Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
136 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
Birkaç ay önce (11 Şubat 2024) hayatını kaybeden aynı zamanda senarist ve yönetmen olan Füruzan, İlk kitabı “Parasız Yatılı”yla Sait Faik Hikâye Armağanı’nı kazanan ilk kadın yazarımızdır. Vefatından bir yıl önce ve 90 yaşında yayımladığı son öykü kitabı “Akim Sevgilim”de üç öykü var: Akim Sevgilim, Sesi Olmayan Türkü, Varoşlarda. Hepsinin
Akim Sevgilim
Akim SevgilimFüruzan · Yapı Kredi Yayınları · 2023299 okunma
216 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
"Evveli Şam, ahiri Şam!" lanetini kırmayı düşlemek...
Füruzan'ın (Feruze Çerçi) 11 Şubat'ta aramızdan ayrılmasıyla gündem olması, Türk yazınından son zamanlarda ne kadar kopmuş olduğumu fark ettirdi. Vefatına kadar ki tüm yaşamında oluşturduğu eserler ve o karizmatik duruşuyla birlikte aldığı birçok ödülle de klasikleşen bu önemli yazara da aktüel okuma listemde yer vermeye karar verdim.
Balkan Yolcusu
Balkan YolcusuFüruzan · Yapı Kredi Yayınları · 2018104 okunma
Reklam
312 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
19 günde okudu
Kurt Kanunu
Cumhuriyetin en bunalımlı dönemlerinden biri olarak değerlendirilen İzmir Suikasti olayına karışan ve karıştırılanların dramını ele alan romanda karakterlerin diyalogları yoluyla dönemin siyasi güç dengelerini, İttihatçılar arasındaki iktidar kavgalarını ve bu konuda Osmanlıdan itibaren ittihatçıların eylemlerinin öz eleştirisini gözler önüne
Kurt Kanunu
Kurt KanunuKemal Tahir · İthaki Yayınları · 20184,454 okunma
18 MART ÇANAKKALE DESTANI
18 MART ÇANAKKALE DESTANI Şair Mesut Kılıçoğlu Çanakkale’yi yazıyorum size, Selâm olsun tüm şehidlerimize. Anlatacağım yiğit Mehmetleri,
336 syf.
10/10 puan verdi
·
17 günde okudu
Sadece bir roman değil, bir zaman tüneli
“Nevşehir’in tek çerçisi Boğos’u sabaha karşı vurdular.” Bu çarpıcı cümle ile başlıyor roman. Gürsel Korat’ın dili ve kitabın gerçekçiliği inanılmaz etkileyici. 12 Haziran 1915’te başlayıp, 22 Haziran 1915’e kadar süren 10 günde yaşanan olaylar, hepimizin bildiği Ermenilerin tehcir edilmesi ve bu dönemde birlikte yaşayan Ermeniler, Rumlar, Türkler.. Onca zaman birlikte yaşayanların, şimdi de birlikte duyduğu tedirginlik ve korku okurken içinize işliyor. Ben kendim de bir Balkan Türkü olarak o dönemlerde yaşananları büyüklerimden çok dinledim. Kendi doğup büyüdükleri yerleri bırakıp başka yere getirilmek zorunda kalmanın, aslında orada da burada da azınlık olmanın ne demek olduğunu iyi biliyorum. Belki de bu yüzden yıllarca yaşadıkları yerden gönderilmeleri söz konusu olunca Ermenilerin yaşadıklarıyla çok fazla empati yaptım. Sadece Ermeniler değil yine aynı zamanda Balkanlardan gelen Türklerin de gelip yerleşecek yer bulamamasını, aynı zamanda onları yerleştirmekle görevli olanları yaşadıkları zorlukları da bize çok güzel aktarmış yazar. Gürsel Korat bize sadece bir olay anlatmamış, olayı o dönemin dokusuyla birlikte, endişe, merak, korku, sevgi, acı... neredeyse tüm duyguları bize göstererek adeta canlandırmış.
