Hep aklıma geliyorsun bak gördün mü senin de gidecek başka yerin yok…
Özdemir Asaf
Özdemir Asaf
Dünya, sefillerin talip olduğu, talip olmayana da dünyanın talip olduğu yeryüzü küresi. Yüzlerceden bir tanesi, güneşin etrafında el pençe duranların üçüncüsü, etrafında dönüp dönüp yüzeyini kızartıp içi hala çiğ kalanların, "Domatesim biberim de bu sayede iyi oluyor, kemer patlıcanım ile fasulyelerim de zırıl olmuş" diyenlerin en yuvarlağı, magma ile deprem ile tehdit edip tepesinden ve tabanından buz sarkan, göbeği hararetli, dönme yorgunu, koskoca semada bir uyduruk aydan başka kendine biat edecek bulamamış, milyarlarcanın her gece birbirlerine binyıllardır "Aha bak ay, birkaç güne hilale döner, dünyanın uydusu" dediği dilsiz dişsiz, şekli belirsiz, dünya artık beni tanıyıp da daha adımı ağzına almasın diye her gece şekilden şekle giren bir ağzı açık halayık. Bunca zaman geçti ama Homer'in üstünden, kıyılar bile başka şekillendi, bazısı kıyıda olduğunu bile unuttu dalgalara rağmen, sular ona değmez oldu sırılsıklam etmesine rağmen, kum ne zamanın kumu ise sanki hiç kaya değildi de hep kumdu, böyle olmaya gözlerini yumdu, mitolojik kahramanlar kültüre masal oldu. Zeus bile, onca diyalogda koca filozofların "Zeus aşkına evet, Zeus aşkına hayır" dedikleri Zeus bile hiç mezar yerinden sorulmadı, "Hayırlı kabir kaybolandır" sözü hiç olmuş mu olmamış mı, olan o muymuş değil miymiş bilinemeyince kainatın tozuna karıştı, kulaktozunda ince bir silis gibi kaldı. Sağırlık bundan mıdır?
Sayfa 8 - İletişim Yayınları: 2283, Çağdaş Türkçe Edebiyat 381, [ISBN-13: 978-975-05-1899-7] 1. Baskı 2016, lstanbulKitabı okudu
Reklam
Dilimde sabah keyfiyle yeni bir umut türküsü Kar yağmış dağlara, bozulmamış ütüsü Rahvan atlar gibi ırgalanan gökyüzü Gözlerimi kamaştırsa da geleceğim sana Şimdilik bağlayıcı bir takvim sorma bana -Ihlamurlar çiçek açtığı zaman. Ay, şafağa yakın bir mum gibi erimeden Dağlar çivilendikleri yerde çürümeden Bebekler hayta hayta yürümeden Geleceğim
Yahu biz bu memleketin candarması değil miyiz? "Evet... Milletin... candarması... yız. Sonra... Neden hep bu ağaların işine koşuyoruz? " Yani nasıl olacaktı? Nasıl... istiyosun? " Biz kendimiz de birer yoksul olduğumuz halde... "Ferhat efendi bunlar senin görevin değil... Köylü milletinin başından candarma dipçiği eksilmese iyi olur anladın mı? Valla çavuşum ben bu düşünceyi beğenmiyorum. " Eşşekçiye bak. Ulan senin hayatta kaç paralık tecrüben var be. Sen bugün bir candarma erisin. Görevin ne? Şu. Görevini düşüneceksin. Başka şey düşünmek yok."
Sayfa 297
Peki, başka ne diyeyim? İçimizden geçen düşünceler dışardan görünüyor mu ki? İnsanın ruhunda koca bir ateş yanıyor olabilir, ama hiçbir zaman kendi kendisini ısıtamaz onunla; gelip geçenlerse yalnızca bacadan çıkan cılız dumanı görürler ve yollarına devam ederler. Şimdi bak, yapılması gereken şu: İçindeki o ateşi körüklemeli kişi, kendi kendine yeterli olmalı, büyük bir sabırsızlıkla, ama yine de sabırla birinin gelip o ateşin yanına oturacağı -belki de hep orada kalmak üzere- saati beklemeli.
Sayfa 44
02-31 Temmuz 2020 Öykü Etkinliği
Etkinlik: #77872523 İlgili parça: youtu.be/XTNWD9FeZ20 Yeşilçam Güncesi Sevgili Haldun.. Off, aman... Sevgili Günlük, Bugün Haldun ile ayrılığımızın ikinci yıl dönümünden üç ay, beş gün, altı saat sonrası. O kara gün daha dün gibi hatırımda. Ben her zamanki gibi annemin, terzi Müberra teyzeye benim için
Reklam
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.