Arkadaşım, patronum, amcam, büyükbabam, evet hatta (yani biraz çekinerek belki) kayınpederim olmandan mutluluk duyardım. Ama işte baba olarak bana göre fazla güçlüydün; özellikle de erkek kardeşlerim küçük yaşta öldükleri, kız kardeşlerim onlardan çok sonra dünyaya geldikleri ve bu durumda ben ilk sarsıntıya tek başıma dayanmak zorunda kaldığım için böyleydi, bense bunun için fazlasıyla güçsüzdüm.
İkimizi karşılaştır: Ben -iyice kestirmeden ifade edersem- belki bir Kafka temeline sahip, ancak Kafka'lara özgü yaşam, ticaret ve sahip olma arzusunun değil; daha çok Löwy'lere özgü gizli, çekingen ve farklı yönden etki eden ve sıklıkla kesilen bir dürtünün harekete geçirdiği bir Löwy'yim. Buna karşılık sen gücünle, sağlığınla, iştahınla, sesinin enerjisiyle, ifade yeteneğinle, kendinle barışıklığınla, dünyayı avucuna almışlığınla, sebatınla, hazırcevaplığınla, insan sarraflığınla, belli ölçüdeki cömertliğinle, tabii bu meziyetlerin parçası olan, mizacının ve bazen de öfkenin seni kışkırtıp sürüklediği bütün hataların ve zaaflarınla gerçek bir Kafka'sın.