Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Babamı kaybettik.
Nizam Ağa'yı Kaybettik. Babamın adı Nizamettin'di. Dedem o zamanda köylük yerde nereden bulduysa Nizamettin koymuş babamın adını. Nüfusa göre 1964'lü. Dedem askere geç gitsin diye 3-5 yaş küçük yazdırmış. Zannımca 1960'lıydı babam. İlkokulu (5 yılı) 8 yılda bitirmiş. Okumaya hiçbir zaman gönül indirmemiş. Askere gidene kadar
ÜCRETLİ YATILI
https://1000kitap.com/pikacu_ Hanım’ın #37019247 incelemesinden ilhamla... Kalemi alıp başlıyorum doldurmaya. Bilmem kaçıncı form bu? Kişisel bilgiler, iletişim bilgileri.. İş deneyi, BOŞ. Öğrenim durumu, lisans. Bölüm, maliye. MALİYE. Ne de güzeldi okurken “okul bittiğinde ne çıkacaksın?” diye soranlara gerile
Reklam
Svetlana Aleksiyeviç (2015 Nobel Konusmasi)
Nigâr Hacızade Belaruslu gazeteci-yazar Svetlana Aleksiyeviç, savaşı, şahidin anlatma yükümlülüğünü, edebiyatını, ömrü boyunca yanı başında olan sesleri anlatıyor. Kaybedilmiş Bir Savaş Üzerine: Svetlana Aleksiyeviç’in Nobel Edebiyat Ödülü Nobel Edebiyat Ödülü’nün bu yılki sahibi Belaruslu yazar Svetlana Aleksiyeviç, 7 Aralık’ta ödül
SÜPÜRGE SESİ
Penceremden, vuslata ermek için karı bekleyen Köse Dağı seyrediyorum. Hüzünlü. Nasıl olmasın ki, aralık ayında bile güneş bağrını yakarken. Üzerinde uçuşan kuşlar ise mutlu ama bir o kadar da şaşkınlar. Dağın ardına geçip geçmemekte tereddüt yaşıyorlar. Farkındalar, doğa ananın yüreğinde ters giden bir şeyler var. Gözlerim kanatlanıp dağı
İsimsiz.
E-book olarak okumak İsterseniz. drive.google.com/file/d/1upa9t7o... Her son yeni bir başlangıca gebedir. Bitmek; kimine göre bir son, başkasına göre yeniden doğuştur. Her şeyin sonu olduğu gibi bununda bir sonu vardır. Geç olsa da öğrendim artık. Şimdi baktığımda geride ne bırakabiliyorum ve siz
Bugün size Hocalı katliamını ilk kavrayışımı anlatmak istiyorum...çok küçüktüm, 5-6 yaşlarında olurdım sanırım. Babam o zamana kadar izin vermezdi televizyonda izlemeye, ya beni uzaklaştırırlardı ya da kanalı çevirirlerdi..ilk defa izlemekçin israr etdim, korkmadığımı söyledim, babam izin verdi. Bu görüntülerin acısını kaldırmak için sanırım çok
Reklam
Kızılca Karanlık
Kızılca Karanlık isimli öyküm, Edebiyatist dergisinin 27. sayısında yayınlandı:
Edebiyatist - Sayı 27
Edebiyatist - Sayı 27
imgyukle.com/i/Vhb63y imgyukle.com/i/VhbwHh Zaman ne kadar da yavaş ilerliyor bu bozkır şehrinde… Yıllardır ne doğasını ne de insanlarını sevebildim. Böyle söyleyince zannedilir ki bu
Deklanşör (mayıs ayı/ öykü yazma etkinliği)
ilgili resim no 8: hizliresim.com/Tli4qA Fotoğrafçıyım ben. Böyle ilk cümlede de bunu yazınca pimi çekilmiş bombanın ne yapacağının sürpriz olmadığı gibi oldu ama neyse. Yazar değilim fotoğrafçıyım. Yani kelimelerle değil de anlarınızı anıya çeviren deklanşörümle ünlüyüm. Duvarlarda çerçevelerde yastık altlarında sergileyip sakladığınız
“Yezidler olduğu müddetçe Hüseyinler de var olacaktır”
İMAM HÜSEYİN VE KERBELA OLAYI Prof. Dr. Ali Yaman İmam Hüseyin Peygamberin torunu ve İmam Ali ile Hz. Fatıma’nın ikinci çocuğu idi. O zamana kadar Araplar arasında pek rastlanmayan bu adı ona Hz. Muhammed vermiş idi. Bazı kaynaklarda Hüseyin doğduğu zaman Hz. Muhammed’in kulağına “ O cennet çocuklarının efendisi (Seyyid)dir.” diye seslendiği
BİR ÖLÜNÜN DİLİNDEN
SONUNA KADAR OKUYUN LÜTFEN Yıldızlı kar her yeri beyaz bir battaniyeyle kapladı. Ancak bu battaniyenin üzerinde büyüyen kırmızı çiçekler iç açıcı değildi. Çünkü kan kokuyorlardı. Kurtların keskin dişlerinden kurtulamayan insanların kan kokusu ... 1992 ... 25 Şubat'ın soğuk kış gecesi ... Ve sonsuz ormanda yürüyorum. Ailemi, akrabalarımı,
40 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.