Ayşegül

Ayşegül
@aysegullgokdemr
@aysegullmusic
Özgürlüğünü fethetmeyi, onu kendi ve diğerleri için güvence altına almaktan daha iyi becerdin. Bunu çoktandır biliyorum. Ama anlamadığım şey, bataklıktan çıkmak için bunca çile çektikten sonra, niçin hep daha berbat bir bataklığın içine gömüldün.
Reklam
Benliğin üzerine eğilmek…
Jaromil, bir zamanlar düşündüğü ya da hissettiği şeylerin kendine ait olduğuna artık inanmıyordu; sanki tüm düşünceler oldum olası bu dünyada varmış da, kütüphaneden kitap alır gibi onları ödünç almaktan başka bir şey yapılmıyormuş gibi geliyordu ona. O halde Jaromil kimdi? Benliğinin içeriği gerçekte ne olabilirdi? İncelemek üzere bu benliğin üzerine eğiliyor, fakat orada, benliğini incelemek için kendi üzerine eğilmiş görüntüsünden başka bir şey bulamıyordu.
Yanılgılar
Bizi kimi insanlarla karşılaştıran tesadüfler onları sevdiğimiz zamanla çakışmadığı için, o zamanın dışında taşarak, aşk başlamadan önce ve bittikten sonra ortaya çıkabildiği için, daha sonra hoşumuza gideceği kaderimizde yazılı olan bir insanın hayatımızdaki ilk görüntüleri, geriye baktığımızda bir uyarı, bir kehanet niteliğine bürünürler.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Bir tek, yaptıklarımızın bir anlamı vardı; ne dediğimiz, ne düşündüğümüz hiç mi hiç önemli değildi. 
İki sevgiliden birinin aşırı derecedeki sevgisini göstermesi, diğerini yeterince sevmekten temelli bağışık tutar.
Reklam
…bir konuşmada yer alan hareket, söz ve olay bolluğu içinde, şüphelerimizin gelişigüzel aradığı bir gerçeği gizleyen unsurlar, kaçınılmaz olarak, hiç dikkatimizi çekmeden geçip giderler; bizim üzerinde durduğumuz ayrıntılar ise, aksine ardında hiçbir şey gizlemeyen ayrıntılardır.
İşte İnsan!
En uzun merdivene sahip olan, onunla en derinlere inebilen ruh Kendi içinde en uzak yerlere koşabilen, yolunu şaşırabilen ve boş boş gezebilen en geniş ruh Bile isteye tesadüfün içine atlayan, en zorunlu olan, var olup da oluşu isteyen, sahip olupta arzuyu isteyen ruh. En geniş çemberin içinde kendinden kaçan, kendini kovalayan, en tatlı sözlerle deliliğe kanan, en bilge ruh İçindeki her şeyin bir gidip bir geldiği, medcezirlerle dolu, en çok kendini seven ruh
Gözlerimdeki yaşlar nereye gitti, nerede kalbimin narinliği? Ah, şu yalnızlığı yok mu tüm bağışlayanların! Ah, şu suskunluğu tüm ışık saçanların!
Bağışlamanın verdiği mutluluk söndü daha bağışlarken, erdemim yorgun düştü kendinden taşarken! Kim daima bağışlarsa utanma duygusunu kaybetmektedir tehlikesi; kim daima paylaşırsa daha çok paylaşmaktan nasırlaşır elleri ve kalbi.
Bir açlık doğuyor güzelliğimden. Aydınlattıklarımı acıtmak, verdiğim armağanları yağmalamak istiyorum; yani hainliğe acıkıyorum. Akmaya tereddüt eden bir şelale gibi, geri çekiyorum ellerinize uzanan ellerimi; yani hainliğe acıkıyorum.
Reklam
İnsanlar cehaletlerinin farkına pek varmazlar çünkü kendilerini, benzer düşünen arkadaşlar ve düşündüklerini destekleyen haberlerden oluşan bir yankı odasına kapatırlar ve odada inançları durmadan desteklenirken neredeyse hiç sorgulanmaz.
En sıradan görünen şey seni zafere götürecek şey olabilir diyorum.
Hayatta kalıplar var… Ritimler. Bir hayatta kendimizi köşeye kısılmış hissettiğimizde, hüznün, trajedinin, başarısızlığın ya da korkunun, tek bir varoluşun ürünü olduğunu düşünmek çok kolay. Yalnızca yaşamanın değil, belli bir şekilde yaşamanın sonucu olduğunu düşünmek. Demek istediğim acıya karşı bağışıklık kazanmamızı sağlayacak bir yaşam tarzı olmadığını anlasak, her şey çok daha kolay olurdu. Mutluluğun doğasında acının da olduğunu. Biri olmadan öbürünün de olmayacağını. Tabii ki farklı düzeylerde ve miktarlarda. Ama hiçbir hayatta sonsuza kadar saf bir mutluluk içinde olamayız. Öyle bir hayat olabileceğini düşünmek ancak yaşadığımız hayattaki mutsuzluğumuzu büyütmeye yarar. 
İnsan olmak, dünyayı sürekli indirgeyerek anlaşılabilir ve basit bir anlatıya dönüştürmek demekti.
İnsan mutluluğu göremiyor. Kendimizi daima olduğumuzdan daha bedbaht sanıyoruz.
194 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.