Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Deprem denen şey doğal afettir arkadaşlar. Bakın DOĞAL AFET. Bence okuma bilen her insan bunun, isminden de anlaşılacağı üzere, doğal olduğunu kabul eder. Olayın milletin birbiriyle yatmasıyla, flörtleşmesiyle, aşna fişne tutmasıyla; hanımefendilerin açık veya kapalı giyinmesiyle, insanların müslüman olmasıyla veya olmamasıyla alakası yok. 9'luk deprem oluyor, elin gavuru vitesi 2'ye atıp devam ediyor. Bu kadar basit. Olay sence manevi mi? Aklınızdaki, fikrinizdeki, yüzünüzdeki avret yerlerinizi kapayın. Burnunuz belki daha az yere sokulmaya başlar. Çok üzülüyorum. Gerçekten. İnsanların birbirine, millet olarak birbirimize, en çok destek olmamız gereken zamanlarda sürekli bir özelliğimizi kullanarak birbirimizi ayrıştırma, soyutlama ve dışlama derdindeyiz. Bize yakışmıyor.
Ayrıştırma Değildir..!
Kültürel olarak KÜRT ve ALEVİ(YİM) Olarak; 72 Milleti Bir Nazar ile, İnsan Merkezli düşünen her Etnik ve İnançlara Ruhum/Yüreğim ve tüm bilincim ile SAYGI DUYARIM... Dil, Din, Irk, Cinsiyet, Meziyet, Mevki Makamına göre insanı değerlendireni, yanlı davranan Babam da olsa Saygı Duymam..! Kendim için Hak olanı, Başkası(Tüm Canlılar) için de Hak olduğu bilincim ve İnancımla, tüm Toplumsal, Ekolojik (Hak/Özgürlükleri) değerleri korumaya, yaşatmaya ve Savunmayı bir Yaşam Felsefesi olarak edinmişim. Varsa Siyasal meziyetlerimi İnsandan tutup da tüm canlılara yönelik Dewrimci bir bilinç ve Duruş ile yaşam biçimim ile kendi içimde de yenilikçi (Öğrenme, Düşünme, Yaratma...) mekanizmasını canlı tutmaya çalışmaktır. Bu doğrultularda bütün insanların Eşit ve Onurlu bir Yaşam biçimine kavuşacağı Umut ve Direnciyle; Yüreğini ve Bilincini Hak/Hukuk/Adalet ve Gökkuşağı 🌈 Renklerinde (Ahenkliğinde) tüm Kültürlerin bir arada kardeşçe/Eşitçe Yaşamın her alanında pay edilmesine, her birey ve toplumların yaşam biçimine saygı gösterilmesini ve bu inançla yaşamı anlamlandıran tüm yürekleri öpüyorum; 🕊🌸✌️🌸🕊 Aşk ile...
Reklam
"Dinin siyasallaşması en çok dinin kendisine zarar veriyor. Allah'la kul arasında olduğunda çok masum ve gerekli bir kurum olan din, belli çıkar çevrelerine hizmet için siyasallaştırıldığında ise kirleniyor ve kamplaştırıcı bir şeye dönüşüyor. Maalesef din bu ülkede cahil,niteliksiz ve kurnaz insanların elinde bir taciz aracına dönüşmüş durumda. Buna 'dinsel taciz' diyebiliriz sanırım. Böyle insanların elinde din: Her türlü hırsızlığı meşrulaştırma aracı; Erkek egemen toplumun bir silahı; Masum,müteyeddin insanları sömüren büyük bir istismar aracı; Nefret söylemi üreterek insanları kamplaştırma-ayrıştırma aracı; Demokratik yaşam tarzına alternatif görüldüğü için demokrasi düşmanı; Farklı olana yaşam hakkı tanımayan bir baskı aracı; Haksız rekabet doğuran siyasi bir aktör; Toplumu Araplaştırma aracı; Bilimin,ilerlemenin önünde en büyük engel... Bu haliyle bazılarını mutlu eden din kurumunun, belli toplum kesimlerinde de ciddi bir mutsuzluk yarattığı kesin. Dinin bir baskı ve sömürü aracına dönüşmediği toplumların dünya ölçeğinde daha mutlu olduklarını biliyoruz. "
Sayfa 177
672 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
6 günde okudu
Yine ben, yine bir antoloji... Daha önce yazdığım "Dünya Şiir Antolojisi" incelemesinde; antolojilerin, öznellik-nesnellik sebebiyle tartışmalara açık olduğunu belirtmiştim. Yılmaz Odabaşı da tam bu minvalde bir seçkiye imza atmış. Bakıldığında antoloji hazırlayanlar kişisel olarak düşünsel ve edebi herhangi bir şey üretmezler.
