"Her dönemde Kfaryabda'nın insanları arasında deli bir kişilik bulunmuştur, biri ortadan kaybolduğunda bir başkası yerini almaya hazır olurdu, tıpkı külün altında kalan kor gibi, yeter ki o ateş hiç sönmesin. Bu kuklalara ihtiyaç duyuyordu herhalde ilahi düzen insanoğlunun bilgisiyle dokuduğu perdeyi yırttırmak için."
128 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
Bülent Görür
Bülent Görür
Yılın en uzun gününden herkese merhaba, İlk öykü kitabı #ahmakıslatan ile okuyucusuyla buluşan sevgili Bülent Bey @cua_gezerken şimdilerde yeni kitabı #sarıkanat ile bizlerle. Sarıkanat sekiz öykünün yer aldığı ilk kitabında olduğu gibi #tolgameriç in editörlüğünü üstlendiği bir kitap. Teşvikiye Camii, isimli öyküsü ölümle düğümün iç
Sarıkanat
SarıkanatBülent Görür · A7 Kitap · 20243 okunma
Reklam
Siz var olduğunuz sürece, aydınlanma yoktur. Aydınlanma olduğu anda da, artık siz yoksunuz. Işık çıkar çıkmaz karanlığın yok olması gibi, yok olursunuz. Karanlık, ışığa sahip olamaz ve siz de aydınlanmaya sahip olamazsınız. Batı eğitim sistemi, egoyu iyi besler. Hatta Batı psikolojisi bir insanın net bir egosu olması gerektiği fikrini destekler - güçlü, agresif, hırslı; yoksa insan var oluş mücadelesi içinde hayatta kalamaz. Hayatta kalmak için önce olmak zorundasınız. Ve sadece savunma yapmak zorunda değilsiniz, doğru savunma yolunun, saldırmak olduğu öğretilir. Başkası sana saldırmadan, sen saldırmalısın. İlk saldıran sen olmalısın, ikinci olamazsın çünkü savunmaya geçmek çoktan savaşı kaybetmek demektir. Batı psikolojisi yüzünden bütün eğitim sistemi de bir insanın, kristalleşmiş bir egoya ulaştıkça daha da olgunlaştığı fikrini destekler. Bu bütün budaların, bütün aydınlanmış insanların tecrübelerine aykırı düşer. Ve psikologların ya da eğitimcilerin hiçbirisi aydınlanmanın ne olduğunun kıyısından dahi geçmemiştir, aydınlanmanın ne olduğundan haberleri yoktur.
Sayfa 30 - Doğan YayıneviKitabı okuyor
İnsanın yüreği sağlamsa, acıları yenmek için ağlayıp sızlanmaktan çekinmesin; irademizi aşmayan bu sızlanmaları irademizi aşan iç çekişleri, hıçkırıklar, sararmalar gibi görsün. Yürekte korku, sözlerde umutsuzluk yoksa daha ne istiyor? Düşüncemiz kıvranmıyorsa, bedenimiz kıvranmış ne çıkar? Felsefe bizi başkası için değil, güçlü olmak için yetiştirir.
“Kulları razı etmek için yaratılmışız gibi sürekli mutluluğu ve mal varlığımızı başkalarının gözüne sokmaya çalıştık.Halbuki bir başkası için değil, O’nun için yaşamalıydık, O’nun için yapmalı, O’nun için yapmamalıydık.”
Sayfa 77
Günaydın :)
Olgunlaştım… Kırıldığım yerden yeniden sürgün vermeyi öğrendim. Elbet daha ham olduğum konular var, zamanını bekliyor olgunlaşmak için. İnsan dediğin bir ağaç gibi sonuçta her sene yeniden meyve veriyor. İnsan dediğin bir mevsim baharı da kara kışı da yaşıyor, insan dediğin bir meyve olgunlaşmak için zamanını bekliyor... Sen hangi mevsimdesin, hangi ağacın yeniden sürgün veren dalısın, hangi düşüncelerinin olgunluğuna hangilerinin hamlığı eşlik ediyor bilmiyorum. Ama biliyorum ki bir yarışta değilsin. Başkası gibi olmak zorunda değilsin. Kusursuz olmak zorunda hiç değilsin. Olduğun gibi bu dünyada eşsizsin. Haydi uyan o zaman. Olgunlaşma, değişme, gelişme, kendini bulma yolculuğunda olduğunu hiç unutmadan.
Saniye Bencik Kangal
Saniye Bencik Kangal
Reklam
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.