110. Siz namazı hakkıyle kılmaya bakın ve zekatı verin! Kendi nefsiniz için her ne hayır yaparsanız, Allah katında onu bulursunuz. Muhakkak ki, Allah bütün yaptıklarınızı görmektedir.
Sayfa 16 - Aktif Dağıtım Turkuvaz Matbaacılık Proje Grafik Dizgi ve Tasarım Süleyman DoğanKitabı okudu
"Namazı hakkıyla eda edin** ve zekatı verin! Hem kendiniz için hayır (ve hasenat) dan ne takdim eder (hazırlar)sanız, Allah katında onu bulursunuz. Şüphesiz ki Allah, ne yaparsanız hakkıyla görendir."
(Bakara, 110)
** Ey nefis! Bil ki: Dünkü gün senin elinden çıktı, yarın ise senin elinde sened yok ki ona sahipsin! Öyle ise hakiki ömrünü bulunduğun gün bil! En az günün bir saatini, ihtiyat(yedek) akçesi gibi hakiki istikbal için oluşturulmuş ahiret sandığı olan bir mescide ve ya bir seccadeye at! (Sözler, 21.Söz, 95)
110. Namazı dosdoğru kılın; zekâtı verin; hayır (işler)den kendiniz için önden ne (yapıp) gönderirseniz, Allah katında onu bulacaksınız. Allah yaptıklarınızı şüphesiz görendir.
110- Namazı dosdoğru kılınız, zekâtı veriniz. Kendiniz için
yapıp gönderdiğiniz her hayrı Allah katında hazır bulursunuz. Muhakkak ki Allah yapmakta olduklarınızı en iyi
görendir [Basîr].
Namazı kılın, zekatı verin. önceden kendiniz için ne hayır yaparsanız onu Allah katında bulursunuz. şüphesiz Allah yaptıklarınızı eksiksiz görür.
(Bakara suresi 110. ayet)
Hz.Peygamber'e Has Bazı Özellikleri (HASAİS)
O bir insan olmanın yanında aynı zamanda son peygamberdir(Ahzab, 40); risaleti evrenseldir, (A'raf , 15 8; Enbiya, 107) (Ahkaf, 29; Cin, 1-13); hanımları mü'minlerin anneleridir, (Ahzab, 6); geçmiş-gelecek günahları affedilmiştir, (Fetih, 1-2); kendisine inanılması noktasında peygamberlerden söz
Bakara Sûresi / 110.Ayet
110. Namazı dosdoğru kılın; zekâtı verin; hayır (işler)den kendiniz için önden ne (yapıp) gönderirseniz Allah katında onu bulacaksınız. Allah yaptıklarınızı şüphesiz görendir.
Hem namazı doğru kılın zekatı verin Nefisleriniz için her ne hayır yapıp gönderirseniz Allah yanında onu bulursunuz .Her halükarda Allah bütün yaptıklarınızı görür (Bakara, 110)
Belirli bir malın bir kısmının Allah rızası için dinen zekât alabilecek durumdaki muayyen kişilere verilmesi demektir.
Mali ibadetlerden biri olan zekât, İslam’ın beş temel esasından olup, hicretin ikinci yılında Medine’de farz kılınmıştır. Kur’an-ı Kerim’de “Namazı dosdoğru
kılın, zekâtı verin...” (Bakara, 2/43, 110; Hac, 22/78; Nur, 24/56; Mücadele, 58/13; Müzzemmil, 73/20); “Onların mallarından, kendilerini temizleyeceğin, arıtıp yücelteceğin bir sadaka al ve onlar için dua et; çünkü senin duan onlara huzur verir. Allah işitendir, bilendir.” (Tevbe,9/103) buyrulmaktadır.
110- Siz namazı hakkıyla kılmaya bakın ve zekatı verin! Kendi nefsiniz için her ne hayır yaparsanız, Allah katında onu bulursunuz. Muhakkak ki, Allah bütün yaptıklarınızı görmektedir.