Ben neyim? Soruyorum. Bu mu? Hayır, ben şuyum. Özellikle de şimdi, insanlar konuşurken bir odadan çıktığımda, yalnız adımlarımla döşeme taşları çınlarken, eski şapelin üstünden ayın o olağanüstü güzelliği ve kayıtsızlığıyla yükseldiğini görüyorum- derken tek ve basit değil, karmaşık ve çok olduğum netleşiyor kafamda.
Sayfa 61 - Kültür YayınlarıKitabı okudu
Meh ra tarafi beruy u mi manend, Çiziş bedan ferişteh hu mi manend, Ni ni zi güca ta begüca meh ki büved, Can bendei u bedu hod u mi manend "Ayın güzelliği biraz onun yüzüne benzer. O melek huyluyu biraz andırır... Hayır... Hayır!... Nereden nereye?... Ay kim oluyor? Canım ona kurban olsun; ona benzeyen varsa ancak kendisidir...
Sayfa 82
Reklam
“Dolunay gecelerinde aura temizlenir. Enerji merkezlerine çalışılır, ay içine çekilir. Ay’ın ışığına odaklanır, güzelliği hissedilir.”
Sayfa 34 - nemesisKitabı okudu
Çünkü ayda gördüğü güzelliği aya ait ya da ayın bizzat kendisinden kaynaklanan bir güzellik olarak değerlendirir.
Betimlemenin güzelliği...
Gökyüzü yarı yarıya da olsa hala günbatımının kızıl ışıkları ile kaplıydı, batıdaki evler de aynı ılık kızıllığa gömülmüştü; öte yandan ayın soğuk mavi ışıltısının giderek güçlendiği duyumsanıyordu. Evlerden ve yolda yürüyenlerin bacaklarından yere düşen yarı saydam, hafif gölgeler birer kuyruğu andırıyordu.
Bir ses nasıl tarif edilir? Güzel ya da çirkin, yeter mi? Oysa siyah ile beyaz arasında ne çok renk, sesi tarif etmek için ne çok kelime vardı. Sakin mi telâşlı mı, billûr gibi akıyor mu yoksa buğulu, çapaklı mı? İşveli mi bu ses yoksa güzelliği masumiyetinden mi? Hepsi sesten belliydi. Bir kadın sesinden tanınırdı bir erkek sesiyle bilinirdi. Rüzgâr sesiyle eser, volkan gürültüsüyle patlar, mızrak sesiyle çarpardı. Kan sesli akar, ateş sesli yanardı. Gözyaşı sessizce aksa da öfke, neşe, ayin, nefret, aşk sesliydi. Ama yine de sesin geldiği yeri gözlerimizle ararız. O zaman yazıcı köle gördü Hanımefendi Sabina'yı.
Sayfa 150 - Timaş Yayınları
Reklam
141 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.