"Bir gün ya da gece şeytan en yalnız yalnızlığınızda gizlice size sokulsa ve dese ki:
"Şu anda yaşadığın ve geçmişte yaşamış olduğun hayatı bir kere daha ve sayısız defalar daha yaşamak zorundasın; bu hayatta yeni hiçbir şey olmayacak ama her acı ve her sevinç ve her düşünce ve her iç çekiş ve hayatındaki anlatılmayacak derecede küçük veya büyük her şey -bu örümcek ve ağaçların arasındaki bu ay bile ve hatta bu an ve ben de- aynı sırayla ve silsileyle sana geri dönecek. Varoluşun ebedi kum saati tekrar tekrar çevrilecek, ve onunla birlikte bir toz zerreciği olan sen de öyle." der.
Kendinizi yere atıp dişlerinizi sıkarak
bunları söyleyen şeytana lanet etmez misiniz?"
Kitabın sonlarından, beğendiğim bir alıntı ile başlamak istedim. Başlıkta da belirtmek istediğim gibi; kitap psikoloji dalında bir kitap evet, ama anlatımı, içeriği, yer verilen olay örnekleri ve -en hoşuma giden durumdu ki- klasikleşmiş bazı psikoloji kitaplarının aksine meslek bazında karmaşık, anlaması güç terimsel ifadelere neredeyse hiç denebilecek kadar az yer verilmesi ile okumaktan sıkmayan, akıcı ve merak uyandıran bir kitap olarak deneyimledim. Bölüm bölüm ayrılmış olması, bölüm başlıklarına baktıkça size hitap eden konular olduğunu anlamanıza yardımcı olurken, gerek "ölüm" gerek "aşk" gerekse "rüyalarınızın boş olmadığı"nı anlayabildiğiniz (yani birçok konuda bakış açınızı değiştirebilecek, geliştirebilecek) bir kitap olduğu "düşüncem" ile bitireyim. Keyifli okumalar dilerim :)