Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
"Söylediğine göre, çok sevdiği kadın ona ihanet etmişti. Bana, kadınlar konusunda çok dikkatli olmamı söylerdi. Gülüşlerine asla kanma, derdi. Seni bir gülüş tav edebilir, uğruna her şeyi yok edebilirsin." Bronz birinin gülüşüne kanacak biri değildi. "Dedeni dinliyor olmalısın," dedim tabloya bakmaya devam ederken. Dedesinin
Sayfa 300
Yaşamak için sarıl
“Vedalaşırken öylesine sarılırsın, duygusal sarılmak olmaz. Sarılmak öyle basit bir şey değil ki şimdi sımsıkı saramadığım bellerin sorumlusu sensin” dedi yolda öylesine yürürken. Sigaramdan bir nefes çekip düşünceli bir şekilde “neden?” diye sorabildim sadece. Sol tarafındaki yola bi göz atarak “Çünkü sarılma fikri akıllarında bile yoktu
Reklam
Girişte ayaküstü konuşurlarken, Ayla Hanım oğlunun kolunu çekiştirdi. “Hadi gidelim, ortada durmayalım…” dedi. “Bir sürü gelen giden oluyor. Milleti engellemeyelim.” Gözü kapıdaydı. Yüzünü hafif bir gülümseme sardı. “Ah!.. Canım benim! Şu gelinin güzelliğine bak! Ne kadar da güzel!” diye kendi kendisine mırıldandı. Kapıdan giren genç gelin sırtındaki kabanı çıkarmış, yanındaki kıza veriyordu. Acelesi olduğu belliydi. Geç kalmış veya kalmak üzere gibiydi. Yavuz öylesine, ilgisizce başını çevirdi. Annesinin bahsettiği gelini daha ilk anda gördü. Görülmeyecek bir kadın değildi ki… Gerçekten çok güzeldi. Adeta masallardan fırlamış bir prenses gibiydi. Gelinlik yerine beyaz, çok zarif bir elbise giymişti. Ten rengi çoraplar ile biçimli bacakları göz alıcı duruyordu. Giymiş olduğu topuklu beyaz ayakkabılarla daha da uzun görünüyordu. Geç kaldığı için telaşlandığı belliydi. Yanakları al al olmuştu. Çekici gelinin yeşil gözleri salonun içinde gezindi hızla. Sonra Yavuz’un gözlerini buldu uzaktan… Ve birden heyecanlı bir gülüş attı ona. Neşe dolu, muzip bir gülüştü! Geç kalma ihtimalinin olduğu düğüne zorla da olsa yetişmiş olan bir gelinin zafer dolu bakışları vardı. Yavuz nefesini tuttuğunu fark etmemişti. O tanıdık gözlerde kayboldu bir an için. “Anne…” dedi yavaşça. “O kız Merve!..” Gözlerini ondan alamıyordu. Her yanı sürprizlerle dolu olan bu kıza inanamıyordu. “Gelinin…” diye ekledi usulca.
544 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
20 günde okudu
"Bu kitap akademik bir ünvan alma endişesiyle yazılmamıştır." Devamında ise hedefini şöyle ifade ediyor yazar, "öğretmek ve sevdirmek!.." "Metinler kısmı, dipnotları hariç, tamamen Tirmizi'nin Şemail adlı kitabının tercümesinden ibarettir." (Kitabı okumak nasip olmasa dahi Tirmizi'yi burada anmak istedim ki bir
Peygamberimiz'in Şemaili
Peygamberimiz'in ŞemailiAli Yardım · Damla Yayınevi · 201394 okunma
112 syf.
10/10 puan verdi
Çağdaş İran Yazınının Öncüsü Sâdık Hidâyet
Dikkat: Tatkaçıran/oyunbozan içerir. Çağdaş İran Yazınının Öncüsü Sâdık Hidâyet Ulaş Başar Gezgin Sâdık Hidâyet (1903-1951), Muhammed Ali Cemalzade’yle birlikte, çağdaş İran yazınının öncüsü sayılıyor. Hidâyet, çeşitli Avrupa ve Asya ülkelerinde çalkantılı bir yaşam sürüyor. Defalarca kendi yaşamına son vermeye çalışıyor. Her defasında
Kör Baykuş
Kör BaykuşSadık Hidayet · Ayrıntı Yayınları · 201628,2bin okunma
287 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
12 günde okudu
Bir sonraki buluşmayı dört gözle bekliyorum
Nietzsche-Tan Kızıllığı 1897 yılında Dr. Josef Breuer ile kısa bir sohbet için Viyana'ya gitmiştim. 1895 yılında yayınladığı "Histeri Üzerine Çalışmalar" adlı kitabında bahsettiği "Anna O" karakteri ile ilgili de konuşmak istiyordum açıkçası. Muayenesine gittiğimde sekreterinden öğrendiğim kadarıyla İtalya'da olduğunu
Tan Kızıllığı
Tan KızıllığıFriedrich Nietzsche · Say Yayınları · 2011864 okunma
Reklam