Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Allah Tarafından Kur'an-ı Kerime verilen Sıfatlar
URVET'ÜL VÜSKA: Kırılmayan Kulp Bakara suresi 256. Ayet "Kim tağutu inkâr eder ve Allah'a iman ederse sapa saglam kopmayan bir kulpa tutunmuş olur" HABLULLAH: Kopmayan ip Bakara suresi 113. Ayet "Toptan Allah'ın ipine sımsıkı sarılın. Ayrılığa düşmeyin. Biz mü'minlere çok şefkatli ve merhametli olan Allah, sımsıkı sarılıp tutunduğumuzda Cennete gitmemize vesile olacak Kur'an-ı Kerim'i göndermiştir. Daha da kolaylık olsun diye de Peygamberimizi rehber olarak görevlendirmiştir.
Sayfa 106 - Gülnar YayınlarıKitabı okudu
Dinde zorlama yoktur. Artık doğrulukla eğrilik birbirinden ayrılmıştır. O halde kim tağûtu reddedip Allah'a inanırsa, sağlam kulpa yapışmıştır. Allah işitir ve bilir. Bakara suresi 256
Reklam
Allah'ın yolu öyle bir yoldur ki, bu yolda önce küfürden ve kafirlerden uzaklaşılır, sonra Allah'a iman edilir. Önce küfür ve şirk reddedilir, sonra tevhit ispat edilir. Allah Teala şöyle buyurmaktadır: "Kim tâğutu reddedip Allah'a iman ederse, kopmayan sapasağlam kulpa yapışmıştır". Bakara/256
İçki ve Kumar
"Sana içki ve kumardan soruyorlar. De ki: 'İkisinde de insanlar için hem büyük bir günah hem de menfaatler vardır. Fakat günahları faydalarından daha büyüktür.' Ayrıca sana, neyi infak edeceklerini soruyorlar. De ki: "İhtiyaçtan fazlasını." Allah sizin için ayetleri işte böyle iyice açıklar; umulur ki düşünürsünüz."
Bakara 256) Dinde zorlama yok.Zorlamanın olduğu yerde din olmaz. Zorlayan zorba, zorlanan da zahirde kabul edilse bile gerçekte münafık olur.Dinde esas olan özgür tercihtir.
Sayfa 624Kitabı okudu
“İman ile küfür kesin olarak birbirinden ayrılmıştır.”(bakara,256)
Reklam
Ölüm döşeğinde, "Arap ceziresinde iki din bir arada olmayacak" diyerek İslam dünyasına hoşgörüsüzlük duygusunu miras bırakmıştır. Onun bu vasiyetini yerine getirmek için 1400 yıl boyunca İslam devletlerinin amacı "cihat" olmuştur. "Müşrik" bildikleri halkları kılıçla Müslüman yapmışlardır; örneğin Orta Asya'daki yüz binlerce Türkün kafaları kesilmiştir. Kitaplılardan (yani Yahudilerden ve Hıristiyanlardan) İslama girmeyenleri "cizye" (yani "kafa parası") vermeye zorlayıp ikinci sınıf insan durumunda tutmuşlardır. Şimdi durum buyken, İslam şeriatının hoşgörü dini olduğunu ya da başka dinlere saygılı olduğunu ya da zorlamaya başvurmadığını söylemek mümkün olur mu? Pek muhtemeldir ki, bu soruya karşı İslamcılar, hoşgörü kılığındaki bazı buyrukları öne süreceklerdir ki bunlar arasında, "Ey Muhammed! Sen öğüt ver. Esasen sen sadece öğüt vericisindir. Sen onlara zor kullanacak değilsin" (Gaşiye Suresi, ayet 21-22) ya da "Benim dinim bana, senin dinin sana...." ya da "Dinde zorlama olmaz" (Bakara Suresi, ayet 256) gibi örnekler bulunmakta. Hemen belirteyim ki, bu tür buyrukların hoşgörüyle ilgisi yoktur.Bunlar, Muhammed'in henüz güçlü bulunmadığı dönemde (örneğin Mekke döneminde) ortaya koyduğu şeylerdir. Medine'ye geçip de güçlenmeye başlayınca ölüm ve dehşet saçan bir siyaset izlemiştir.
Sayfa 321Kitabı okudu
Kur'an'ın Bakara Suresi'nin 256. ayetinde "Dinde zorlamak yoktur" şeklinde bir hüküm var." Şeriatçılar bunu "din ve vicdan özgürlüğünün temel taşı" olarak göstermeye çalışırlar. Oysa yalandır, çünkü bu ayetin "din ve vicdan özgürlüğü" ya da "hoşgörü" kavramı ile hiç ilgisi yoktur. Şu nedenle ki, bir kere Muhammed, İslamdan gayrı bir dinin varlığını kabul etmediği gibi, güçlendiği dönemde insanları İslama sokmak ve İslamda tutmak için zor kullanarak, daha doğrusu kılıçla iş görmüştür. Taraftarlarını bu işe hazırlamak üzere Kur'an'a: "...Yalnız Allah'ın dini ortada kalana kadar onlarla savaşın." (Bakara Suresi, ayet 193) "...(Ey Muhammed!) De ki 'Güçlü, kuvvetli bir millete karşı, onlar Müslüman olana kadar savaşmaya çağırılacaksınız'..." (Fetih Suresi, ayet 16) şeklinde nice hükümler koymuştur. Burada geçen "Güçlü, kuvvetli bir millet" deyimi, bazı yorumculara göre İranlıları ve bazılarına göre de Yemen'de yerleşik Benu Hanife kavmini kapsar.
Sayfa 283Kitabı okudu
Dinde zorlama yoktur (Kuran: Bakara/256).
♤Bu, genel bir ilkedir. Islam tebligcisi, engelleri bertaraf etmeye çalışırken, dini zorla kabul ettirmek için savaşmıyor, o, mücerret tebliğine engel olan şartları ortadan kaldırmak için savaşmaktadır. Buradaki inceliğe dikkat etmek gerek. Söz konusu engellerin bertaraf edilmesi, tebliğin zorunlu bir safhasıdır. Yoksa dini zorla kabul ettirmekle ilgisi yoktur.
496 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.