Japonya’da 1958’le 1987 yılları arasında yaşanan ve tarihin en büyük ekonomik yükselişlerinden biri olarak kabul edilen dönemde kişi başına düşen gelir neredeyse beşe katlandı. Japon yaşam tarzı ve sosyal ilişkilerinde milyonlarca olumlu ve olumsuz değişikliğe sebep olan zenginlik akımı, mutluluk seviyelerine şaşırtıcı derecede az etki edebildi. 1990’lı yıllarda Japonlar, yaşamlarından 1950’lerde olduğu kadar memnun ya da yine o kadar memnuniyetsizdi.35 Görünüşe göre benzeri görülmemiş kazanımlarımıza rağmen, mutluluğumuz gizemli bir cam kubbeye çarpıyor ve daha fazla büyüyemiyor. Herkes için bedava yemek sağlasak, tüm hastalıkları iyileştirsek, dünya barışını garantilesek bile bu cam kubbeyi aşmayı başaramayacağız. Gerçek mutluluğu yakalamak, yaşlılık ve ölümü yenmekten daha kolay olmayacak. Mutluluğun cam kubbesi, onu taşıyan biri psikolojik, diğeri biyolojik iki sütun sayesinde sapasağlam duruyor. Psikolojik açıdan mutluluk nesnel şartlardan çok beklentilere dayanır. Mutlu ve esenlik içinde bir düzeni yöneterek memnun olamayız. Aksine, gerçeklik, beklentilerimizle buluştuğunda tatmin oluruz. Kötü olansa şartlar iyileştikçe beklentilerin balon gibi şişmesidir. İnsan türünün geçtiğimiz yıllarda yaşadığı şartlardaki belirleyici iyileşmeler, biraz daha kanaatkar bir tavır yerine daha büyük beklentilere dönüştü. Bu konuda önlemler almazsak gelecekteki kazanımlarımız bizi her zamankinden daha da doyumsuz hâle getirecek.
Rearden Davası #5 (Zenginlik Savunması)
Rearden'ın arkasında kalan kalabalıktan sesli soluklar duyuldu. Bunlar güceniklikle değil, şaşkınlıkla ilgiliydi. Karşısındaki yargıçlarsa sessizdi. Rearden sakin bir sesle devam etti: “Hayır, tavrımın yanlış anlaşılmasını istemem. Kayıtlara doğru geçmesi için ifade etmekten memnuniyet duyarım. Gazetelerin hakkımda söylediği tüm gerçeklere
Sayfa 240Kitabı okudu
Reklam
Ruhun çok daha az saygın bir anlamı olduğu ve ruhumuzu bir petrol boru hattı ya da Senato'da bir koltuk gibi ıvır zıvırların karşılığında her gün sattığımız günümüzde, Mefistofeles'in görevi tam tersine çok daha zordur. İnsanın ruhunu ıvır zıvır karşılığında kaybetmesi ruha o ıvır zıvırın değerini yükler, oysa (asli işi vurgunculuk olan) Mefistofeles değerli şeyleri arzular. Günümüzün Faust'ları bilgi ve aşk değil, parasal kazanç, bir "reality show"a bedava bilet, isimlerinin neon lambalarıyla yazılması peşinde olduğundan, Mefistofeles'in kar edebilmek için, gerekli sayıda ruhu bulabilmek amacıyla on kat fazla çalışması gerekir.
Sanattan, edebiyattan neden uzaklaşırlar?
çağdaş yeniden canlandırma araçlarının yaptığı, sanatın yetkesini yıkmak ve onu koruyucu kabuklardan kurtarmaktı. Tarihte ilk kez sanat imgeleri gelip geçici, her yerde taşınabilen, değeri maddesine bağlı olmayan, kolayca bulunabilen, değersiz, bedava şeyler oldular. Dilin bizi sarıp sarmaladığı gibi sardılar çevremizi. Yaşamın genel akışına
14 öğeden 11 ile 14 arasındakiler gösteriliyor.