Hayatımızın ilerleyen dönemlerinde başka insanlarla tanışacağız. Hikâyelerimizi anlatıp duracağız onlara ama hiçbiri gerçekten anlamayacak. Bu tür şeyleri ancak orada bulunduysan anlarsın.
İnsanın elinde kendinden, küçük bir Benlikten başka bir şey yok. Uzam ve zamanda, hatta dünyada, birlikte-varoluşta radikal bir kayba tabiyiz. Dünya yoksunluğu bir diskroni belirtisi. İnsanı, bütün gücüyle sağlıklı tutmaya çalıştığı küçük, önemsiz bedenine ufaltıyor. Bundan başka hiçbir şeyi yok insanın. Kırılgan bedeninin sağlığı dünyanın ve Tanrı'nın yerini alıyor. Hiçbir şey ölümden uzun ömürlü değil. Dolayısıyla bugün ölmek, çok zor. Ve insanlar, yaşlanmadan yaş alıyor.
Suratlarında, ruhlarının özünü yansıtan bir yaşam ifadesiyle dikilirken her biri nefretin, açgözlülüğün ya da kıskançlığın olağanüstü bir tasviri gibiydi.
Karanlık Tanrı'nın ta kendisiydi. Size şahdamarınızdan daha yakın, her yerde olan ve gören, her zaman sizi sarmalayan başka kim olabilirdi ki? Siz onu göremezdiniz çünkü ışığın arkasına saklanırdı.