdi
·
25 saatte okudu
Atlas Dergisi 309 - 2018 Aralık
Lisede coğrafya hocamız sınıfı Atlas dergisi abonesi yapmıştı sağolsun. O vesileyle 2005-2009 arası neredeyse bütün sayılarını okuduğum ve beğendiğim bir dergi. O zamanlar 150-200 arasıydı sayıları şimdi 300'ü geçmiş okumayalı. Benim gibi coğrafyaya ilgisi olanlar için Türkiyede ilk akla gelen dergilerden. Dergilik uygulamasında görünce bu sayısını da okudum. Yüz kusur sayfadan oluşan dergide bu ay, ana konu olarak Su ülkesi Hollanda ele alınmış. Topraklarının yüzde 25'i deniz seviyesinin altında yer alan Hollanda'nın okyanusla mücadelesi ve devasa setleri fotoğraflarlada çok güzel anlatılmış. Onun dışında Kahramanmaraş'a uzun bir yer ayrılmış, Maraşlı arkadaşlar muhakkak baksın. Safranbolu ve Safran çiçeği üzerine bir bölüm, yüzüncü yılında bizi 1. Dünya Savaşına sokan ve sonrasında batan Midilli gemisine yapılan dalış ve tarihiyle alakalı bir bölüm ve son olarakta geçen yıl askerliğimi yaptığım Gölcük'teki Yuvacık barajı ve ardındaki muazzam dağda yapılan bir kış yürüyüşü var.
Atlas - Sayı 309 (Aralık 2018)
Atlas - Sayı 309 (Aralık 2018)Atlas Dergisi · Bilnet Yayıncılık · 201815 okunma
117 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
8 saatte okudu
Derginin bu sayısında ek olarak Troia ' yı tanıtan bir kitapçık verildi. Troia'nın tarihçesi, mitleri bu kitapçıkta çok güzel anlatılmış. Kazı alanları resmedilmiş, gezi rotası verilmiş. Derginin içeriğine gelecek olursak en çok şu başlıklar dikkatimi çekti: -20.yüzyıl göçebeleri -Antik sofralar -Odessa/Ukrayna-Tılsımlı Şehir -İpekyolu -Türkiye'nin deniz fenerleri -Eczacının tarihi 20.yüzyıl göçebeleri yazısı etkileyici idi. Miriam Lancewood ve Peter Raine nin 7 yıl boyunca teknolojiden, takvimden ve saatten uzakta nasıl yaşadığı oldukça ilgimi çekti. Miriam bir sporcu, Peter ise profesör. Kendilerini "modernizmden kaçmış birer mülteci" olarak görüyorlar. 3 ay boyunca 3 ülkede tam 1000 km yürümüşler. Özellikle teknoloji olmadan yaşanamayacağını düşünen biz insanlar için güzel bir örnek teşkil ediyorlar. Insanların adım bile atmadıkları yerlerde doğa ile içiçe, çadırlarında geçiriyorlar hayatlarını. Antik sofralar yazısı da ilginçti. Eski çağ insanların sofralarında neler yediklerini öğreniyoruz. Hamamda lokanta olayı ilgimi çekti. Hatta ev yanar diye evde yemek pişirilmemesi olayı da ilginçti. Daha bir sürü ilginç yazılar vardı. Bu sayıda Odessa'ya oldukça fazla bir yer ayrılmış. Tarihçesiyle, kültürü ile. Bizdeki Nevroz'a benzer bir Bayramları var. Kutlamaları 1 haftaya yayılıyor. Amaç ilkbaharın gelişini kutlamak. Böyle farklı ülkelerin kültürlerini okudukça insanın kendi kültürünü daha iyi tanımaya başladığını düşünüyorum. Ayrıca derginin bu sayısı da oldukça kaliteli fotoğraflarla doluydu. Özellikle Odessa’nın fotoğrafları.
Atlas - Sayı 300
Atlas - Sayı 300Atlas Dergisi · Doğan Burda Dergi Yayıncılık · 201812 okunma
İpek Yolu adını ilk kez, Alman coğrafyacı ve jeolog Baron Ferdinand von Richthofen’ın, Çin gezisini anlattığı eserinden öğrenmişti insanoğlu. Oysa doğunun ipeği ve baharatı başta olmak üzere pek çok ürününün kervanlarla batıya taşınması, çok eski tarihlere dayanıyor. Bunun en büyük kanıtlarından biri, İÖ 6’ncı yüzyıla tarihlenen Çin işi ipek kumaşı parçalarının bir Kelt hükümdarının mezarında bulunması. Bu, Ortadoğu ve batının milattan en az altı asır önce ipeği tanıdığını ortaya koyan önemli bir bulgu. İlkçağ ve ortaçağın en önemli ticaret rotası olan yaklaşık 6 bin 400 kilometrelik İpek Yolu, bir kısmı denizden olmak üzere birçok güzergâhı içeriyordu. Bunlardan biri de Çin-Tebriz-Kars-Erzurum-Malatya-Kayseri-Ankara-Ayaş-Beypazarı-Nallıhan-Mudurnu-Göynük-Taraklı-Geyve-Sapanca-İstanbul hattıydı. Günümüzde Sakarya, Bolu, Ankara il sınırlarını geçen “İpek Yolu Koridoru”, tarihi ve kültürel değerleriyle bu kadim mirası yaşatıyor. Söz konusu gezi rotası Sapanca-Geyve-Taraklı-Göynük-Mudurnu-Nallıhan-Beypazarı-Güdül-Ayaş ilçelerinden geçiyor.
Yollar vardır, hasretleri, özlemleri dindirir. Yollar vardır, geçim derdi için kat edilir. Yollar vardır hüzünleri katmerleştirir, mutluluktan uçurur, merakları giderir, keşfetme duygusunu tatmin eder. Bazıları da ticarete açılan kapıdır. Fakat bazı yollar vardır ki daha fazlasını yapar. Kültürler arasında bir köprü vazifesi görür, hem kendine has bir kültür yaratır, hem de her iki yönde bir akış sağlar. İnsanlar arasındaki iletişimi güçlendirir, sağlam bağlar kurar. Bilginin, inançların, orduların, maceraperest gezginlerin izlediği dünya üzerindeki en uzun ticaret rotası İpek Yolu gibi…
Reklam
Eski deniz haritalarının hiçbirinde “Ege Denizi” adı geçmez. Zira, Atatürk’ün “ordular ilk hedefiniz Akdeniz’dir ileri” olarak bilinen buyruğunda da gösterilen yere belli ki o zaman da “Ege” denmezmiş. Rumca Aigaion olan adın, mitolojideki Attika kralı Aigeus’tan geldiği söylenir, ancak adalarının bolluğundan dolayı pek çok dilde adı Adalar Denizi’dir, Artık, Ege diyoruz.
Türkiye’nin en az ışık kirliliğine sahip bölgelerinden birinde yer alan Gelidonya Feneri, Akdeniz’e doğru bomboş bir alana baktığı için gece en fazla yıldız görülebilen noktalardan.
47 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.