Ömrüm bir oduna benziyor, ocaktan düşen bir oduna: öteki odunların ateşinde kavrulmuş, kömürleşmiş, ama ne yanmış, ne olduğu gibi kalmış bir oduna benziyor. Fakat diğerlerinin dumanından, soluğundan boğulmuş.
İnsanlar güne başladığı vakitlerde ben henüz uykuya dalmış oluyorum ve iyi insanlarla yolum pek kesişmiyor; onlar ayaktayken ben uykuda oluyorum, onlar uyumaya hazırlandıklarında benim gözlerim açık oluyor. Onlarla karşılaşmayınca hayatın içindeki güzel şeylere dair umudu da azalıyor insanın. İyi insanların yüzlerini daha çok görsem hayat gerçekten güzelleşecek ama uykum geliyor o anlarda. Hayat tam güzelleşecekken uykuya dalıyorum. Uykulu gözlerle de etraftaki iyiler pek seçilemiyor.
Okuduğum zamanda ben aynı duyguyu bu paragrafta yaşadım herkeste yaşasın istedim o kadar muazzam ki tarik tufani gördüğüme ve bu kitabı imzalattigima şükrediyorum 🖤
Bu hakkında onlarca binlerce inceleme yazılmış ve yazılacak kitap için benim naçizane görüşüm şudur ki, bunun üzerine okunacak çok az sayıda kitap beni memnun edebilir. Gerek akıcılığı gerek konusu gerek karakterleri gerekse insanı yerden yere vurması bakımından mest eden bir kitap. Her şeyden ötede kendimi çoğu zaman Martin Eden yerine koymuş olmam. (Spoiler -- Aslında gözümde büyüttüğüm insanların hiçbir zaman düşündüğüm potansiyelde olmamış olmalarının büyük hayal kırıklığı aynıydı. ) Zaten çoğu hissiyatı Jack London da yaşamış olacak ki yarı otobiyografik denmiş. Okuduğum en iyi kitaplar listesine girecek türden bir kitap oldu benim için ve ara ara okuyup onun azmine tekrar tekrar yetişeceğim. Şiddetle tavsiye ederim. Keyifli okumalar.
Martin EdenJack London · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202391,3bin okunma
Kitabı bitirdiğimde bende de çok yoğun duygular oluşturmuştu. En sevdiğim kitap olur kendileri. Ara ara açıp altını çizdiğim yerleri okumak beni çok mutlu ediyor. Güzel bir inceleme olmuş. Kaleminize sağlık 👏♥️
Evet kesinlikle bende sürekli açıp açıp bakacağım. Nasıl bu kadar geç kalmışım bu kitaba diyorum sonra da belki de en anlayacağım en hissedebileceğim zamanda okumuşumdur diyorum. O yüzden iyi ki 🖤
Bu kitap daha çok siyonistlerin Kudüs üzerindeki planları üzerine yazılmış ve biz müslümanların bu gerçeği görmesi istenmiş bir kitap, aslında acınası bi durumda olduğumuzu ama asla mücadeleden vazgeçmememiz gerektiğini anlıyoruz kitap bitince. Çünkü güçler asla aynı kalmaz Amerika hep güçlü kalmaz İsrail hep kazanmaz. Kitap bunu söylüyor çığlık çığlığa!? Ne yazık ki müslümanlardan ses yok çaba yok cihad isteği yok. Kudüsümüz üçüncü kutsal şehrimiz Mescid-i Aksâ'mız üçüncü kutsal mescidimiz. Siyonistlerin elinde ve kendi maddelerinden ilki olan İsrail'i kurdular(1948) ikincisi olan Kudüs'ü işgali tamamladılar(1967) sıra Mescid-i Aksâ'yı yıkıp üzerine Süleyman Heykelini dikmek onun içinde kazı çalışmalarına başlamış durumdalar. Buna karşın İslâm alemi Fundamentalizm akımını ileri sürerek mücadele etmekte. Kitaptan Şeyh Ahmed Yasin'in Katar'da söylediği bu sözler oldukça mânidardır: "Filistin yönetimi bizimle savaşırsa biz asla onunla savaşmayacağız. Bize eziyet ederlerse asla bu kötülüğe, kötülükle karşılık vermeyeceğiz. Âdem'in oğlu Hâbil gibi olacağız. Kardeşi ona "Seni öldüreceğim" dediği vakit O şöyle dedi: "Eğer beni öldürmek için elini bana uzatacak olursan, ben seni öldürmek için elimi sana uzatacak değilim. Çünkü ben, âlemlerin Rabbi olan Allah'tan korkarım." Okuyun size gerçekten çok şey katacak bu kitap. Kudüs'ü dualarda eksik etmemeniz dileğiyle. Sevgiler.
Kitapta bu durumun bahsi geçmiyor maalesef. Gerçeği de asla bilemiyoruz. Her yazılan farklı oluyor hangisi ne kadar doğru bunu derinlemesine araştıran bilebilir belki.