Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Şa'rânî'nin, Tabakâ'tında, "Bazı velîler levh-i mahfuzu görürler!" demesi hatadır, sakın aldanmayın! Levh-i mahfuzu, değil evliyalar, peygamberler dahi görmemiştir!
Sayfa 156 - İşaret Yayınları - (Hicrî) 1123 tarihinde Mısır'da Câmi'u'l-Müeyyed mescidinde bir vaiz.Kitabı okudu
Bazı ruhlar geldiği o benzersiz mutluluk ve huzur aleminin tam farkındadır (Peygamberler ve veliler gibi) bazısı az farkındadır (takva sahipleri gibi) Bazısı ise hiç farkında değildir (insanların çoğunluğu). Fakat biz farkında olmasak da, ruhumuz içten içe orayı özler ve o ayrılığın acısını çeker. Bizler ise ister bilincinde olalım ister olmayalım, kovulduğu ve artık unuttuğu alemin sancısı ile ruhumuz hep huzursuzluk içinde kıvranır. O yüzden bu dünyada hiçbir şey insana sürekli mutlu etmez. Tam mutlu ve huzurlu olacağını sandığı anda, derin bir mutsuzluk ve huzursuzluk burun buruna gelir.
Reklam
Bazı veliler ruhaniyetten terbiye görürler. Muhammed Bâkî-Billâh hazretleri, Şah-ı Nakşibend hazretlerinin ruhaniyetinden manevi âlemde terbiye görmüştür.Bunun başka misalleri de vardır. Böyle, maneviyat âleminden terbiye gören bir veli veya mürid, hayatta olan bir mürşide halini tasdik ettirmedikçe manevi terbiye hükümsüzdür.
GAYB MESELESİ
Gaybı Allah bilir ama Nur Risaleleri'nden yaptığımız bu alıntılardan, evliyanın gaybı bildiği sonucu çıkmaktadır.(Hâşâ) Nitekim bu kanaat Nur Risaleleri'nde açık olarak belirtilmiştir: Madem Hz. Ali (R.A.) "ene medînetu'l-'ilmi ve 'aliyyun babuha" hadisine mazhardır. Hem madem Şah-ı Velayet ünvanını alarak
Sayfa 216 - Süleymaniye vakfıKitabı okudu
korkularımızın en son noktası cehennem arzularımızın en son noktası cennet bazı veliler cehennemden korktuğum ya da cenneti arzuladığım için değil sadece rızan için kulluk yaparım demişler tabii ki şeriat mertebesinde cennet de cehennem de haktır burda başka bir incelik var hür olabilmek için korkularımızdan da arzularımızdan da mümkün olduğunca kurtulmamız gerekiyor
Bitmeyen ergenlik
Galiba yaptığımız hata, ya çocuğu yetişkin olarak görüp ondan boyundan büyük işler beklemek ya da onların bazı olumsuz davranışlarını, ergenlik başlığı altında yumuşatmak. Popüler kültüründe tesiri ile çocukluğu uzattıkça uzatıyoruz, yani dengeyi bir türlü kuramıyoruz. Çocuklar ergenliğe girince çıkmak bilmiyorlar.
Reklam
“Bazı ruhlar geldiği o benzersiz mutluluk ve huzur âleminin tam farkındadır (peygamberler ve veliler gibi), bazısı az farkındadır (takva sahipleri gibi), bazısı ise hiç farkında değildir (insanların çoğunluğu). Fakat biz farkında olmasak da, ruhumuz içten içe orayı özler ve o ayrılığın acısını çeker. Bizler ister bilincinde olalım, ister olmayalım, kovulduğu ve artık unuttuğu o âlemin sancısıyla ruhumuz hep huzursuzluk içinde kıvranır. O yüzden bu dünyada hiçbir şey insanı sürekli mutlu etmez. Tam mutlu ve huzurlu olacağını sandığı anda, derin bir mutsuzluk ve huzursuzlukla burun buruna gelir.”
