Bu çalısma için seçilen Serdengeçti dergisi, 1947 yılından itibaren yayınlanmaya baslamıstır. Dergide, yayınlandığı dönem için ifade edilmesi yasak olan bir çok konu ele alınmıstır. Dönemin kosullarına rağmen dergi hiçbir gazete ve derginin söyleyemediklerini söylemistir. Bu yüzden doğrudan ve dolaylı sekillerde baskılara uğramıs, sahibi olan Osman Yüksel, 92 kez hakkında dava açılıp 8 defa da tutuklanarak cezaevine gönderilmistir. Tüm baskılara rağmen dergi doğru bildiklerini sürekli ifade etmistir. Hiçbir gazete ve derginin söyleyemediklerini açıkça ifade eden dergi, bu özelliğiyle Türk basın tarihi ve basın özgürlüğü açısından incelenmeye değerdir.
Basın ortaya çıkısından itibaren basın siyasi otoriteler tarafından her zaman kontrol altında
tutulmak istenmistir. Bunun yanında zaman zaman da basın kurulusları siyasi iktidarları etkisi
altına almaya çalısmıstır. Basın ve iktidarın sürekli olarak iliski içerisinde bulunduğu bu
ortam beraberinde basın özgürlüğü ve sansür sorunsalını ortaya çıkarmıstır. Yıllardır basın
camiasında tartısılan en önemli konuların basında da basın özgürlüğü ve uygulanan sansürler
gelmistir.
Basının ortaya çıkmasıyla birlikte basın özgürlüğü de her zaman gündemde olmuştur.
Çünkü halkı bilgilendirme basta olmak üzere basın, bireylerin siyasal konular, sorunlar ve
problemler hakkında edineceği bilgileri ve alacağı haberleri doğrudan ve dolaylı olarak
kendisine sunmaktadır. Her vatandasın kendisini doğrudan tanıması, denetlemesi ve
değerlendirmesi mümkün değildir. Son yüzyılda bu görevi büyük çoğunlukla basın
üstlenmistir. Bunun bir sonucu olarak basın için dördüncü kuvvet tanımlaması yapılmıstır
(Damlapınar, 2005: 7). Basın hürriyetinin olmadığı yerde insanın hak ve hürriyetlerini
savunmasına da imkan yoktur (Tutar, 1993: 64).
Basın ve siyaset aynı toplumsal sistemin iki önemli aktörü olarak sürekli karsılıklı bir iliski içerisindedir. Halkın sikâyetlerini dile getiren, yolsuzlukları gündeme tasıyan basın, ortaya koyduğu elestirilerinden dolayı iktidarın karsısında görülür.
Hem basın özgürlüğü, hem de basının asli görevi olan kamu çıkarlarını gütmesi
bakımından Türkiye’de basına yönelik baskıların en yoğun olduğu tek parti döneminde yayın
hayatına baslayan ve bütün baskılara rağmen gerçekleri haykıran Serdengeçti dergisi ve
dergiye verdiği isimle anılan Osman Yüksel, Türk basın tarihinde önemli bir yere sahiptir.
1947-1962 yılları arasında 33 sayı çıkabilmis olan Serdengeçti dergisi, hak ve halktan yana
izlediği yayın politikası ile siyasi iktidarların baskılarına rağmen bu çizgisini devam ettirmesi
bakımından büyük önem teskil etmektedir. Günümüzde halen tartısılan basın özgürlüğü
konusunda Serdengeçti dergisinin ortaya koyduğu durus, hareket noktası olabilecek değere
sahiptir.
“Alo Fatih” devreye girmiş ve hiçbir televizyon beni programa çağırmaz olmuştu. Suriye için demokrasi ve basın özgürlüğü mücadelesini savunanlar benim Türkiye içinde konuşma özgürlüğümü engelledi.
2016 yılında hayatını kaybeden Umberto Eco'nun veda romanıdır "Sıfır Sayı". Günümüzde basının geldiği içler acısı, acınası durumu ve "basın özgürlüğü" diyerek bağırırken arka tarafta kurulan gizli tezgahları, günlük hayatta benzerine sıklıkla rastlanabilecek bir kurmaca üzerinden anlatıyor Eco.
Kahramanımız Colonna 50 yaşında