Baba özlemi başka bi şey....
Sizin hiç babanız öldü mü?
Benim bir kere öldü,kör oldum......
😿
Cemal Süreya
❝Hiçbir baba, evladına güzel terbiyeden daha üstün bir hediye vermemiştir.❞
[Hadis-i Şerif | Tirmizî)
GÜNÜN HİKAYESİ...
Arabam, bir kaç defa tekleyip istop etmiş ve beni bilmediğim bu yerlerde yüz üstü bırakmıştı. Aniden yağmaya başlayan kar, ön camı tamamen örttüğü için, dışarısı ancak yan camlardan görülebiliyordu.
Kışın henüz başında olmamıza rağmen havanın güneşli olmasına aldanmış, üstelik de anayoldaki trafiğin yoğunluğundan kaçmak için
GERÇEK HAYATTA NECİSİN?+TAVSİYE Hedef 200 yorum
Filmci 🍿
Kitapçı 📚
Dizici 📽
1Kcı 📖
Dinlenmeci 🛌
Şarkıcı 🎶
Telefoncu 📱
Hobi söz yazarı 📑
BEN: 📖, 🎶, 📽️ ve 📑
Dizi=Lucıfer, The 100
TV dizisi=Kırmızı Oda, Mucize Doktor
Şarkıcı=Ozbi, şanışer, Müslüm (BABA)
1Kcı=yorum yapmak
🤗🤗🤗
Spanx kurucusu Sara Blakey'e göre başarısızlık = denememek.
Büyürken babam beni ve kardeşimi başarısızlığa teşvik ediyordu. Yemek masasında, "Bu hafta neyi başaramadınız?" diye bize sorardı. Ona anlatacağımız bir şey olmadığında hayal kırıklığına uğrardı. Bir gün okuldan eve "Baba, baba! Denedim bunu ama batırdım.." diye geldiğimi hatırlıyorum. Ve o hoşuna giderek "Bravo, çak!" dedi.
Ne yaparsam yapayım bu bir ödül gibiydi. O zamanlar bunun farkında değildim, ama babam başarısızlığı benim için yeniden tanımlıyordu. Ve başarısızlık sonuç değil, denememek olmaya başlamıştı. Denemek çok önemli. Birlikte çalıştığınız insanları risk almaya ve girişimci olmaya yönlendirin. "İşimi korumak istiyorum" ve "Hata yaparsam güvende olmam" gibi bir ortamda olmayın.
-Sara Blakey-
''Hayatın değeri nedir?'' (Gelişim Kütüphanesi)
Baba cevap vermek yerine oğluna:''Bu taşı al ve markete satmaya git.Eğer birisi fiyatını sorarsa iki parmağını kaldır ve hiçbir şey söyleme.'' dedi.Bunun üzerine çocuk markete gitti.Bir kadın sorar:''Ne kadar bu taş? Onu bahçeme koymak istiyorum.'' Çocuk hiçbir şey söylemedi ve iki parmağını
Kime tutunacağız ki bundan sonra, söylesenize tutunacak dalımız mı kaldı?
Simsiyah gecelerin koynunda Barış Manço'nun "Uzaklarda bir yerde güneşler doğuyor" sözleri ve bizi o çok uzak yerlere savuruşu? Ne sözler yetiyor, düğümlenen kelimelere, ne de susuşlar.
"Ya bir menekşe kokusunda seni aramak var ya" derken ciğerimizi Ahmet Kaya’dan başka kim böyle derinden sızlatacak ki?
"Acı çekmek özgürlükse, özgürüz ikimiz de." derken kim fırtınalar estirecek ruhumuzda. "Dün gece gördüm düşümde, seni özledim anne diye anaya vuslatı kim böyle içten söyleyecek. Kim son pişmanlığı "Seninle bir bütün olabilirdik." diyerek itiraf edecek?
Hem son pişmanlık neye yarar? Zaten "Kaç kadeh kırıldı sarhoş gönlümüzde!" Müslüm Baba bile öldü be, şimdi kim, "Hangimiz düşmedik kara sevdaya, hangimiz sevmedik çılgınlar gibi" diye haykırarak içimizi titretecek?
Söylesenize kim?
Babamla teheccüd namazına kalkmıştık.
Dışarı baktım bizden başka kalkan yok,
"Keşke onlarda kalksaydı dedim.
Babam dedi ki:
"Keşke sende kaklamasydin"
Neden baba.?
"Sahibine üzüntü veren günah,gurur veren ibadetten hayırlıdır."
(Sadi Şirazi)
😂😂Kabil'de kitap satan bir kız sevgilisinin geldiğini gördü, bu sırada babası da yanında duruyordu.
Kız sevgilisine, "Alman yazar Yorg Daniel'in " Baban evde mi? " kitabını almaya geldin galiba?"
