“Ben batan güneşler için kaygılanmam. Yıldızları saymam, bir gece noksan
çıksalar bunu kafaya takmam. Görmediklerimin benden uzak
olsalar da iyi olduklarını bildiğim sürece onlar hakkında telaşlanmam. Özlemem bile açık söylemek gerekirse. En son kimi, ne zaman hasretle düşündüğümü düşünüyorum da bulamıyorum.
Aşkın duygularla kendimi harap etmeyi çok önceden bıraktım.
Misal, ilk gençlikte şiirler yazardım.Baktım helak oluyorum, dürdüm sarı kağıtları koydum kenara. Bana ruh halimin kontrolünü kaybettiren eril uğraşlardan kaçınırım. Neme lazım.”
Herkese merhaba
Bugün, Kafa dergisinden tanıdığımız yazar,senarist Başar Başaran’ın son kitabı Aşık Kral ile geldim. Evet! Evet! Doğru hatırlıyorsunuz geçtiğimiz günlerde Yargı dizisinde Yekta’nın okuduğu kitap
Aşık Kralımız kolay kolay aklına kötü bir şey getirmez, paranın değerini dolarla altınla değil, güzel bir hayat yaşamak için yetip yetmediğiyle ölçer, bir aşktan ancak onu sevgiye dönüştürenlerin sağ çıkacağına inanır, yeri gelir güneşe kafa tutar ‘Benim ısıttığım gezegende bir adam böyle yansa sönerim mahcubiyetimden.’ diye.
Kitap dört bölümden oluşuyor. Kapağında türü öykü olarak belirtilmişse de ben daha çok anlatı, sohbet türünde olduğunu düşünüyorum.
O yüzden bu güzel sohbeti öyle bir seferde değil de sindire sindire okudum. Çayımı, kahvemi aldım; çağırdım Kral’ımı, başladık sohbete. O anlattı, ben dinledim.
Darısı size olsun. Keyifli okumalar