FİNLANDİYA TATARLARI
Uzak diasporada sayıları oldukça az olmasına rağmen en iyi organize olan, varlıklı ve dolaysıylasıyla etkili Tatar topluluğu Finlandiya'da yaşar. Finlandiya bağımsızlığına kavuşmadan önce İsveç Kraliyetinin hakimiyeti altındaydı. 1 809'da İsveç ve Rusya arasında yapılan Frederikshamm antlaşması ile Finlandiya Büyük Dukalığı Rusya'ya
Türkistan'daki Balkaş Gölü'ne dökülen ırmakların suladığı Yedisu Havzası'nın adını Bingöl'ün Yedisu Havzası'na taşıyanlar ve Çukurova'yı sulayan Sarus ve Piramus nehirlerinin adını da Türkistan'daki Seyhun ve Ceyhun nehirleriyle değiştirenler şüphesiz Türkçü idiler. Böylece hem suurlu bir Türkleştirme siyaseti
Sayfa 195 - Bilgeoğuz YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Talât Paşa'nın ideolojik tutumu hususunda Hasan Babacan'ın ifadesi de önem kazanmaktadır. Babacan'a göre Talât Paşa, "başlangıçta Osmanlıcıdır, fakat Türkçü uygulamalara karşı çıkmamış, bilakis siyasi iktidara ortak olduktan sonra Türkçü politikalar takip etmiştir. O; liberal, milliyetçi, halkçı, reformcu ve idealist bir lider olarak tanınmıştır". Talât Paşa her ne kadar Osmanlı Devleti'nin içinde bulunduğu şartlar dahilinde birden çok ideolojik eksende tanımlanabilecek bir devlet adamı olsa da Balkan Harpleri neticesinde Türk milliyetçiliği çizgisine çekilmek durumunda kalmış ve politik olarak da bu doğrultuda programlar tatbik ve takip etmiştir.
Sayfa 204 - Mavi Gök YayınlarıKitabı okudu
IRKÇILIK-TURANCILIK DAVASI DOLAYISIYLA Bu kitap, 1944 yılında, İstanbul'da Bir Numaralı Sıkıyönetim Mahkemesi'nde görülen utanç yüklü bir davanın özeti gibidir. Bazı vatansever kişiler, 1944 yılında suç işledikleri, suçlu oldukları için değil; Türk oldukları, Türkçülük idealine aşkla bağlandıkları için büyük zulümlerden, işkencelerden
Son elli yıl içinde büyük karanlıklarımıza talih üç defa ışık vermiştir: 1. Biri Balkan devletlerinin aralarında anlaşamayarak Bulgaristan’a harp açmalarıdır. Trakya’yı böyle kazandık. 2. İkincisi Birinci Dünya Savaşı’nda Bolşevik İhtilali olduğu için İngiltere, Fransa, İtalya've Amerika’nın harbi Rusyasız kazanmalarıdır. İstanbul'u böyle kurtarabildik. 3. Üçüncüsü de 1918 de tıpkı 1913’te olduğu gibi, ellerimiz kollarımız bağlı, büyük devletlere kendimizi teslim etmişken ve bir tek Türkün ağzında “istiklal” sözü yokken, yolumuz üstüne Mustafa Kemal gibi bir kurtarıcı düşmesidir.
Adana kongresindeki ayrışma sonrasında Niyazi Adıgüzel ve Nihat Çetinkaya gibi Türkçü isimler İstanbul'da Şa­manistler Derneği'ni kurdu. Bunun üzerine pek çok Türkçü, Türkeş tarafından hain ilan edilip ülkücü camiadan kovuldu ki bugün MHP Genel Başkan Yardımcısı olan Celal Adan onlardan biriydi. Nihal Atsız bu yeni süreçte Türkeş'in bunadığını söyle­yip aleyhinde konuşmaya ve yazmaya başladı.
Sayfa 91 - Kırmızı Kedi YayıneviKitabı okudu
Reklam
370 öğeden 81 ile 90 arasındakiler gösteriliyor.