Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Ayşe

“Kışın ortasında, içimde mağlup edilemez bir yaz olduğunu fark ettim.”
Reklam
Dünyanın açık ve anlaşılabilir kurallar tarafından yönetildiğini düşünüyor, bildiklerimizi abartıyor, bilmediğimizi görmezden geliyoruz.
Sayfa 274Kitabı okudu
Mutluluk biraz da biz başka şeylerle meşgulken âdeta yolda bulduğumuz bir duygu halidir.
Sayfa 235Kitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Sınırsız zevk ve kendi kendine hayranlık vaat eden kitle kültürü, hayatı uzamış ve hiç bitmeyecek bir ergenlik olarak sunuyor.
Sayfa 180Kitabı okudu
Sessizliğin sesi içinde duruyor dostum. Sus ve onu açığa çıkar.
Reklam
Yalnızca ölümden korktuğu için yaşayabilir mi bir insan?
Sayfa 653Kitabı okudu
Estetik kaygısı, güçsüzlüğün ilk belirtisidir!
Sayfa 649Kitabı okudu
İktidar, ancak eğilip onu almak cesaretini gösterenlere verilir.
Sayfa 522Kitabı okudu
Ah sizi aşağılık insanlar! Nefret eder gibi seviyorlar...
Sayfa 288Kitabı okudu
Reklam
Kendini Rabbinin iradesine teslim mânâsındaki hakiki tevazu, ne gururu ne de insanın kendi kendini mahvetmesini gerektirir. Bir Sufî Üstad’ın güzel ifadesiyle, ne ‘bir şeye ihtiyacım var’ deyin, ne de ‘hiçbir şeye ihtiyacım yok’ deyin; sadece ‘Allah’ deyin, işte o zaman harikulâdelikler göreceksiniz.
Sayfa 192Kitabı okudu
Çoğu kez yolcular, ancak apansız bir musibet gelip çattığında gerçekte birbirlerine bağımlı olduklarını ve kaderlerinin iç içe örülmüş olduğunu fark ederler.
Sayfa 165Kitabı okudu
Kişiye ne isterse o verilir, istediğin şey eline verilir, ama onu elinde tutamazsın.
İnsanın haram da olsa âşık olması, kalbinde aşktan eser olmaması kadar kötü değildir...
Reklam
“Aşk ülkesi herkesin kendi bildiğincedir Âşıkların milleti de devleti de yoktur” Hazreti Mevlana
İyilik demek kimseye kötülüğü dokunmamak değil, kötülük yapacak cevheri içinde taşımamak demektir.
Sayfa 286Kitabı okudu
İnsanların en zayıf tarafları, sormadan, araştırmadan, düşünmeden ve kafalarını patlatmadan inanmak hususundaki hayret verici temayülleridir.
Sayfa 227Kitabı okudu
Sana teşekkür borçluyum evlat... Bana dünyanın hakikaten suratına tükürülmeye bile değmez olduğunu ve bu dünyada suratına tükürülmeyecek bir tek, ama bir tek insan bile bulunmadığını sağlam bir şekilde ispat ettin.
Sayfa 209Kitabı okudu
Onlar da bu oda gibi, bütün evleri gibi henüz nereye ait olduklarını bulamamışlardı. Onların içinde de besmele levhasıyla Sonya plağı yan yana duruyordu.
Hayatın bir değişmeler silsilesi ve her değişmenin bir tekâmül olduğunu anlamayanlar yobaz kafalı insanlardır.
Reklam
Demek ki hayat böyle iki adım ilerisi bile görülmeyen sisli ve yalpalı bir denizdi.
“Dünyâ, Ebû Bekir’i istemedi. O da dünyâyı istemedi...”
Sayfa 21
“Yarabbi tevfikini refik eyle, bizi bize bırakma.”
Sayfa 205Kitabı okudu
Türkiye’de bilim ile bilim felsefesi beraber okutulmadığı için, zihinler bilim felsefesi noktasında fevkalede çorak olduğu için bilimin her söylediği bir tartışılmaz vetire(süreç, tarz) olarak kabul ediliyor ve bilim, inancın yerine geçiyor.
Sayfa 102Kitabı okudu
MEKANIN KURGUSU SİZE HÜKMEDER
İnsanlar diyorlar ki: “Efendim apartmanda yaşıyoruz, komşuluk bitti.” Aslında apartman ile komşuluk ilişkisi arasında bir tezat olduğunu hissediyoruz ama adını koyamıyoruz. Apartman özellikle “Komşuluk bitsin!” diye yapılmış bir mekân! Apartmanı Müslüman bir toplum üretmedi. Apartman; birey güçsüz, savunmasız, dayanışmasız, dayanaksız kalsın diye üretilen ve kapitalizme dönük bir yapılanmanın sonucudur. O mekanda oturmaya başladığınız zaman bir süre sonra ister istemez önce küçük aile ölçeğine indirgenirsiniz, yani çekirdek aileye, şimdi özellikle bireye indirgenmektesiniz.