Tasavvuf
Tasavvufun esası kâinatın Tanrı'dan ibaret olduğu; her varlığın, her şeyin bu Tanrı'nın bir tecellisinden, görünüşünden ibaret bulunduğu düşüncesidir. ⁃ Mutasavvıflar bu büyük hakikati nasıl keşfetmişler? Selim bu soruyu alay etmek için değil, ciddi olarak soruyor ve alay etmediği için Ayşe'yi hayretler içinde bırakıyordu. Sözlerine devam etti: ⁃ Bunu akılla değil, sezgi ile bulmuşlardır. Tanrı gibi sonsuz ve büyük bir varlığın akılla anlaşılmasına imkân olmadığını kabul etmişlerdir. Selim derhal itiraz etti: ⁃ Fakat bununla dinin dışına çıktıklarının farkında olmamışlar mıdır? ⁃ Din bilginlerinden bazıları mutasavvıfların dinsizliğini ilân etmiştir. En büyük mutasavvıflardan bazıları bile bu suçlamadan kurtulamamıştır, ⁃ Meselâ kimler? ⁃ En başta Muhyiddin-i Arabî ve Mevlânâ...
zenin herkes dediğin kalabalık içinde cahilleri, hainleri, budalaları bol bol barındıran bir kuru gürültüdür. çünkü herkes dediğin şey bir hayvan sürüsüdür.
Reklam
Atsız der ki ; “Bakarsın aldanmışsın ,gördüğün bir seraptır, sevimli bir hayale açılırken kolların.”
Hakikaten şu insanlar pek müz'iç mahlûklardır. Kendi akıllarının üstünlüğüne inanarak başkasına öğüt vermekten vazgeçmiyorlar fakat kendi gülünçlüklerini, zavallılıklarını da bir türlü idrak edemiyorlardı.
Bahtiyarlık: Boraca yüce dağları aşmak Varılmadan ölünen uzak yerlere koşmak, Tanrı’nın sofrasında mest olarak konuşmak Ve ömründe bir kere, bir kere sevinmektir...
Kahramanlık ne yalnız bir yükseliş demektir, Ne de yıldızlar gibi parlayıp sönmektir. Bunun için ölüme bir atılış gerekir. Atıldıktan sonra bir daha dönmemektir...
Reklam
1.000 öğeden 31 ile 40 arasındakiler gösteriliyor.