Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Bugün Bayram...
Her bayram sevinçle eşlik ettiğiniz o şarkının ardındaki dramı bir çoğumuz bilmiyordur. Şarkı aslında ‘bayram’ için değil eşini kaybetmiş bir kocanın hikayesini anlatmaktadır. Nakarata odaklanıp kaçırdığımız o mısralar bize aslında gerçeği açıklıyor gibi; “Sen gittin gideli içimde öyle bir sızı var ki yalnız sen anlarsın sen şimdi uzakta cennette meleklerle bizi düşler ağlarsın...” Aslında nakaratı da bu bilgiden sonra okuduğunuzda, babanın çocukları bayram günü mezar ziyareti için hazırladığını anlıyoruz. “Annemiz bugün bizi bekler” satırı artık bambaşka bir anlam kazanıyor ve bu yüreğinizden bir şeyler koparıyor. “Bugün bayram erken kalkın çocuklar giyelim en güzel giysileri elimizde taze kır çiçekleri üzmeyelim bugün annemizi bugün bayram çabuk olun çocuklar annemiz bugün bizi bekler bayramlarda hüzünlenir melekler gönül alır bu güzel çiçekler...” Bu bilgiden sonra şarkıyı aynı hisle dinleyebilir miyim diye düşündüğümüzde olaya biraz daha ruhani bakmak gerekiyor. Bugün sevdiklerimizin yanında bayramımızı kutlarken, kaybettiklerimizin mezarını ziyaret ederken de aslında bir hüznün içinde bir gerçeği kabullenerek yanlarına gittiğimizde mutlu oluyoruz ve belki de onları mutlu ediyoruz. O yüzden şarkıyı aynı hisle dinlemeye devam edebiliriz. Sevdiklerinizle, iyi bayramlar dilerim.
12.04.2024 Anıtkabir Ziyareti
Sensiz geçen bir bayram daha Ata’m… Yaktığın ışıkta yürümeye devam ediyoruz cesurca. Biliyoruz ki senin kudretin, senin varlığın her zaman arkamızda. Ruhumuzda ve kalbimizde seni ve ilkelerini taşıdığımız sürece bizim sırtımız yere gelmez. Ne güzel kelimedir ‘Atatürk’ . Ne güzel duygudur seni görmeden bile bu kadar sevebilmek. Seni ve silah arkadaşlarını; Özlemle ve saygıyla anıyorum…
Reklam
327 syf.
9/10 puan verdi
Dicle Türküsünün Sesi Mezopotamya’yım ben; Damarlarım su ve nehir, Hayatım kavga, mevzum kan, Dilim edebi, sözüm ebedi. Her zaman bir şairin, bir vakanüvisin sözünden çok Gılgamış’ın dudaklarında bir zaman, kadim nehrin kenarında
Dicle'nin Yakarışı
Dicle'nin YakarışıMehmed Uzun · İthaki Yayınları · 20183,244 okunma
Bayram ziyareti iyidir çalacak kapınız varsa...
Instagram'da yayınlanmaz büyükanne, büyükbaba evleri neden? Onlar olmasa biz olabilir miydik? Kapısını çalabileceginiz büyükleriniz varsa , sizi gördükleri zaman gözlerinin içi gülüyorsa o pahalı mekanlarda, marka kıyafetlerden çok daha kıymetli birşeylere sahip olduğunun farkında olmalı insan. Sahip olduklarımızın farkında mıyız?
520 syf.
9/10 puan verdi
Yılmaz Özdil imzalı ‘Mustafa Kemal’ bu yıl içinde çıkan ve okuduğum üçüncü Atatürk biyografisi oldu. İlki İlber Ortaylı’nın, ikincisi ise İpek Çalışlar’ın kitapları idi… Aslına bakarsanız, bu gibi kitapların sayısının hızla artması iyi bir şey; keza Atatürk araştırmalarının da öyle. Yıllarca aptalca polemiklere konu edilen aile kütüğü, akraba
Mustafa Kemal
Mustafa KemalYılmaz Özdil · Kırmızı Kedi Yayınevi · 201814bin okunma
Eğer geleneklerin fiziksel varlığı olsaydı, iki günde yaşlanır, çökerdi. Yalnızca bayram harçlığı isimli olan yetmişine gelip de yedisindekilere Madonna misali taş çıkarabilirdi, o da gençlerin kendisini unutmamak konusundaki hevesleri saye sinde...
Sayfa 29 - Acayip kitaplar serisiKitabı okudu
Reklam
Köyde bi bayram ziyareti yapayım dedim, kimse beni tanımıyor imiş. Üstelik abimin eşi falan sanıyorlar. Pes!
Şiir.
Bir bayram sabahı uyandığımda. Aklıma gelen mezarlık ziyareti. Baktım yatagında yoksun, abdest alıyorsun,diye düşündüm. Ama taki gözlerimi mezartaşına bakınca ya kadar.
Osmanlı Toplumunda Bayramlar...
“Osmanlı döneminde bayramların, dinî olduğu kadar sosyal yönü de vardı. Bayramdan önce evler temizlenir, misafirlere tatlılar, yemekler, çocuklara hediyeler, şekerler, çerezler hazırlanırdı. Ramazanda ise camiiler temizlenir, mahyalar asılır, şehir kandillerle süslenir, hamamlar arife günü sabaha kadar açık olurdu. Mezarlık ziyareti, arife günü veya bayram namazından sonra yapılırdı. Bayram sabahı mahalle bekçileri davullarla halkı uyandırır, atılan topla namaz vaktinin girdiği anlaşılır, büyük küçük herkes bayramlık elbisesini giyerek camilere namaz kılmaya giderdi. Camiideki bayramlaşmanın ardından evlerde küçükler büyüklerin ellerini öper, mahalleyi dolaşarak kendileri için hazırlanan içi gümüş paralı mendilleri, şekerleri, lokumları alırlardı. Evlerin ilk ziyaretçileri davuluyla mahallenin bekçisi, temizlikçisi, tulumbacılar olur, onlara da bahşiş verilirdi. Hediyeler dağıtılır, yemekler verilirdi.” Kaynak: Diyanet Takvim
190 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.