Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Batı Alman terörizmi 1971 ile 1977 arasında doruk noktasına ulaştı. 1977'de hapisteki teröristlerin serbest bırakılması için bir Lufthansa uçağını kaçırma girişimi başarısızlıkla sonuçlanınca Andreas Baader ve iki diğer RAF lideri hapiste intihar ettiler.
Sayfa 255 - Pegasus YayınlarıKitabı okudu
Siyonist propaganda ve dezenformasyon ağı, öyle güçlü organize olmuş ve öyle merkezîleşmişti ki basın, radyo, televizyon ve film yoluyla en ufak bir direniş eylemini Batı kamuoyunda terörizme; kendi devlet terörizmi ve saldırganlıklarını da meşru müdafaaya dönüştürerek, siyahı beyaz, beyazı da siyah gösterebiliyordu ve hâlâ da gösterebiliyor.
Sayfa 462Kitabı okudu
Reklam
Ayrıca da, ABD'deki4 ve bütün Batı ülkelerindeki belli başlı "medya"yı konrolleri altında tutması sayesinde Siyonist propaganda ve dezenformasyon ağı, öyle güçlü organize olmuş ve öyle merkezileşmişti ki basın, radyo, televizyon ve film yoluyla en ufak bir direniş eylemini Batı kamuoyunda "terörizm"e ve kendi devlet terörizmi ve saldırganlıklarını da "meşru müdafaa"ya dönüştürerek, siyahı beyaz, beyazı da siyah gösterebiliyordu ve hâlâ da gösterebiliyor. Meselâ İsrail Devleti'nin kuruluşundan bugüne kurbanların oranı 1 İsrailliye karşılık 100 Filistinlidir. Fakat Batı kamuoyunda öyle bir yönlendirme yapılmıştır ki, "te röristler" denildi mi hemen akla ilk gelen Filistinlilerdir
Bağımsızlık Baharı (Azatlık Radyosu, 6-7 Eylül 1995) Soru: Sayın Dudayev, siz savaş istemediniz ama savaş başladı... Dudayev: Evet, ben Rusya'yı da dünyayı da savaş geliyor, biz istesek de istemesek de geliyor diye uyarmıştım. Ama kulak asmadılar. Bizim için de, Ruslar için de dünya için de bu savaş büyük derstir. Bağımsızlık, özgürlük
Baba George Bush ve James Baker, Mihail Gorbaçov'la bir anlaşma yaptı; birleşik bir Almanya'nın Batılı askeri ittifaka katılmasına izin vereceklerini söylediler, ki bu Rusya'nın bakış açısından hiç de şaka kaldırır bir konu değildi. Ama karşılığında NATO'nun "bir milim bile Doğu'ya" kaymayacağı noktasında söz verildi. Hoş, NATO derhal Doğu'ya kaydı ve Gorbaçov bir hayli hayal kırıklığına uğradi. Kendisine dendi ki, "Bu sadece sözlü bir anlaşmaydı. Eğer bizim sözümüze güvenecek kadar naifsen, bu senin problemin". Yazılı hiçbir şey yoktu Dolayısıyla, Doğu'ya doğru ilerlediler ve devam ettiler. Bugün NATO ABD kontrolünde küresel bir müdahale gücü. Resmen uluslararası enerji sistemini, deniz yollarını, boru hatlarını vs. kontrol etme yetkisi var.
Sayfa 177 - bgstKitabı okudu
NATO Avrupa'yı Rus yağmacılardan korumak üzere kurulmuş bir askeri güç olarak sunulmuştu. Bunu tamamen kabul etmek mümkün değil, ama 1989'da Berlin Duvarı'nın yıkılmasıyla neler olduğunu görmek çok dramatikti. Eğer artık Rus yağmacılar olmayacaksa, NATO neden var peki? Doktrine göre NATO'nun dağıtılması gerekirken NATO genişletildi.
Sayfa 176 - bgstKitabı okudu
Reklam
Tüm dünyada amaç ve hedefleri doğrultusunda kitleleri mobilize edebilen ise hep Batılı Propaganda olmuştur. Batılı Propaganda nedeni her ne olursa olsun, darbeleri, çatışmaları, korkunç şiddet olaylarını ve "değişim yönündeki çabaları" tetikler. Dünya üzerindeki en büyük barışçıl ülkenin, en cani ülke olduğunu söyleyebilir, o ülkeyi dünya için gerçek tehdit diye nitelendirebilir. Yüzyıllardır dünyayı terörize eden bir grup Batılı ülkeyi, barış ve demokrasinin gerçek savunucuları olarak niteler ve herkes buna inanır. Batidaki hemen herkes inanır. Bu gezegendeki herkes de... Çünkü Batılı propaganda o derece kusursuz, o derece gelişkindir. Ve bunun tek kurbanı da Çin, Venezüella, Rusya, Iran, Bolivya, Küba, Zimbabve, Eritre değildir doğal olarak. Batı çıkarlarının yoluna çıkan her ülke meşru hedef haline gelir.
