Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
160 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Knut Hamsun 'in kişiliğini ve ününü oluşturan en büyük romanı olarak tanımlanmış bu eseri.Yazarın otobiyografisini okuduktan sonra bu kitapta daha çok kendi hayatından bahsettiğini söylesek yanlış olmaz sanırım. İsminden çok bahsedilmeyen bir kahramanımız var.Olabildiğine fakir ama bir o kadar da gururlu...Aynı anda hem güldürür hem ağlatır
Açlık
AçlıkKnut Hamsun · Varlık Yayınları · 201728,1bin okunma
Bakara/273
(Sadakalar) kendilerini Allah yoluna adayan, yeryüzünde dolaşmaya güç yetiremeyen fakirler içindir. İffetlerinden dolayı (dilenmedikleri için), bilmeyen onları zengin sanır. Sen onları yüzlerinden tanırsın. İnsanlardan arsızca (bir şey) istemezler. Siz hayır olarak ne verirseniz, şüphesiz Allah onu bilir.
Reklam
Bakara 273
Verin o fakirlere; ki Allah yolunda kapanmışlardır (ilme, cihada vakf-ı nefs etmişlerdir), şurada burada dolaşmazlar. İstemekten çekindikleri için, bilmeyen onları zengin zanneder! Onları simalarından tanırsın; halkı bizar etmezler. Hem, işe yarar her ne verirseniz; hiç şüphesiz, Allah onu bilir.
Sayfa 425 - NesilKitabı okudu
"Ne iyilik yaparsanız, doğrusu Allah hepsini bilir." ( Bakara - 273 )
Sayfa 63
273 - (Sadakalar) kendilerini Allah yoluna adayan, yeryüzünde dolaşmaya güç yetiremeyen fakirler içindir. İffetlerinden dolayı (dilenmedikleri için), bilmeyen onları zengin sanır. Sen onları yüzlerinden tanırsın. İnsanlardan arsızca (bir şey) istemezler. Siz hayır olarak ne verirseniz, şüphesiz Allah onu bilir. -Bakara suresi -
“Ne iyilik yaparsanız, doğrusu Allah hepsini bilir.” (2 Bakara 273)
Reklam
Bakara Sûresi / 273.Ayet 273. (Sadakalar,) kendilerini Allah yolunda (ilim ve hizmete) adamış olan ve yeryüzünde dolaşıp kazanamayan fakirler içindir ki iffetleri (utanıp istememeleri) sebebiyle, gerçek hallerini bilmeyen, onları zengin zanneder. (Resûlüm!) Sen onları simalarından tanırsın; onlar, yüzsüzlük ederek insanlardan (bir şey) istemezler. (Hak yolunda) hayır namına ne verirseniz muhakkak ki Allah onu hakkıyla bilir. Bu âyet-i kerîme, kendilerini Allah yolunda ilme ve cihada adamış olanlar hakkında nazil olmuştur.
Cehalet
Türkçede “bilgisizlik” anlamında kullanılan bu sözcüğün Arapçası “ جهل cehl, cehalet”tir. Kur’an’da türevleriyle birlikte 24 kez geçer. Kur’an’daki kavramlar konusunda büyük bir otorite kabul edilen Ragıb el-İsfehanî, “cehl” sözcüğüne, Kur’an’a dayanarak üç anlam vermiştir: Birinci anlam: Nefsin bilgiden boş olmasıdır. İkinci anlam: Gerçeğin dışında bir şeye inanmaktır. Üçüncü anlam: Bir konuda yapılması gerekenin veya hakkın tersini yapmaktır. Bu anlamlara göre, İslâm’ın kastettiği cahillik [bilmezlik], kişinin okuryazar olmaması veya fizik, kimya, tarih, coğrafya gibi konularda bilgili olmaması değil, kişinin gerçeğin dışında bir şeye inanması, hakkın tersini yapmasıdır. Nitekim Kur’an, kendinden önceki dönemin inanç ve davranışlarına [atalar dinine] saplanıp kalmaya “cehalet” demiş, peygamberimiz de cehaletten kurtarmak için insanlara fizik, kimya ve benzeri şeyleri değil, gerçeği, gerçeğe inanmayı ve gerçeği yaşamayı öğretmiştir. Kur’an’da cehaleti tanıtan ayetler şunlardır: A’râf/138, 199, Hud/29, 46, Neml/55, Ahkâf/23, En’âm/35, 54, 111, Bakara/67, 273, Yusuf/33, 89, Zümer/64, Kasas/55, Ahzab/33, 72, Nisa/17, Nahl/119, Hucurat/6, Âl-i Imran/154, Maide/50, Fetih/26. Kur’an’ın kendisinden önceki dönemin inanç ve davranışlarını cehalet olarak nitelemesinin istisnası, o dönemdeki toplumlarda yaşamış olup da gerçeği görmüş ve sadece Allah’a kul olmuş kimselerdir.
194 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.