Gürsel Korat
Gürsel Korat
Unutkan Ayna
Unutkan Ayna
Unutkan Ayna
Unutkan AynaGürsel Korat · Everest Yayınları · 2023324 okunma
BİR KÜRT TÜRKÇEYİ NASIL KONUŞMALI? Evet, nasıl konuşmalı? Aksanlı, şivesini koruyarak, kendi kimlik ve kültüründen tını, zenginlik ve bahisler katarak mı konuşmalı yoksa “İstanbul Türkçesi” adıyla standardize edilen gramatik bakımdan doğru, kelime dağarcığı açısından zengin ve ifade gücü bağlamında kuvvetli bir biçimde mi? Dicle’nin bir köyünde
Reklam
.... 1908 Devrimi: Özgürlük, eşitlik, kardeşlik ve adalet 23 Aralık 1876, Haliç Tersanesi’ndeki Bahriye Nezareti’nde İngiltere, Fransa, İtalya, Avusturya-Macaristan, Almanya, Rusya ve Osmanlı heyetleri toplantı hâlindedir. Konu, Osmanlı’nın Balkan toprakları ve büyük devletlerin bu topraklar üzerindeki çıkarlarıydı. Batılı devletler ile Rusya
·
Puan vermedi
Rus cephesi
Cephedeki askerler sürekli bir melankolik halde depresyonda oldukları için cephe arkasında çalgı, müzik tertipleri düzenlenirdi. Diğer cephelerde alınan zaferler tebliğ edilirdi. Lüzumsuz baskınlar düzenlenirdi. Sürekli zafer yakın denilip, askere moral verilirdi. En başta, Rus ihtilafı, 1908 yılında yapılan Türk hürriyet ihtilafına benzetildi.
Suyu Arayan Adam
Suyu Arayan AdamŞevket Süreyya Aydemir · Remzi Kitapevi · 20213,466 okunma
258 syf.
·
Puan vermedi
·
5 günde okudu
Genel tarihte de son günlerde de sık sık konuşulan bir konu Ermeniler. Aslında üstün körü Ermeni- Türk meselesini biliyoruz fakat olayların içyüzünü ve gelişimini, nasıl ortaya çıktığını pek bilmiyoruz. Kitap Ermenilerin Osmanlı devleti içerisinde ayaklanmaya başlama sürecini ve bu ayaklanmaları düzenli bir komite ve cemiyet tarafından
Bulgaristan'daki Ermeni Komitelerinin Osmanlı Devleti Aleyhine Faaliyetleri
Bulgaristan'daki Ermeni Komitelerinin Osmanlı Devleti Aleyhine FaaliyetleriBülent Yıldırım · Türk Tarih Kurumu Yayınları · 20143 okunma
Regas ve tarihçiler
Regas’ı tanımış olanlar ve hakkında yazmış olanlara göre Regas, şişmanca, yakışıklı, çok canlı, sevecen, çok güzel konuşan ve çalgı çalıp şarkılarım kendi okuyan kültürlü bir insandı. Zamanında toplumca benimsenen kimi akımlar Regas tarafından başarı ile temsil edilmişti; toplumun ortaya çıkan çağdaş yada “yeni” olan etik, tarih, müzik, bilim,
Reklam
388 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
Son zamanlarda yazılan popüler romanlara bakıldığında nüfus mübadelesi konulu romanların sayısının fazlaca olduğu görülmektedir. Bu çalışmanın konusu olan ve mübadele öncesi Rumeli’yi anlatan Balkan Acısı romanı, aslında günümüzden çok daha eski bir tarihte, 1973 yılında Yılmaz Gürbüz tarafından yazılmıştır. İlk basımı 1975 yılında gerçekleşen
Balkan Acısı
Balkan AcısıYılmaz Gürbüz · Ötüken Neşriyat · 201469 okunma
İttihat, Osmanlıda oğlancılık, Rabıta, 28Şubat, Apollo, Yunan...
_İttihat Terakki Cemiyeti_ _Mustafa Kemal Paşa, Rauf Orbay, Kazım Karabekir, Fethi Okyar, Halil Kut, Mehmet Akif Ersoy, Fahrettin Paşa, Enver Paşa, Cemâl Paşa, Talat Paşa, İsmet İnönü, Celal Bayar, Ali Fuat Cebesoy, Ali Çetinkaya, Ziya Gökalp, Hacı Bekir, Tevfik Rüştü Aras, Said Halim Paşa, Nuri Conker, Çerkez Ethem, Yunus Nadi… _1889 devletin
Bütün İstanbullular gibi paşa ailesi de 1912'deki Balkan Harbi bozgununun acılarını birebir yaşamış ve günlerce yol yürüyerek canlarını kurtaran bu perişan insanlara yardım etmeye çalışmıştı. İstanbul'a varan yüz binlerce Rumeli Türkü'nü yatıracak, besleyecek, yaralarını saracak yer yoktu. Bu yüzden gelenler cami avlularına, hastane bahçelerine, hükümet binalarına, hayırseverlerin evlerine sığınmışlardı. İstanbul'un her köşesinden bir feryat yükseliyor, yolda yakınlarını yitirmiş, evinden, yurdundan, ocağından, tarlasından olmuş aç, hasta, yaralı, soluk benizli insanların çığlıkları yürek paralıyordu
83 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.