Son Çeyrek Yüzyıl Şiir Antolojisi
Son Çeyrek Yüzyıl Şiir AntolojisiYılmaz Odabaşı · Alfa Yayıncılık · 200397 okunma
Elimde olsa, ırkçılığı ve ötekileştirilen herkese olan ayrımcılığı değiştirirdim. Dünyayı cennet olarak yaşamak nasıl herkesin hakkıyken, bu ezilen bireylerin de hakkı! Ötekileştirme, Ayrıştırma, İnsanca ol, Sevgi ile yaşa!
Sadece beş dakika ayırın lütfen...Alıntı
Ey Türk evladı..Ben Aliya İzzetbegoviç!... Sevgili okurlar.. Bu bir tarihi mektup...
Reklam
AYRIŞTIRMA...
Aramızda temel fark ne biliyor musun? Sen insanlara baktığın zaman üniformalar, bayraklar ve din görüyorsun! "Peki sen ne görüyorsun bakalım?" "İnsan sadece insan. Seven acı çeken, acıkan, üşüyen, korkan bir insan."
Önce insanı, sonra da evreni birbirinden ayrı bölümlere ayıran bu görüş daha sonra toplumsal yapıyı da kapsayacak biçimde genişletilmiş, böylece farklı ulusların, ırkların, dinlerin ve siyasal grupların varlıkları da açıklanmaya çalışılmıştır, içimizde, çevremizde ve toplumumuzda meydana gelen bu ayrıştırma ve farklılaştırmanın gerçek bir yapıyı yansıttığı konusundaki inanış, aslında günümüzdeki toplumsal, ekolojik ve »kültürel krizlerimizin ana nedenini oluşturmaktadır.
Sayfa 35 - Arıtan YayıneviKitabı okudu
Kral, Zadig’e ‘’Beden ve kalp’’ demişti. Zadig, kralın sözünü kesmekten kendini alamadı: ‘’Kral hazretleri! ‘Rûh ve kalp’ dememekle arzu ettiğiniz şeyi anlıyorum. Çünkü, bu rûh ve kalp sözü Babil’de çok kullanılır. Birçok kitapta bu kelîmelere tesadüf edilir. Oysa kitapları yazanların hiçbirinde ne rûh ne de kalp vardır. Fakat haşmetmeab, lütfen
Son
.. hiçbir şey kesintisiz olmuyor, hiçbir şey sürekli değil, sürüp gitmiyor, hiç durmadan hatırlanamıyor ve var olanların en rutinine en sıradanına kadar her şey görünüşteki tekrarının içinde inkar ediliyor ve yok oluyor ta ki her şey ve herkes önceden olduğu şey ya da kişi olmaktan vazgeçene dek ve dünya söylenmeyeni, olmayanı, bilinmeyeni ve kanıtlanamayanı bilen, gören, duyan belleksizlerin iteklemesiyle belli belirsiz dönmeye devam ediyor. .. hayat devam eder, hayali seçerek, eleyerek, reddederek ve bu özdeş şeyleri birbirinden ayıran bir çizgi çekerek devam eder ve o çizgi ister anında ister zaman içinde, kendi hikayemizi hatırlayıp anlatabildiğimiz ve böylelikle silinebilen ya da silikleşen, yaptığı­mız ve olduğumuz her şeyin geçerliliğini kaybettiği biricik hikaye haline getirir. Tüm zekamızı, tüm duygularımızı, tüm tutkumuzu aynı seviyeye gelecek ya da zaten öyle olan şeyleri birbirinden ayrıştırma görevine harcarız, bu yüzden de hep pişmanlıklarla, kaçırılmış fırsatlarla, doğrulamalarla, onaylamalarla ve yakalanmış fırsatlarla doluyuz, gerçekte hiçbir şeyin doğrulandığı yokken ve her şey durmadan elimizden kayıp giderken. Bütün diye bir şey yok ya da belki de hiçbir zaman hiçbir şey olmamıştır.
Sayfa 243 - YKYKitabı okudu
Reklam
200 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
13 saatte okudu
Her daim umut
Çok cüretkar bir isim. Belki ismi bu kadar cüretkar olmasa farklı bile yorumlanabilir. Ama, doğrudan yani kitabın ortasından konuşulmuş ve neyse o denmiş, "Komünist Başkan" da. Bir araştırma, anket yapılsa Komünist nedir? diye sorulsa büyük çoğunluğun fikir bildireceğini sanmıyorum. Ama, yine büyük çoğunluk 'kötü, fena, iyi bir şey
Komünist Başkan
Komünist BaşkanErdal Emre · Siyah Beyaz Yayınevi · 2018172 okunma
“..LORDUM, O ADAM YENİ BİR DEVLET KURUYOR! “ Koşarak geldi ve dedi ki: “Lordum, o adam yarın yeni bir devlet kuruyor” Lord dedi ki: Kursun, Osmanlı'yı yıktığımız gibi, onu da yakın zamanda yıkarız, Osmanlı'yı yıkmak uzun sürdü, ama bunları daha kısa sürede yıkarız. Cünkü Osmanlı'ya soktuğumuz fitne hâlâ onların içinde. -Lordum,
578 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.