Gidişinin ardından düşünüyorum şimdi ,
kırık , acılı ve yapayalnızım...
Sen bilmezsin
koskoca bir şehrin ortasında
yapayalnız kalmanın ne demek olduğunu ,
bir başına , korkulu , ümitsiz !...
Bir o kadar da çaresizlik oturur insanın içine..
Ve yüreğine fırtınalar bile yağsa ,
faydası olmaz o an !...
Soğuk bir bahar sabahıydı
Sen giderken
Ah!
Budur işte benim payıma düşen
Benim payıma düşen budur
Bir gökyüzüdür benim payımı düşen
Asılır asılmaz perde, benden alınıp götürülen ıssız merdivenlerden ta derinlere inmektir benim payıma düşen
Ve ulaşmaktır bir şeye, çürüyen ve gurbette
Benim payıma düşen hüzünlü anılar bahçesinde dolaşıp durmaktır
Ölmektir bana “ellerini seviyorum” diyen bir sesin kederinde...
Yalnızlığın boyutunda bir oda
Ve bir aşk boyutunda olan yüreğim
Mutluluğun yalın bahanelerine bakıyor
Güzelim soluşuna saksılarda çiçeklerin
Bahçemize diktiği fidana
Ve ötüşüne küçük kuşların
Bir pencere boyutunda
Yaşam belki
Upuzun bir sokaktır bir kadının elinde bir sepetle geçtiği
Belki yaşam
Bir adamın kendini bir dala asarken kullandığı iptir
Okuldan dönen bir çocuktur belki yaşam
Bir karanlık ayet olan varlığım
Kendinde yenileyerek seni
Götürecek çiçeklenen sonsuz tanyerine
Ben bu ayette seni ah çektim
Ben bu ayette seni bağladım ağaca, suya ve ateşe
Herkes bir taş atarken Şibli atmıştı bir gül,
İncinmedi kimseden, gülden incindi gönül,
Dicle ah garip Dicle, Dicle ah dertli Dicle
Şehidi Kerbela’dan beri akmaz sevinçle
Yolu Hallac olanın sevdası yâda düşer
Ruhu vasılın olur, başı cellada düşer
Suçlular korkak olurlar. Korkusu büyük olanlar, kendi suçlarını örtmenin yolunu başkalarını suçlamakta bulurlar. Haklı olanların kaybedecek hiçbir şeyleri yoktur. Boyun eğmeyip, sabrettiklerinde, her şart altında kazanacak olan da onlardır.
Bir solukta okundu da okunmasına kapağını kapatıp öylece rafa kaldıramıyorsun... Bir kahve yapıyorsun en köpüklüsünden, fonda Schubert’in Serenadı... İstemsizce gözlerini kapatıp tüm yüreğimle hissederken müziği, sevgili Livanelinin Serenadını sindiriyorsun... Hadi diyelim bu kitabı bu kadar geç okumam benim ayıbım!! Peki Struma gerçeğinin hiç konuşulmaması, hiç yaşanmamış gibi davranılması kimin ayıbı?? Ahh Wagner herkesin batan bir gemisi, sonsuz ayrılığı, gidipte dönemeyeni var yüreğinde...
SerenadZülfü Livaneli · Doğan Kitap · 2020137bin okunma
Hayat bu işte; yaptığımız herhangi bir şey biz farkında olmasak da bir yerlerde birilerinin yaşamını etkiliyor, belki tümünden değiştiriyordur. Kim bilir, belki yaşarken değil, ölürken sebep oluyoruzdur bu değişikliklere.