Şimdi de kendi kendime şu lüzumsuz suali soruyorum:
Kolay elde edilmiş bir saadet mi, yoksa insanı yücelten ıstırap mı daha iyidir? Evet, hangisi daha iyi?
Hayatı, bir kitabı okur gibi geriye yaslanıp okuyamazsın. Direniş ayakta filizlenir, yürüyüştür ayakta kalmanın besini. Geçiştirilmiş bir yaşamın, zayıf kalmış kalbini taşıyorsun.
KADER
Bazen yönleri değiştiren bir kum fırtınası gibidir. Sen yön değiştirirsin fakat kum fırtınası peşinden gelir. Tekrar yön değiştirirsin, ama fırtına yine seni bulur.Tekrar ve tekrar böyle devam edersin.
Neden? Çünkü fırtına uzak bir yerden sana doğru esen herhangi bir şey değil. Fırtına sensin! Senin içindeki bir şey. Bu yüzden yapman gereken şey kendini vermek, fırtınanın tam içine girmek.
Kum girmemesi için gözlerini yummalı, kulaklarını tıkamalısın.Ve fırtına dindiğinde bunu nasıl yaptığını hatırlamayacaksın, nasıl hayatta kaldığını. Emin olamayacaksın, aslında, fırtına gerçekten dinmemiş de olsa.
Ama şu kesin...
Fırtınadan çıktığında fırtınaya giren kişi olmayacaksın artık!
HURAKI MURAKAMI