Sayfa 56 - bgstKitabı okudu
Batılıların, özelde de Avrupalıların, abartılı derecede beyni yıkanmış ve kendilerini biricik olarak görme konusunda aşırı takıntılı olduklarını düşünüyorum. Pek çoğu, aldıkları tek taraflı eğitim nedeniyle ve alternatif kaynakları incelemeksizin medyaya fazlaca bel bağlamaları sonucunda, kendilerini "seçilmişler" olarak görüyor.
Sayfa 39 - bgstKitabı okudu
Hiyerarşi ve baskının temel başarısı, insan yerine konmayanları, bunun doğal olduğuna inandırmalarıdır.
Sayfa 36 - bgstKitabı okudu
Bir gün, meraktan Britannica Ansiklopedisi'nin en ünlü baskılarından birine baktım. 1910 basımı filandı. Kral II. Leopold'ü aradım. Elbette bir başlık vardı ve Leopold'un yaptığı muhteşem şeylerden, ülkeyi nasıl imar ettiğinden vs. bahsediliyordu. Sonunda da "halkına bazen sert davranırdı" gibi bir ifade geçiyordu. Evet, on milyon insanı öldürmek gibi...
Sayfa 32 - bgstKitabı okudu
Reklam
Anglofonlar diye tabir ettiğimiz, ABD, Kanada, Avustralya gibi, Ingiltere'nin torunları olan yerlerdeki yerlilere karşı takınılan tavirda da buna paralellik vardır. Bu toplumlar yerlileri yönetmenin ötesinde onları ortadan kaldıran sıra dışı sömürgeci toplumlardır. Onların topraklarına, yerleşimlerine el koyarlar ve çoğu kez fiilen onları imha ederler.
Sayfa 22 - bgstKitabı okudu
Korku ve nihilizm tüm dünyaya yayıldı. Bu korku, dünyanın görünürde her şeye gücü yeten Batılı efendileri tarafından hedef alınmaktan ve cezalandırılmaktan duyulan bir korku. Etiketlenmek, bir kenara atılmak ve damgalanmaktan duyulan bir korku. Nihilizm de Batili medya kanalları ve akademide yuvalanmış propagandacılar tarafından yayılıyor. Propaganda apatçikleri tarafından yaygınlaştırılıyor. Bunlar, dünyanın tüm köşelerinde çeşitli biçimlerde filizlenen tüm ilerici ve bağımsız düşünce ve idealleri hedef almak üzere işe alınmışlar. İyimserlik ve tutkuya, daha iyi bir dünya düzenine yönelik her türlü düşe saldırıyorlar, bunları zehirliyor, itibarsizlaştırıyor, hiçbir şey yapamasalar bunlarla alay ediyorlar.
Sayfa 14 - bgstKitabı okudu
Dünya üzerinde sayısız insanın acı çekmesine neden olan olayların çoğu açgözlülükle, hükmetme ve kontrol etme arzusuyla bağlantılıydı ve neredeyse hepsi "eski kıtadan" ve onun Atlantik'in karşı kıyısındaki güçlü ama insafsız evladından geliyordu. Buna yol açan şeyin pek çok farklı adı vardı-sömürgecilik ya da yeni sömürgecilik, emperyalizm ya da şirketlerin açgözlülüğü- adı her ne olursa olsun, sonuçta sadece acı üretiyordu.
Sayfa 12 - bgstKitabı okudu
Tam Baskıcı 12 Eylül 1980 Darbesi
12 Eylül'ün tam baskıcı bir darbe olarak ortaya çıkmasının birden çok nedeni vardı: Esas neden, Türkiye'nin sınıfsal ve siyasal yapısının gerçek bir demokrasiyi üretecek ve besleyecek bir aşamaya henüz gelememiş olmasıydı. Dünyada demokrasiyi kurmuş olan sermaye ve işçi sınıfları Türkiye'de yeterince güçlenmiş ve demokrasiyi
Sayfa 206 - Remzi KitabeviKitabı okudu
48 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.