Arkadaşı, "hayır ben ingiliz yazar Tomas Munis'in "Seni nerde gorebilirim " kitabını almaya gelmiştim."
Kiz; "o kitap yok ama ABD'li yazar, Patrice Olfer in "Elma ağaçlarının altında " kitabını önerebilirim."
Arkadaşı; "Çok güzel! Belçika'lı yazar Jean Barner in "5 dakika sonra ararım " kitabını yarın getirebilir misin?"
Kız; "Memnuniyetle. Ayrıca Fransız yazar Mishel Daniel'in "Asla yanlız bırakmam " kitabını da öneririm."
Bu konuşmadan sonra babası, "bunca kitap çok değil mi? Bunların hepsini okuyor mu?"
Kız "evet baba, o çok zeki çocuk hepsini okur."
"Benim çok güzel ve sevimli kızım öyleyse ona Hollandalı yazar, Frank Martinis'in "Ben geri zekalı değilim " kitabını da öner onu da okusun ,ayrıca sen de oku.
Bilinmedik yönleri ile Dostoyevski;
Azili bir kumarbazdır
Sehvete düşkündür
Hirsizdir
Yalakadir
Gurur ve onur konularında sıkıntıları vardır
Asiri milliyetçi ve koyu ortadokstur
Döneminin ünlü eleştirmenlerinden strahov'a göre dostoyevski aşırı kıskanç, zekası olmasa acınacak ve alaya alınacak bir adamdı.
Kendisi sanıldığının aksine alt tabaka bir aileden gelmemiştir. evet, bir tolstoy ya da turgenyev kadar soylu değildir; ama bir gorki gibi de en dipten gelmemiştir. babası, 100 adet serf (köle) sahibi soylu bir askeri doktor; annesi ise belli miktar para karşılığı babası tarafından satın alınan fakir bir köylüdür.
Babasi zalimmiş zalim olmasına ama canavar da değilmiş. iyi bir kitap ve özellikle şiir okuruymuş. çocuklarına yemek masasında her gün zorla nöbetleşe şiir ve roman okuturmuş. ayrıca onlara latince derslerini bizzat kendisi verirken, fransızca için iyi bir hoca tutmuş.
Dostoyevski, anne ve babasını erken yaşta kaybetmiştir. annesinin değil ama babasının ölümü onu derinden etkilemiştir. daha doğrusu ölüm biçimi demeliyiz. zira babasından hayatı boyunca nefret ettiğini biliyoruz. bunu karamazof kardeşler'deki baba figüründen de anlayabiliriz.
Dostoyevski de oğuz atay gibi bir mühendis'tir. ancak bu işi bir yıl bile yapmaya katlanamaz. ilk romanı insancıklar'ı yazar.
Ama elbette bizi ilgilendiren şey yapıtları olmalıdır.
/Alinti/ --Eksi Sözlük
Köylü oğlan ve babası büyük şehre ilk defa gelmişler. Alışveriş merkezindeki asansörü görünce çok şaşırmışlar. Hayatlarında hiç asansör görmemiş çocuğu
Babasına sormuş,
- Baba bu ne?
Baba:
- Bilemiyorum oğul.. demiş.
Onlar bu ilginç şeyi nefeslerini tutup izlerken tekerlekli sandalyeli yaşlı bir kadın asansöre doğru gitmiş ve bir düğmeye basmış. Duvarlar açılmış, yaşlı kadın yoğun ışıklı küçük bir odaya girmiş, duvarlar kapanmış.. Aradan bir müddet geçmiş, asansörden dışarı 24 yaşlarında alımlı mı alımlı, çok güzel bir kız çıkmış.
“Oğlum” demiş adam kızdan gözlerini ayıramayarak,
“Koş.. Koş ananı getir!"
Bazı kahramanların pelerine ihtiyacı yoktur. ~BABALAR GİBİ~
Baba gibi adam dediğimiz, tüm babaların BABALAR GÜNÜ KUTLU OLSUN.
Aşık Veysel'i anarken...
Aşık Baba...
Girdap, hayatımız içinde nefsimizi ne zaman öldürürüz bilinmez. Yılların yavaş ilerlediğini düşünürüz ama cenazemiz hızlı kalkar. Hem sessizdir cenaze evi hem de tevekkülle karışık sesli sessiz çığlıklar eksik olmaz.
penceredergi.com/asik-baba.html
İki Şey
Kilise tarafından yakılarak öldürülen Giordano Bruno (1548- 1600) Rönesans felsefesini biçimlendiren filozofların en önemlilerinden biri olup evrensel ve zaman mefhumundan uzak "iki şey" öğretisi kulağa küpe olacak cinsten.
İki şey 'Kalitesiz İnsan'ın özelliğidir:
1- Şikayetçilik
2- Dedikodu
İki şey çözümsüz görünen problemleri