Sayfa 11 - SufiKitabı okudu
Haricilik ve Özellekleri 2(İbn Abbas'ın cevabı)
İbn Abbas şöyle dedi: "Ali'nin, Allah'ın diniyle ilgili bir hususta insanları hakem yapması hakkında görüşünüze gelince ben size Allah'ın Kitabından bu görüşünüzü çürütecek ayetler okursam görüşünüzden döner misiniz?" Onlar "Evet" dediler. Bunun üzerine İbn Abbas şöyle dedi: "Allah Teala kendi diniyle bir
Sayfa 70 - Guraba yayınları, Abdullah ibn Abbas(ra)Kitabı okudu
“Tasavvuf'a göre insan ruhu, cennet hayatından, o erişilmez, aklın, hayalin ve havsalanın alamayacağı bir güzellik, sonsuz bir mutluluk, bitimsiz neşe, sevinç ve kesintisiz bir huzur âleminden bu dünyaya sürgün edilmiştir. Bazı ruhlar geldiği o benzersiz mutluluk ve huzur âleminin tam farkındadır (peygamberler ve veliler gibi), bazısı az farkındadır (takva sahipleri gibi) , bazısı ise hiç hiç farkında değildir (insanların çoğunluğu). Fakat biz farkında olmasak da, ruhumuz içten içe orayı özler ve o ayrılığın acısını çeker. Bizler ister bilincinde olalım, ister olmayalım, kovulduğu ve artık unuttuğu o âlemin sancısıyla ruhumuz hep huzursuzluk içinde kıvranır. O yüzden bu dünyada hiçbir şey insanı sürekli mutlu etmez. Tam mutlu ve huzurlu olacağını sandığı anda, derin bir mutsuzluk ve huzursuzlukla burun buruna gelir. ”
Sayfa 11
KARANLIĞIN YÜZÜĞÜ
Yüzüklerin Efendisi'nde, Orta-dünyanın Üçüncü Çağı'nın hayali edilmesi, tarihinde dünyanın iyi ve kötü olan iki orduya göre tanzim edilmesi, hayli aşikar olarak sunulur. Bu karşıtlık, iki ana karakterle canlandırılır: Tek Yöneten Yüzüğü arayan Karanlıklar Efendisi Sauron ile Arif Gandalf. İmdi, bu sonuncu şahsiyetin lakabının önemi bazı
Sayfa 15 - İNSAN YAYINLARI - birinci baskı: İstanbul, aralık 2005
Reklam
Galiba yaptığımız hata, ya çocuğu yetişkin olarak görüp ondan boyundan büyük işler beklemek ya da onların bazı olumsuz davranışlarını, ergenlik başlığı altında yumuşatmak. Popüler kültüründe tesiri ile çocukluğu uzattıkça uzatıyoruz, yani dengeyi bir türlü kuramıyoruz. Çocuklar ergenliğe girince çıkmak bilmiyorlar. Liseli öğrencilerin konuşmalarına bir kulak kabartın .ya oyundan bahsediyorlar ya da arkadaş ilişkilerinden.
Aileleri Öz-düzenleme Gelişimine Dahil Etme
Bayan Winter, okul gününün sonunda velileri izlemeyi ilginç bulurdu. Bir ebeveyn, telefonda konuşurken kapıdan içeri girdi ve bir öğretmenle hiç göz teması kurmadı, çocuğunun sırt çantasını ve elini alıp kapıdan çıktı. Diğer veliler sınıfa girdiler ve gün için hazırlanırken öğretmenleri ve çocuklarını selamlamak için çok zaman harcadılar. Sınıfın boş alanı çok küçüktü. Bazı ebeveynler, etraflarındakilere fazla dikkat etmeden çocuklarının paltosunu ve sırt çantasını almak için içeri girerken, bazıları da kenarda durup dönüş yapmadan önce yer açılmasını beklediler. Bayan Winter, her ailenin farklı olduğunu anlamış ve buna değer vermiş olsa da, bu kısa etkileşimlerde bile ebeveynlerin çocukları için model oldukları öz-düzenleme becerilerinde belirgin farklılıklar gördü.
Sayfa 135 - Sola Unitas
Bazı veliler hakkında serdedilen 'insan sarrafı olma, 'bir bakışta karşısındaki adamı tanıma' gibi hallerin bu 'harita-i insaniye'yi okumada kaydedilen ilerlemeyle irtibatlı olduğunu hep düşünegelmişimdir.
"Anne babaların bu dönemde ergen çocuklarına sinir olma gibi bir lüksleri yoktur. Evet, çok fazla azmettirici vardır belki, ama köprüyü geçene kadar bazı hayvanlarla 'akrabalık' ilişkileri kurulması şarttır. İşten güçten çocuk bir kenara atılır, yani harca kum katılırsa, oluşan kimlik de en ufak bir sarsıntıda yıkılmaya meyilli olur."
Sayfa 126Kitabı okudu
101 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.