Köylüye yabancı kentliler, halka yabancı burjuva ve siyasiler... Fakir köylünün para kazanma umuduyla şehre göç etmesi, hamallığın altında ezilen küçük bedenler, farklı sınıfların arkadaş olamaması, köylüyle şehirlinin dilinin farklı olması ve tabiri caizse birbirlerini uzaylı gibi görmeleri, dedikoducu toplum, kokuşmuş bürokrasi, ezilenler ve ezenler... Kitapta ve dışarıda bunları yaşıyoruz. Çarpıcı bir Türkiye portresi.
Batıcılık... İyi olanı almak iyidir fakat lütfen Batılılaşırken kendi milletinize uzak kalmayın. "Yok canım, ne münasebet! Frenklere karşı bağdaş kurup oturtmak olur mu? Herifleri kendimize güldürürüz!" Kendinizi küçük görmeyin, her insan eşittir. Kimsenin gözüne girmeye çalışmayın, kimseyi de hor görmeyin. Sadece insan olduğunuzu ve üç beş gün insanca yaşamak gerektiğini, sonra yine insanca ölmek gerektiğini aklınızdan çıkarmayın. Hayat zor değil insanlar zorlaştırıyor. Kolaylaştırın. Çalışanınıza bağırmayın, dedikodu yapmayın, paranın kulu olmayın. Bu hayatta bunlardan çok daha yüce şeyler de var, onların peşine düşün. "Vatanını en çok seven, görevini en iyi yapandır." İyi olun.