Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
258 syf.
·
Puan vermedi
·
5 günde okudu
Genel tarihte de son günlerde de sık sık konuşulan bir konu Ermeniler. Aslında üstün körü Ermeni- Türk meselesini biliyoruz fakat olayların içyüzünü ve gelişimini, nasıl ortaya çıktığını pek bilmiyoruz. Kitap Ermenilerin Osmanlı devleti içerisinde ayaklanmaya başlama sürecini ve bu ayaklanmaları düzenli bir komite ve cemiyet tarafından
Bulgaristan'daki Ermeni Komitelerinin Osmanlı Devleti Aleyhine Faaliyetleri
Bulgaristan'daki Ermeni Komitelerinin Osmanlı Devleti Aleyhine FaaliyetleriBülent Yıldırım · Türk Tarih Kurumu Yayınları · 20143 okunma
Regas ve tarihçiler
Regas’ı tanımış olanlar ve hakkında yazmış olanlara göre Regas, şişmanca, yakışıklı, çok canlı, sevecen, çok güzel konuşan ve çalgı çalıp şarkılarım kendi okuyan kültürlü bir insandı. Zamanında toplumca benimsenen kimi akımlar Regas tarafından başarı ile temsil edilmişti; toplumun ortaya çıkan çağdaş yada “yeni” olan etik, tarih, müzik, bilim,
Reklam
388 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
Son zamanlarda yazılan popüler romanlara bakıldığında nüfus mübadelesi konulu romanların sayısının fazlaca olduğu görülmektedir. Bu çalışmanın konusu olan ve mübadele öncesi Rumeli’yi anlatan Balkan Acısı romanı, aslında günümüzden çok daha eski bir tarihte, 1973 yılında Yılmaz Gürbüz tarafından yazılmıştır. İlk basımı 1975 yılında gerçekleşen
Balkan Acısı
Balkan AcısıYılmaz Gürbüz · Ötüken Neşriyat · 201469 okunma
İttihat, Osmanlıda oğlancılık, Rabıta, 28Şubat, Apollo, Yunan...
_İttihat Terakki Cemiyeti_ _Mustafa Kemal Paşa, Rauf Orbay, Kazım Karabekir, Fethi Okyar, Halil Kut, Mehmet Akif Ersoy, Fahrettin Paşa, Enver Paşa, Cemâl Paşa, Talat Paşa, İsmet İnönü, Celal Bayar, Ali Fuat Cebesoy, Ali Çetinkaya, Ziya Gökalp, Hacı Bekir, Tevfik Rüştü Aras, Said Halim Paşa, Nuri Conker, Çerkez Ethem, Yunus Nadi… _1889 devletin
Bütün İstanbullular gibi paşa ailesi de 1912'deki Balkan Harbi bozgununun acılarını birebir yaşamış ve günlerce yol yürüyerek canlarını kurtaran bu perişan insanlara yardım etmeye çalışmıştı. İstanbul'a varan yüz binlerce Rumeli Türkü'nü yatıracak, besleyecek, yaralarını saracak yer yoktu. Bu yüzden gelenler cami avlularına, hastane bahçelerine, hükümet binalarına, hayırseverlerin evlerine sığınmışlardı. İstanbul'un her köşesinden bir feryat yükseliyor, yolda yakınlarını yitirmiş, evinden, yurdundan, ocağından, tarlasından olmuş aç, hasta, yaralı, soluk benizli insanların çığlıkları yürek paralıyordu
Sevgi sınır tanır mı? Neden bizi unuttunuz?
Balkan Türklerinin ortak duygularını 1976’da Üsküplü tiyatro sanatçısı Lütfü Seyfullah şöyle paylaşmış misafiriyle: “Yazları akraba ziyaretine İstanbul’a gideriz. Arabamızı görenler neredensiniz diye sorarlar. Yugoslavya, deriz. Sonra kaç gündür buradasınız? 3-4 gündür deyince, şaşırmış bir şekilde peki ama Türkçeyi nerede ve ne zaman öğrendiniz, diye sorarlar. Anadolu Türkünün, bize karşı bu ilgisizliğini, bu bilgisizliğini anlamamız mümkün değil. Şimdi diyeceksiniz ki onlar birtakım câhil kızanlardır. Vallahi kardeşcağızım sizin birçok aydınınız da böyle. Şaşırıp kalıyoruz. Yugoslavya Türkleri olarak, biz sizden hiç bir maddi yardım da istemedik. Yalnız bizi bilmenizi, bizi sevmenizi arzu ettik. Sevgi sınır tanır mı? Sevgi yasak tanır mı? Sevgi insanda, bir noksanlık doğurur mu? Bilmek, öğrenmek, öğretmek kime zarar verir? Siz Anadolu Türkleri olarak, sevgiye yasak koymuşsunuz! Bizi tanımaktan, tarihimizi öğrenmekten adeta korkar olmuşsunuz. Ne olursunuz anlatın bana, Anadolu Türkü neden böyle? Sizin yüreğinizi ve kafanızı, bize karşı hangi kuvvet, hangi devlet böyle sıkı sıkıya kapadı? Ne olur anlatın bana!"
Reklam
“Biz Hayatı Türkülerden Öğrendik”
Anadolu insanının iç dünyasını ve hayat bilgisini türkülerden öğrenmek lâzım. Her türkü de Anadolu insanının hikâyesi, yâni acısı, ağıtı, hüznü, gurbeti, sevdası, yoksulluğu var. Umutsuz aşkların, gurbet sızılarının, dinmeyen hasretlerin hikâyeleri anlatılır. “Şu mübarek günde küsmek olur mu / Uzat ellerini bayramlaşalım / Tanrı selâmını kesmek
Kınalı kuzular, Çanakakle''deki Kınalı Hasan''
Asil bir kadın olduğu anlaşılan anası, evladının ellerine kına koyarak gurbetlere göndermeyi nereden akıl etmişti. Biz, kocalarına kurban olsun diye gelinlere, Allah''a kurban olsun diye koçlara, vatana kurban olsun diye yiğitlere kına yakarız. *** “Adım İsmail, İsmail doğmuşum ben. Buralara
84 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.